Leftovers traducir turco
830 traducción paralela
I don't eat from my mother's leftovers either.
Annemin dokunduğunu bile yemem.
It's only leftovers.
Orada sadece artıklar var.
Don't forget to take the leftovers.
Artanları almayı unutma.
Some leftovers.
Geriye biraz kalmış.
So, you're gathering up the leftovers.
Artıkları topluyorsunuz demek.
Well, I always liked leftovers.
Tamam, yemek artıklarını severim.
I didn't cook. there's leftovers.
Yemek pişirmedim. Biraz kalmış yemek var.
- May I take some leftovers?
- Artanlardan biraz alabilir miyim?
What's a guy like that want with leftovers for? Leftovers?
Hangi erkek artık yemekten hoşlanır ki?
How drunk can you get from cold leftovers?
Soğuk sakelerle sarhoş olunur mu?
You know, mixture of baked beans and leftovers.
Kuru fasulye ve artık karışımı.
We get leftovers, not long-range recon planes.
Kalanlar bize gelir ve onların arasında da keşif uçakları yok.
- Hold the leftovers near the phone.
- Telefonun yanındaki artık yemeklere sahip olun.
I'd like to wind up with the leftovers.
Artıkları ben toplayayım.
A mixture of pig and the leftovers of the English tourists.
İngiliz turistlerden arta kalanlarla domuz etini karıştırdı.
Then at night, after we've had your halibut steak in your tartare sauce, I have to spend the rest of the evening watching you Saran-Wrap the leftovers.
Geçen akşam senin tartar soslu, fırında kalkan balığı yemeğini yedikten sonra, gecenin geri kalan kısmını artan yemekleri streç filme sarmanı izleyerek geçirmek zorunda kaldım.
Some leftovers?
Artık da olur.
- There's probably some leftovers.
- Büyük olasılıkla artıklar kalmıştır.
They have no souls, but sometimes they get bored and I throw them my leftovers
Onların ruhu yoktur... fakat bazen sıkılırlar ve ben de onlara artıklarımı atarım...
Leftovers from lunch.
Öğlenden artanlar.
As for Franziska and me we'll inherit the leftovers, so to speak plus 50 % of Kitty's share, isn't it so, dear?
Franziska ve bana gelince biz de kalanları alırız, Lafı açılmışken artı Kitty'nin payının % 50'si, öyle değil mi, tatlım?
It was a damn sight better than the leftovers at The Globe, not that I'm in for more of those.
Globe'dan arta kalanlardan daha iyi bir manzaraydı.
We don't believe in leftovers.
Kalmış yemekleri pek sevmeyiz.
You can have the leftovers.
Kırıntıları da sen temizlersin.
Always remember, gentlemen, that you are a failure in catering if you don't know what to do with your leftovers.
Beyler şunu aklınızdan çıkarmayın. Artan malzemeyle ne yapacağınızı bilmiyorsanız, yiyecek işinde başarılı olamazsınız.
I saw her take leftovers from the kitchen, some bread, cheese, and meat.
Mutfaktaki artıklarını gördüm : Biraz ekmek, peynir ve et.
At last you'll have a proper meal, instead of leftovers.
En azından, artıklar yerine, uygun bir şeyler yersin.
So instead of being king of the desert, he's a lowly trash collector who lives off the leftovers of the lion and other hunters.
Bu nedenle bir kral olmak yerine, geçimini aslanların ve diğer avcıların artıklarıyla sağlayan, alt kademe bir çöp toplayıcısı olmuştur.
With Nero the Hero on his tail hoping to pick up his leftovers.
Kuyruğunda Kahraman Nero var, onun artıklarını toplamayı umuyor.
Women even eat their lover's leftovers
Sevgililerinin arta kalan yemeklerini terler.
We have loads of leftovers, so...
İsterseniz biraz yemek kaldı,....
We get the leftovers, but they make us strong.
Bize yemekler artıkları kaldı, ama bu bizi güçlendirdi.
- Yeah, like I'm a plate of leftovers.
- Evet, yemek artığına bakar gibi.
Madior, I am your first cousin, You inherit my leftovers.
Madior, ben senin ilk kuzeninim mirasım senindir.
You got any leftovers we could eat? Don't you speak German?
Yiyebileceğimiz yemek artığınız var mı?
He says, that leftovers are for the pigs. Pigs!
Artıkların domuzlar için olduğunu söylüyor.
It was used at its time as a receptacle of food leftovers, but now it's an object of universal admiration for its laconic pattern and unique form.
Zamanında yiyecek artıklarını saklamak için kullanılıyordu. Ama şimdi evrensel hayranlığın bir nesnesi. Özlü örüntüsü ve biricik biçimiyle herkes oh'larla ah'larla izliyor!
Also, Supperware products are ideal for storing leftovers to help stretch your food dollar.
Ayrıca Supperware ürünleri artık yemekleri saklayıp mutfak masrafını kısmaya yarar.
Thing brings them up here and stashes the leftovers.
O şey onları buraya getiriyor. Yemek artıkları.
- Leftovers will do me.
- Artık yemekler bana yeter.
Would you give me some of his leftovers?
Şu yemek artıklarından biraz verir misin?
We'll add the leftovers to the poison.
Kalanları zehire ekleriz.
We're going to dump the leftovers.
Artıkları çöpe dökmeye gidiyoruz.
Leftovers?
Artıklar mı?
I thought so, too, but we've got a refrigerator full of leftovers.
Yiyecektik, ama buzdolabı yemek artıklarıyla dolmuş.
I love leftovers.
Artıklara bayılırım.
And what you get? leftovers.
Elinize ne geçti?
He's rich, he's got a big estate. I got his leftovers, didn't I?
Bana ise artıkları kaldı, değil mi?
We'd like your leftovers.
Almanca bilmiyor musun?
Leftovers? No money?
Yemek artıkları mı?
Leftovers are for the pigs.
Artıklar domuzlar içindir.