Leave her out of this traducir turco
135 traducción paralela
Come on, man, leave her out of this!
Haydi, onu buradan götür!
Leave her out of this!
Onu bu işe karıştırma!
Now, you leave her out of this.
Onu bu işe karıştırma.
I said, leave her out of this.
-... buna dayanamazsın değil mi? - Onu bu işe karıştırma dedim.
I'd appreciate it if you leave her out of this, sir.
O bayanı bu konunun dışında tutarsanız makbule geçer efendim.
Are you going to leave her out of this?
Onu karıştırmayı bırakacak mısın?
Leave her out of this.
Kızı buna karıştırma.
- Leave her out of this.
- Boşver onu.
- Aw, come on. Leave her out of this.
- Onu bu konudan uzaktut.
Just leave her out of this.
Onu karıştırma.
You leave her out of this And let her go!
Onu bu işin dışında tut, bırak gitsin!
- Leave her out of this.
- Onu bu işe karıştırma.
Christ, leave her out of this.
Tanrım, onu bu işe karıştırmayın.
Leave her out of this, Dutch.
- Onu, bu işe karıştırma Dutch.
Leave her out of this.
Onu bu işe karıştırma.
Leave her out of this!
- Onu bu işe karıştırma.
Leave her out of this, okay?
onu bu işe karıştırma, tamam mı?
- You think you could leave her out of this?
- Onu bu konuya karıştırmasan?
You leave her out of this!
Onu bu işe karıştırma.
Leave her out of this.
Onu bu işe karıştırma!
You leave her out of this.
Onu bu işe karıştırma.
Leave her out of this, Raynor.
Onu bu işe karıştırma, Raynor.
You leave her out of this.
- Onu bu işe karıştırmayın.
- Leave her out of this.
- Onu buna karıştırma.
Leave her out of this.
Onu bu konun dışında tut.
You leave her out of this.
Onu bu işin dışında bırakacaksın.
You leave her out of this, you hear me?
Onu yalnız bırakmalısın, duyuyor musun beni?
- You leave her out of this.
- Onu bu işe karıştırmayın.
I want you to leave her out of this.
Onu bunun dışında bırakmanı istiyorum.
Leave her out of this.
Onun bunun dışında bırakın.
Leave her out of this.
Onu buna karıştırma.
Please leave her out of this.
Lütfen onu, bunun dışında bırakın.
- Leave her out of this.
- Onu bunların dışında tut.
Leave her out of this, Count.
Onu bu işe karıştırma kont.
Why don't we just leave her out of this.
Neden onu bu konunun dışında bırakmıyoruz?
Leave her out of this.
Onu bu olaya karıştırma.
- Leave her out of this.
- Onu bu olayın dışında bırak.
You better leave her out of this.
Onu bunun dışında tutsan daha iyi.
- Leave her out of this.
- Onu bu işe karıştırmayın.
- Leave her out of this.
- Onu bu işe bulaştırma.
Hey, guys... why don't we just leave her out of this, okay?
Çocuklar neden onu bu işin dışında tutmuyorsunuz?
Why don't we leave her out of this?
Kızı bu işe karıştırmayalım.
Jeffrey, leave her out of this.
Jeffrey, onu bu konunun dışında bırak.
No, leave her out of this.
- Hayır, lütfen bırakın.
LOOK, I DON'T CARE HOW WE DO THIS JOB, BUT LET'S LEAVE HER OUT OF IT.
Bunu nasıl yaparız umurumda değil ama o kadını bu işin dışında tutalım.
Leave her and my children out of this.
Onu bu işe karıştırma.
- Maggie, keep out of this. - You can't leave her for three whole days.
Mitch, sen dışarıda olduğunda nişanlın üç gün boyunca tek başına kalacak...
- Leave her out of this.
Onu karıştırma.
You can't run over everybody in this league, and every time you do, you leave one of your teammates hanging out to dry - me in particular!
BU TAKIMDAKi HERKESi GORMEZDEN GELEMEZSiN, BUNU HER YAPTIGINDA BiR TAKIM ARKADASINI OZELLiKLE DE BENi ZOR DURUMDA BIRAKIYORSUN!
We can get out of here, leave all this behind us!
Buradan çıkabiliriz. Her şeyi geride bırakabiliriz!
Leave her out of this.
Bırak onu gitsin.