Lapointe traducir turco
44 traducción paralela
Claude Lapointe, Quebec Bureau of Health, official business.
Claude Lapointe, Quebec Sağlık Bürosu.
At the police station in Camelford, Kathy Draper talked to Quebec Bureau of Health official Claude Lapointe.
Camelford'daki karakolda Kathy Draper Quebec Sağlık Bürosu'ndan Claude Lapointe ile görüştü.
A city is a complex machine, Mr. Lapointe.
Bir şehir, karmaşık bir makinadır, Bay Lapointe.
- Lapointe.
- LaPointe.
- Lapointe, the tripod.
- LaPointe, üçlü ayağı getir!
Stay here, hold this position.
- LaPointe, Evans burada kalın, konumunuzu bozmayın.
Would you mind going in there and telling prosecutor Lapointe that officer Farber is out here to speak to her about Mark Vector?
İçeri girip, savcı Lapointe'ye Mark Vector ile ilgili konuşmak için Polis Memuru Farber'ın geldiğini söyler misiniz?
How does our dead guy, Lapointe, fit in?
Ölü adamımız nasıl, Lapointe, gömelim mi?
Abby and I will look into Lapointe.
Abby ve ben Lapointe'e bakacağız.
Lapointe owned a bunch of souvenir shops along Miami Beach.
Lapointe Miami Plajı boyunca hediyelik eşya dükkanlarının bir kısmının sahibi.
His name was Greg Lapointe.
Adı Greg Lapointe'di.
That's the guy who killed Lapointe.
Bu Lapointe'yi öldüren adam.
Do you remember anything about Lapointe?
Lapointe hakkında başka bir şey hatırlıyor musun?
Maybe I was investigating Lapointe?
Belki de Lapointe'yi araştırıyordum?
Or maybe this Brad Dumont guyand I were working together and he killed Lapointe to...
Ya da belki Brad Dumont ve ben birlikte çalışıyorduk... ve o Lapointe'i öldür...
Lapointe's Chinese contactinside the united States is this man.
Lapointe'ın Çin teması birleşik devletler içinde bu adamla.
Brad sent me to Miamito follow Lapointe.
Brad Miamito'ya beni Lapointe'yi takip etmem için gönderdi.
- Yeah. That's Jim Lapointe.
- Evet, Jim Lapointe.
So, this guy, Mr. Lapointe, did he leave a forwarding address? Nope.
Pekala bu Bay Lapointe'nin gittiği yerin adresi var mı?
Sounds like a Tom Lehrer song.
Bobby Lapointe'ın şarkılarından biri gibi.
I am Guy Lapointe.
Ben Guy Lapointe.
That is my name. Guy Lapointe. And I spend 20 years as the inspector of the Surete du Quebec.
Adım bu, Guy Lapointe ve 20 yıl Quebec Polisi'nde müfettiş olarak çalıştım.
Or maybe you could just ferme your fucking bouche for one second and listen to Guy Lapointe.
Ya da o lanet çeneni bir saniyeliğine kapatıp Guy Lapointe'i dinleyebilirsin.
Good afternoon to you, sir. I am Guy Lapointe.
İyi günler dilerim efendim.
Surete du Quebec.
Ben Guy Lapointe. Quebec Polisi.
You know what I think, Mr. Lapointe?
Benim ne düşündüğümü biliyor musunuz Bay Lapointe?
The man in the photo is Rene Lapointe, a French diplomat and current United Nations High Commissioner for refugees.
- Fotoğraftaki adam Rene Lapointe Fransız diplomat ve şu anki BM'nin mültecilerden sorumlu Yüksek Komiseri.
She just placed the GPS tracker onto Lapointe's limo.
GPS takip cihazını Lapointe'in limuzinine yerleştirdi.
Monsieur Lapointe may be lazy, even corrupt, but you don't get all that power by being a nice guy.
Bay Lapointe tembel, hatta yozlaşmış olabilir ama zaten bütün o gücü iyi adam olarak elde edemezsiniz.
They could also be working for the UN High Commissioner Lapointe.
BM Yüksek Komiseri Lapointe için de çalışıyor olabilirler.
Why would Lapointe wanna kill me for trying to help Omar get into the US?
Omar'ı Amerika'ya sokmak istiyorum diye Lapointe neden beni öldürmek istesin ki?
And the original is in Lapointe's office.
Ve orijinali de Lapointe'in ofisinde.
Oh, we've already issued a warrant for your corrupt French pal Lapointe for the attempted murder of Maria Martinez.
Yozlaşmış Fransız dostun Lapointe hakkında Maria Martinez'i öldürmeye teşebbüsten yakalama emri çıkarttık.
And what's worse, I think she's headed to Lapointe's office.
Ve daha da kötüsü, sanırım Lapointe'in ofisine gidiyor.
Lapointe denied Omar's asylum based on a forged letter from the Iraqi government.
Lapointe Omar'ın ilticasını Irak Hükümeti'nden geldiğini iddia ettiği sahte bir mektuba dayanarak reddetti.
That letter is in Lapointe's office, and I need to get to it.
O mektup Lapointe'in ofisinde. Onu almam gerek.
Davis conspired with Lapointe to have Omar killed.
Davis Lapointe'le birlikte Omar'ı öldürmek için komplo kurdu.
I'll take you as far as Lapointe's office.
Seni Lapointe'in ofisine kadar götürürüm.
She's headed to the UN to get evidence to bring down Lapointe and Davis.
Lapointe ve Davis'in yakalanması için BM binasında kanıt bulmaya gitti.
Have you told anyone about Lapointe?
Lapointe'i kimseye anlattın mı?
Excusez-moi, Monsieur Lapointe.
Affedersiniz Bay Lapointe.
NYPD arrested him for the murder of Lapointe.
NYPD, onu Lapointe cinayetinden dolayı tutukladı.
Lapointe, I want 12 volunteers from the womens section to walk around Montmartre alone tonight.
Lapointe, kadın şubesinden Montmartre civarında bu gece yalnız yürüyecek 12 gönüllü istiyorum.
- A clear field - - lapointe, evans,
- Açık saha...