Leith traducir turco
177 traducción paralela
wouldn't you be more comfortable at Leith in a neat little house?
Leith'te küçük bir evin olsa daha rahat olmaz mıydın?
Waters of Leith steal upon the golden-eyed.
Leith'in suları altın gözlünün üzerinden sessizce hareket eder.
- Say, "The Leith police dismisseth us."
- Şemsi Paşa Pasajı de bakayım
"The Leith police dismisseth us."
"Şemsi Paşa Pasajı"
Checked your files, Leith.
Kayıtlarına baktık, Leith.
Yeah, she keeps it next to Leith Gareth's used q-tip.
Evet, Leith Gareth'in kullandığı kulak çöpünün yanına koyarsın.
Leith's been on edge the past few weeks, but I can't believe...
Leith bir süredir çok depresyondaydı, ama buna inanamıyorum...
Leith had a rather unusual tattoo.
Leith'in çok nadir bir dövmesi vardı.
Not just Leith, a lot of the Glendowers have it.
Sadece Leith değil Glendowerlerde de var.
Did Leith give you any idea what may have been bothering him?
Leith kendisini rahatsız eden birşeylerin olabileceğine dair bir işaret veriyor muydu?
You make it sound like Leith's family's some kind of cult.
Leithin ailesinin bir çeşit tarikat olduğunu söylüyor gibisiniz.
The school said Leith didn't drop Daniel off at school.
Okul Leithin Daniel'i okula bırakmadığını bildirdi.
You don't think that Leith took Daniel and they're both dead?
Leithin Danieli kaçırıp ikisinin birden öldüğünü düşünmüyorsun değil mi?
Leith dropped him off at his family's place for the night.
Leith onu akşamlığına ailesinin yanına bıraktı.
He's been going back and forth until Leith and I can settle custody.
Daniel, Leith ile vesayet durumunu kesinleştirinceye kadar bir oraya bir buraya gitti geldi.
We found Leith on a beach outside town.
Leithi plajda bulduk.
I thought that was Leith.
Bunun Leith olduğunu düşünüyordum.
Leith was a Glendower.
Leith bir Glendower id.
I know you don't get along with Leith's family, but they're Daniel's family too.
Leith'in ailesiyle geçinemediğini biliyorum, ama onlar Daniel'in de ailesi.
Well, I'm sure they're upset about Leith too.
E, onların Leith konusunda da üzgün olduğunu düşünüyorum.
But with Leith, if this was happening, how could he drown?
Leith'în de başına bu geldiyse nasıl boğulabildi?
Why didn't Leith just tell Mary what was happening?
Leith neden Mary'ye neler olduğunu anlatmadı?
The note we found on Leith's body...
Leith'in cebinde bulduğumuz not...
Bangor just sent over Leith's autopsy results.
Bangor Leith'in otopsi raporlarını şimdi yolladı.
Leith was murdered.
Leith öldürüldü.
Leith's death wasn't a suicide.
Leith'in ölümü intihar değildi.
Leith and Cole arguing that night.
Leith ve Cole o akşam tartışıyormuş.
That Leith had told him he had found a way to make sure his mother had money until they came back.
Leith ona onlar geri dönünceye kadar annesinin para sahibi olmasının bir yolu olduğunu söylemiş
Leith was gonna sell your note to the Rev, tell him where you were.
Leith senin notunu pedere satacaktı, ve nerede olduğunu söyleyecekti.
I know you thought you had good reason for killing Leith.
Senin Leithi öldürmek için iyi nedenlerin olduğunu biliyordum.
Aloysius, is that your daughter with leith?
Aloysius, Leith'in yanındaki kızın değil mi?
Leith made a sort of vow when things ended.
Leith işler sona erince bir gövde gösterisi yaptı.
Leith : That's your father?
Baban o mu?
And you, Leith? - Are you burned?
Sen iyi misin Leith?
Leith, Leith, sit down and take a breath.
Leith, Leith, otur biraz soluklan.
I wanted to thank you for offering Leith that apprenticeship.
Leith'e bu ortaklığı teklif ettiğiniz için teşekkür etmek istedim. Yapabileceklerimin yanında hiç kalır.
I believe you have some warmth in your heart for the servant Leith.
Kalbinde hizmetkâr Leith için bir sıcaklık olduğunu biliyorum.
You've been generous to me, and to Leith, as well, but I've accepted all the kindness I can from you.
Bana ve Leith'e karşı çok cömert davrandın. Ama kabul edebileceğim tüm tekliflerini kabul ettim.
Leith, what are you doing here?
Leith, burada ne yapıyorsun?
Do you know what happens to servants like Leith?
Leith gibi hizmetçilere ne olur biliyor musun?
Leith saved many lives at the siege.
Leith kuşatmada bir çok kişinin hayatını kurtardı.
I heard what you did for Leith.
Leith için ne yaptığınızı duydum.
There's Leith.
Leith orada.
Lord Castleroy, I heard what you did for Leith.
Lord Castleroy, Leith için yaptıklarınızı duydum.
Leith Bayard, sir.
Leith Bayard, efendim.
I am in your debt, Leith Bayard.
Sana borçlandım, Leith Bayard.
Do you think of Leith often?
Leith'i çok sık düşünüyor musun?
Where's Leith?
Leith nerede?
Leith!
Leith!
Leith?
Leith?
I-I fancied her and-and she was kind so I stole the kiss. - Leith, no.
- Leith, hayır.