English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / inglés → turco / [ L ] / Lauder

Lauder traducir turco

62 traducción paralela
Harry Lauder at 2500 bucks a week.
Harry Lauder, haftada 2500 alacakmış.
- Let's not be simplistic, please, Lauder.
- Basitleşmeyelim, lütfen, Lauder.
( LAUDER ) The exile groups have been dustbinned, George.
Sürgüne giden gruplar çöpe atıldı, George.
- Wouldn't it, Lauder?
- Değil mi, Lauder?
There's the question of the D-notice to the press outstanding.
Lauder, bir de dışarıda bekleyen basına bu haberin yayınlanmaması için emir verilmesi sorunu var.
Estée Lauder?
Estée Lauder?
The defector is between Estee Lauder and Pierre Cardin.
Sığınmacı, Estée Lauder ile Pierre Cardin arasında.
Considering that Harold Lauder's had a crush on you since he was 9 years old... yeah. I think you did okay.
Harold Lauder'ın 9 yaşından beri sana aşık olduğunu düşününce... evet, iyi idare ettin galiba.
Although I've resigned myself to losing you to Harold Lauder someday.
Yine de bir gün seni Harold Lauder'a kaptırmaya kendimi razı ettim.
Lauder.
Lauder.
Harold Lauder.
Harold Lauder.
Good morning. Mr. Lauder.
Günaydın Bay Lauder.
Chair recognizes Harold Lauder.
Başkan, Harold Lauder'a söz hakkı veriyor.
This is Harold Lauder.
Ben Harold Lauder.
It looks like Harold Lauder and that Cross woman.
Görünüşe göre Harold Lauder ve Cross denen o kadın.
Those are Estee Lauder lips. Takes 72 minutes to apply.
Sürdüğüm ruj için tam yetmiş iki dakikamı harcadım.
- Thank Estee Lauder, I'm free at last!
- Estee Lauder sağolsun, nihayet özgürüm!
Said it was all a dreadful bore, what with Mona Lauder... and her gossip.
Tamamıyla, korkunç bir can sıkıntısı olduğu söyledi,... Mona Lauder ile beraberken başka ne olması beklenir ki, ve onun dedikodularıyla.
Though I'm sorry to say, Mona Lauder will be attending.
Bunu söylediğim için çok üzgünüm ama, Mona Lauder'de sergiye katılacak.
Frank, I swear to you, whatever Mona Lauder saw or thought she saw... was entirely a figment of that woman's hateful imagination.
Frank, sana yemin ederim ki, Mona Lauder'in... gördüğü veya gördüğünü düşündüğü şey her ne ise... bu tamamıyla, o kadının nefret dolu hayalgücünün bir uydurması.
I'm sure I must've looked entirely the fool... crusading away against Mona Lauder and all her so-called inventions.
Eminim çok aptal görünmüş olmalıyım... Mona Lauder'a karşı seni savunurken ve onun uydurma denilen sözlerine.
- Oh Estée Lauder White Linen.
- Estée Lauder White Linen.
Estée Lauder Harder Faster?
Estee Lauder?
I was passing by when I heard this man speaking the regional dialect of my French town of Estée Lauder.
Geçerken, bu adamın Estée Lauder bölgesinin... ... Fransız aksanıyla konuştuğunu duydum.
Estee lauder.
- Estee Lauder.
$ 100 for lip enhancer at estée lauder, $ 1,200 for a leather jacket at nordstrom, $ 500 on vanilla-scented candles at tricky wicks?
Estee Lauder dudak dolgunlaştırıcıya 100 dolar, Nordstrom'dan bir deri cekete 1200 dolar, Tricky Wicks vanilya kokulu mumlara 500 dolar mı?
It's from the Estée Lauder "It Never Happened" collection.
Estée Lauder "Öyle Bir Şey Olmadı" koleksiyonundan.
I'm the top sales rep at Lauder because of it.
Bu yüzden Lauder'da en çok satış yapan elemanım.
" LAUDER CARLEY :
LAUDER CARLEY :
You obviously looked at the wrong Carley Lauder.
Muhtemelen yanlış Carley Lauder'a baktın.
- Lauder!
- Daha yüksek!
It's Nancy Lauder.
- Bu, Nancy Lauder.
My first day as a junior executive, I toasted St. George with a double-shot low-fat hazelnut latte And fortified myself with estee lauder
Yönetici olarak ilk günümde, Aziz George'un şerefine bir bardak yağsız, fındıklı bir latte içtim ve kendimi Nordstrom'daki numune Estee Lauder parfümleriyle takviye ettim.
B. Andy Stewart or C. Sir Harry Lauder?
- Andy Stewart. C - Sir Harry Lauder?
Lauder, shut the fuck up.
- Lauder, kapa çeneni.
It's always good sharing a beer with you, Lauder.
Seninle bira içmek her zaman güzel, Lauder.
Luck, Lauder, that's what it's all about- - good luck and bad luck.
Şans, Lauder, her şey bundan ibaret. İyi şans ve kötü şans.
"Asleep." It'sfrom Louder than Bombs.
Uyumak. Lauder than Bombs'ın.
No, Lauder, what are you thinking?
- Hayır Lauder, aklından ne geçiyor?
- Lauder.
- Lauder.
When Lauder came over here the other day... - making accusations about Brody -
Geçen gün Lauder buraya gelip, Brody hakkında ithamlarda bulunduğunda...
All of them-
Lauder dahil.
- Lauder- - we've been talking.
Bunu konuşuyoruz.
Lauder, it's the alcohol talking.
- Lauder, sarhoşluktan öyle konuşuyor.
He's got a problem, I admit it.
- Lauder'ın sorunu var, kabul.
You vote for me, Lauder?
- Bana oy verdin mi Lauder?
There's nothing to get to the bottom of, Lauder.
Bulunacak bir halt yok Lauder. Peki ya hayatı boyunca yaptığı atışların hiçbirini ıskalamayan Walker'ın o gün birden bire üç atış ıskalaması? Yok mu?
- That's... - Shut up, Lauder.
- Kapa çeneni Lauder.
It's Lauder.
Sorun Lauder. Kendisi burada.
- Fucking Lauder.
- Koduğumun Lauder'ı.
I'd like you to meet Dr. Sylvia chalmers... who loves estee lauder.
Estee Lauder'i çok sever.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]