Leasing traducir turco
150 traducción paralela
Minister, our company insists in leasing... the coal mine in Mavrovuni for at least 50 years.
Bakanım, şirketimiz Mavrovuni'deki kömür madenini... elli yıllığına kiralamak konusunda ısrar ediyor.
The truth is, Mrs. Henry and I are... Feel a bit awkward about leasing it.
Doğrusunu söylemek gerekirse Bayan Henry ve benim... evi kiralama konusunda şüphelerimiz var.
Tell me, Victor what is all that smokescreen about lending and leasing and garden hoses?
Söylesene, Victor... şu bahçe hortumları ile ilgili ödünç verme ve kiralama konusu nedir?
There is legal precedent for the leasing of American military property.
Amerikan askeri mühimmatını belli bir yüzdeye kadar kiralayabilir.
You're better off leasing... at a buck and a quarter, a buck and a half a square foot.
Yarı maliyetine kiralasanız daha iyiydi.
We're leasing, but we have an option to buy.
Kiraladık ama satın alma seçeneğimiz de mevcut.
You don't have an arrangement for leasing her out, do you?
Onu kiraya verebilme gibi bir düzenlemen yok değil mi?
You know the leasing terms? It's an agreement between China and Germany
Çin'le Almanya arasındaki antlaşmanın şartlarından haberdar değil misiniz?
The police traced the car to a leasing agency.
Araba kiralıkmış.
First, leasing time on alien jumpgates, and then building our own.
Önce yabancılardan kiralıyorduk. Sonra kendi geçitlerimizi yapmaya başladık.
Meadow Wood Properties have leased 85 % of the mini-mall.
Meadow Wood Gayri Menkulleri'nin yüzde 85'i leasing edilmiş.
Well, the video leasing company called "you people" today, and they said if they don't have a check by the end of the week, they're gonna come and take all the equipment.
Bugün Video Leasing Şirketinden aradılar. Hafta sonuna kadar çeklerini göndermezsek gelip malzemeleri alacaklarmış.
So you consider leasing parking spaces a real estate career?
Kiralık park yerlerini gerçek bir emlakçılık olarak mı görüyorsun?
- Boxster, dude. I'm leasing it.
- Boxster dostum, kiralıyorum.
I'm leasing it.
Evet. Kiraladım.
I never knew the Chinese were leasing
Çinlilerin kiraya verdiğini bilmiyordum.
Even leasing is illegal.
Kiralamak bile kanunlara aykırıdır.
You know how you told Ed that we're leasing whole office buildings?
Ed'e ofisi kiraladığımızı söyledin, biliyorsun değil mi?
- She's leasing offices downtown.
- Aşağı mahallede ofis kiralıyormuş.
We're leasing with an option to buy.
Satın alma seçeneğiyle 6 aylığına kiralıyoruz.
LEASING HIS HOUSE, AND... AND TAKING CARE OF HIS PRACTICE AND SHIPPING HIS CAR...
Evini kiraladık, ve ve muayenehanesi... ve arabasını gönderdik falan.
I TOLD THE PEOPLE THAT ARE LEASING THE HOUSE I'D PUT THE SCREEN DOORS IN BEFORE WE LEFT.
Evi kiralayanlara gitmeden önce cam ilanı asacağımı söylemiştim.
So go to the building leasing office and you'll find out who lived there seven years ago.
Yani bina sağlama ofisine git... ve yedi yıl önce orada kim yaşamış bul.
I'll be the leasing agent on this house.
Bu evde bir leasing acentası olacağim.
I spoke to the leasing agent.
Emlakçıyla konuştum.
I spoke to the leasing agent.
Kiralayan emlakçıyla konuştum.
It's cheaper than leasing. Cheaper.
Uzun vadeli kiralamaktan daha ucuz.
Mr. Bloom is the leasing agent.
Bay Bloom kiralama temsilcisi.
Same person who signed the letter to the leasing agent wrote this ransom note.
Bu fidye norunu kiralama temsilcisine gönderilen mektubu imzalayan kişi yazmış.
Nina wrote the ransom note, and forged the signature on the letter to the leasing agent.
Fidye notunu Nina yazmış. Kiralama temsilcisine gönderilen mektuba da sahte imza atmış.
And i'm a considerable hand at the freight business, but far as leasing this building before knowing what the traffic's gonna bear, i don't know what possessed me.
Taşımacılık işinde çok tecrübeliyimdir... ama işlerin nasıl gideceğini bilmeden... bu binayı kiralamaya gelince... hangi akla hizmet ettim bilmem.
He might be leasing out whichever one he's not using.
Kullanmadığını kiraya verecek olabilir.
I'm leasing it from the estate of this man, Joshua Skinner.
Mülkün sahibi olan adamdan, Joshua Skinner'dan, kiraladım.
When my construction company moved to New York, the rents were outta sight, so we only took a one-year lease.
İnşaat şirketim New York'a taşındığında, kiralar çok yüksekti o yüzden biz de sadece bir yıllık leasing yaptık.
This is Peggy from Tantra leasing.
Ben Tantra Leasing'den Peggy.
See, I'm taking it all down to the offices that we're leasing now.
Hepsini kiraladığımız ofise götürüyorum.
I'm checking to see if he's leasing anything there, and I gave his description to the Border Patrol...
Orada bir şey kiralamış mı bakıyorum, ve bu eşkali sınır devriyesine veriyorum.
I'm leasing it.
Onu kiraladım.
I'm leasing it.
Daha kredisini ödüyorum.
I've been leasing it for over a year.
Bir senedir kiradayım.
Big Howard made his money leasing drilling bits in the oil business.
Koca Howard parasını, petrol işindeki matkapları kiralayarak, kazandı.
They said " Thank you for leasing the car, bye bye.
Kiraladığınız için teşekkürler, hemen iade edin dediler. "
Johnny's a silent partner in this heavy equipment leasing thing in New Orleans.
Bu New Orleans'da ağır makine kiralama işinde Johnny çok sessiz bir ortak.
Well, according to John, the retail value of Bayou Leasing is around six mil.
John'a göre Bayou Leasing'in toptan fiyatı 6 milyon kadar falan.
I'm leasing her a Saturn.
Ona bir Saturn kiralayacağım.
It's leased.
Leasing işte.
Is that so very different from hiring a solicitor or leasing a Spanish villa?
Bu emlakçı tutmaktan ya da İspanyol villası kiralamaktan çok farklı mı yani?
But also, is it really so different from hiring a solicitor or leasing a villa in Spain?
Ama ayrıca bu emlakçı tutmaktan ya da İspanya'da villa kiralamaktan çok mu farklı yani?
I had asked for you to come and talk to me before. When you were leasing land.
Arazi kiralamaya başladığın dönemlerde gelip benimle konuşmanı istemiştim.
I'm leasing it, and one of the rooms was locked...
Burayı kiralıyorum ve odalardan birisi kilitli...
The leasing agents said the Lavelles fixed it up.
Emlakçı Lavelle'lerin orayı onardığını söyledi.