Lease traducir turco
1,823 traducción paralela
We could lease them out on the weekends...
Hafta sonları kiralayabiliriz.
'Cause I'd be happy to pay the lease on your apartment.
Senin dairenin kirasını ödemek beni mutlu ediyor.
Charlie, there is no reason for me to renew the lease on my apartment when I'm here every night.
Charlie, zaten her gece buradayım dairemin kirasını yenilemene gerek yok.
You open it, lease.
- Açar mısınız, lütfen? - Elbette.
Amanda, my name is still on the lease.
Amanda, kira sözleşmesinde hala benim adım var.
No, my lease is up next month. You like it?
Hayır, kira kontratım bir dahaki ay bitiyor?
You lost husband number one, no surprise that the death of a colleague would make you question another long-term lease.
İlk kocanı kaybettin. Bir meslektaşının ölümü nedeniyle başka bir uzun süreli ilişkiyi sorgulamana şaşmamalı.
No. All we have is a lease made out to...
Elimizdeki tek şey, bir kira sözleşmesi...
And we've got a one year lease on that torture room.
Ve şu işkence odasının bir yıllık kira kontratımız var.
That lease comes up on your wheelbarrow, you call me.
O külüstürün borçlarını ödemeyi bitirdiğinde beni ara.
I lease the land!
Ben buraya kira veriyorum bir kere!
Georgie's just a scumbag with muscle and a lease, right?
* Georgie sadece parası ve kası olan bir pislik değil mi?
So we're the scumbags with the lease and the muscle.
Yani, biz parası ve kası olan pislikleriz?
Brother-in-law, the shop's on lease..
Enişte, dükkanın üzerinde kira kontratı var..
Listen, a friend of mine called me, he wants to buy the lease from me at the end of the month.
Dinle, bir arkadaşım aradı, ay sonunda buranın kalan taksitini de ödemek istiyor.
- No, there's no lease here.
Maalesef, yok.
Let me guess, you lease a really nice car you can never buy, you never cry in movies and you only bang hot chicks.
Tahmin edeyim... Hiç satın alamayacağın gerçekten güzel bir araba kiralıyorsun... filimlerde asla ağlamıyorsun ve ve ateşli piliçlerle yatıyorsun.
Oh, I had a lease of land promised to me, yeah.
Şey, ekip biçmek için bana verilecek bir arazi var.
He's furious, so we're gonna lease all the guests and turn the investigation over to D.C. Police.
Çok öfkeli. Misafirleri serbest bırakıp soruşturmayı D.C. Polisine devretmemiz lazım.
I'm really excited about signing the lease tonight.
Bu gece kira sözleşmesi imzalanacağı için de çok heyecanlıyım.
She can't sign a lease.
Kira kontratı da imzalayamaz.
You left the lease for our new apartment in the fax machine.
Yeni dairemizin kira kontratını faks makinesine bıraktın.
She found the lease. Now she thinks...
Kira kontratını buldu.
Two-year lease.
İki yıllık kontratlı.
He signed a two-year lease thinking we were all going to live in it, so...
Hep beraber yaşacağımızı düşünerek iki senelik kontrat imzaladı.
I still have the lease on the Michael Scott Paper Company, so occasionally, I will sneak down here for a little coffee and dancing.
Michael Scott Kâğıt Şirketi için imzaladığım sözleşme hâlâ geçerli o yüzden arada sırada gizlice buraya gelerek biraz kahve içip dans edeceğim.
I just figured i'd lease this So i could be close to blair next year.
Burayı kiralayayım dedim, ki gelecek sene Blair'e daha yakın olayım.
That's maybe why he got the lease on the place.
O yüzden kiralamıştır belki de.
The marina is privately owned, on lease by the city of sausalito.
Liman özel mülk, Sausalito şehri tarafından kiraya verilmiş.
I put up the apartment for lease.
Dairemi kiraya verdim.
I know I'm supposed to be grateful for my new lease on life.
- Söyleyeyim. "Yeni yaşam kiram" için minnettar olmalıyım biliyorum.
- Oh. I was just hanging on to the place until the lease ran out.
Kira kontratımız bitene kadar ev kalsın demiştim.
I was just hanging on to the place until the lease ran out.
Kira kontratımız bitene kadar ev kalsın demiştim.
I have a new lease on life.
Hayatla kontrat yeniledik.
Gardner included in the lease?
Bahçıvan da kiraya dahil mi?
You're on the lease too.
Sen de kira veriyorsun.
Well no, I was thinking twelve-month lease with two months down.
Hayır, ben yirmi ay kira ve iki ay peşin olsun demiştim.
I'm co-signing his lease and fronting him his first six months'rent.
Onun kira bedeline kefil oluyorum ve ilk altı aylık kira bedelini de ödüyorum.
It's in the lease.
Kontratta yazıyor.
What are you doing reading my lease?
Kontratımı niye okudun?
Lloyd Lee, you got a new lease on life.
Lloyd Lee, hayatınla yeni bir sözleşme yaptın.
Five minutes, and you get a second lease on life.
Beş dakika, ve ikinci bir şansın olacak hayatta.
Your lease is up and I just want to see - how hot you're gonna look in that sexy beast.
Kira sözleşmenin süresi bitiyor ve ben de senin o seksi canavarın içinde nasıl görüneceğini merak ettim.
I'll call Broyles, see if we can lease it.
Broyles'u arayacağım, bakalım kontratı imzalayabilir miyiz?
I let go of our lease.
Evi kiraya verdim.
By the way, when your lease at the Empire Hotel isn't renewed, thank bright eyes here.
Bu arada Empire Otel'deki kira süreniz yenilenmediği zaman güzel gözlüye teşekkür edin.
I just signed the lease.
Kira kontratını az önce imzaladım.
The name on the lease is mei chen, li's aunt, but she doesn't pay for the rent.
Kontratta, Mei Chen yazıyor. Li'nin teyzesi. Ama kirayı o ödemiyor.
Anyway, if you're not ready to buy, the owners are willing to lease.
Her neyse, satın almaya hazır değilseniz, sahipleri kiralamaya da niyetliler.
T ruck was a commercial lease out of Charlottesville, North Carolina.
Kamyon Charlottesville, Kuzey Carolina'da ticari amaçIı kiralanmış.
- There's no lease?
Kontratınız yok mu?