Kyla traducir turco
123 traducción paralela
Nenávidím Stana a Kyla! I seriously hate Stan and Kyle!
Stan ve Kyle'dan nefret ediyorum Stan ve Kyle'dan cidden nefret ediyorum...
I'm Kyla, by the way.
Adım Kyla.
Kyla's grandfather has studied the story of Naman.
Kyla'nın dedesi Naman'ın hikayesini incelemiş.
We don't know anything about Kyla.
Kyla hakkında hiçbir şey bilmiyoruz.
Lana, this is Kyla.
Lana, bu Kyla.
If this new complex goes ahead, the caves will be destroyed... along with paintings Kyla's ancestors drew.
Bu yeni bina tamamlanırsa mağaralar ve Kyla'nın atalarının çizdiği tablolar yok olacak.
Mrs. Kent, if you're looking for Clark, he and Kyla are down documenting the caves.
Bayan Kent, eğer Clark'ı arıyorsanız o ve Kyla mağaraları araştırıyorlar.
Your mother told me about Kyla.
Annen bana Kyla'dan bahsetti.
Yeah, so, what is it about Kyla that breaks through Clark's shining armor?
Evet, Kyla nasıl Clark'ın zırhını delebildi acaba?
You know, Clark's sudden interest in Kyla wouldn't have anything...
Clark'ın Kyla'ya olan ani ilgisi, senin... - Selam.
Joseph and Kyla are trying to get a team to authenticate them.
Joseph ve Kyla, onları tasdik edecek bir ekip ayarlamaya çalışıyorlar.
Don't kill the messenger... but I found out that Kyla's tribe name translates into "skinwalkers."
Bana kızma ama Kyla'nın kabilesinin adının tercümesi "biçim gezginleri" ymiş.
Oh, Kyla called for you.
Kyla seni aradı.
I have these feelings for Kyla.
Kyla'dan hoşlanıyorum.
Kyla, I've been more open with you than almost anyone ever.
Kyla, hiç kimseyle olmadığım kadar dürüst oldum sana karşı.
Kyla?
Kyla?
I'm sorry, Kyla.
Üzgünüm Kyla.
Kyla was right to believe in you.
Kyla sana inanmakta haklıydı.
Kyla had faith in you and so do I.
Kyla sana inanıyordu, ve ben de.
I wanted to tell you how sorry I am about Kyla.
Kyla için üzgün olduğumu söylemek istedim.
Kyla told me there used to be a star... right out there with the bright one.
Kyla eskiden, şu parlak olanın yanında bir yıldız olduğunu söyledi.
Daughter, Kyla, 6 years old.
Kızı Kyla. 6 yaşında.
He had to open up his dry-cleaning store as usual, then take Kyla to school.
Her zamanki gibi kuru temizleme dükkânını açıp Kyla'yı okula götürmesi gerekiyordu.
He never got to the store, and Kyla never made it to school.
O dükkâna, Kyla da okula hiç gitmedi.
Kyla's mother, Sarah, watched them leave the house at 8 : 00 this morning.
Kyla'nın annesi Sarah, onları bu sabah sekizde evden çıkarken izlemiş.
- Kyla?
- Kyla'nın?
Mrs. Prichard, is it possible that your husband could have taken Kyla?
Bayan Prichard kocanızın Kyla'yı kaçırmış olması mümkün mü?
How about between your husband and Kyla?
Peki ya kocanızla Kyla'nın arası?
Kyla got hungry, but I waited.
Kyla acıktı ama ben bekledim.
I want you to comb his business associates... his friends, and Kyla's teachers.
Senden iş ortaklarını, arkadaşlarını ve Kyla'nın öğretmenlerini araştırmanı istiyorum.
Prichard got more attached to Kyla than he thought he would.
Prichard, Kyla'ya çok bağlıydı ve götürebileceğini düşündü.
You never saw him do anything inappropriate with Kyla?
Onu Kyla'ya uygunsuz davranırken gördünüz mü?
I mean, Sarah and Kyla are his life.
Yani, Sarah ve Kyla onun hayatı.
The way he is with Sarah and Kyla, it's like he's on a mission or something.
Sarah ve Kyla ile olan ilişkisi, sanki bir görevdeymiş gibiydi.
For what it's worth, Kyla's Little League team's the White Sox.
Kyla'nın oynadığı Küçükler Takımı'nın adı White Sox'tu.
This time tomorrow you call her and you tell her Kyla's safe.
Yarın bu saatte onu ara ve Kyla'nın güvende olduğunu söyle.
Kyla's safe.
Kyla güvende.
I think Kyla really got to him.
Sanırım Kyla onu çok etkiledi.
Kyla gave her life for these caves.
Kyla bu mağaralar için hayatını verdi.
I remember when you first learned about this from Kyla.
Bunu Kyla'dan ilk duyduğun zamanı hatırlıyorum. Dedi ki...
i'm gonna bring my kyla doll and my mr.
Kyla bebeğimi.
You're going to have to do better than that,'cause a witness just came forward who's willing to testify under oath that he sold Kyle that cell phone.
Daha iyisini yapmak lazım. Çünkü yemin ederek Kyla'a o cep telefonunu sattığını söyleyecek bir tanık var.
- He / she was joking
- Şaka yapıyordu Kyla.
Once in the film "Hard Target", I took a shot from a blank.
Zor Hedef filminde, kuru sıkyla bana ateş ettiler.
It's not that simple, Kyla.
Bu kadar basit değil Kyla.
Ah, you're only a child, Kyla.
Sen daha çocuksun Kyla!
- I'm Kyla.
- Ben Kyla.
Kyla. - I'll find it for you.
Kyla, senin için onu bulurum.
Don't be silly, Kyla.
Saçmalama Kyla.
Kyla, I think we need to go.
Kyla, gitsek iyi olur.
Adorable Steward
Bay komik ben Buzz. Sevgili eşleri Debra ve Kyla.