Lenore traducir turco
540 traducción paralela
" sorrow for the lost Lenore,
Lenore'u kaybetmenin ıstırabı.
"For the rare and radiant maiden whom the angels name Lenore"
o bakire, nurlu ve eşsiz Meleklerin Lenore dediği "
"Whom the angels call Lenore"
"Meleklerin Lenore dediği"
Her name was Lenore.
Adı Lenore'du.
"Longing for the lost Lenore"
"Yitik Lenore'un özlemi"
Lenore?
Lenore?
My Lenore.
Lenore'um.
Are you by any chance trying to tell me that my Lenore is married?
Lenore ile evlenmem konusunda hiç şansımın olmadığını mı söylemeye çalışıyorsunuz?
Lenore, my bride. My beautiful.
Lenore, gelinim. güzelim.
And Lenore desires to be married.
ve Lenore evlenmeyi istiyor.
"Lenore"? "Darling"?
"Lenore"? "sevgilim"?
Lenore is an actress.
Lenore aktristir.
Where's Lenore?
Lenore nerede?
- Lenore is dining with me tonight.
- Lenore bu akşam benimle yiyecek.
Lenore, could you... Pardon me.
Lenore, peki sen... afedersiniz.
You've come all the way to Paris just to see Lenore.
Paris'e bu kadar yolu sadece Lenore'u görmek için geldin.
You never really knew Philippe de Valmorin... did you, Lenore?
Philippe de Valmorin'ı hiç tanımıyorsunuz... siz Lenore'miydiniz?
Eagerly I wished the morrow... vainly I had sought to borrow... from my books surcease of sorrow... sorrow for the lost Lenore... for the rare and radiant maiden... whom the angels name Lenore.
Sabahı diledim arzuyla ; Ben boşu boşuna ödünç bir avuntuyu arıyordum acı dindirici kitaplarımda acısı için Lenore'un, o yitik O meleklerin Lenore dedikleri kızın o eşsizin, ışıyanın ışık ışık.
Lenore.
Lenore.
Come back to me, Lenore.
Dön bana, Lenore.
Tell me truly... shall I ever hold again that radiant maiden... whom the angels call Lenore?
Gerçeği söyle meleklerin Lenore diye çağırdığı o ay yüzlü masum kızı görecek miyim?
Yes, I must go with you... for the sake of Lenore's tormented soul.
Evet, Lenore'un acı çeken ruhunu kurtarmak için sizinle gelmeliyim.
That he saw my wife Lenore within these walls.
Eşim Lenore'u bu evde görmüş.
After more than two years with me, dear Lenore... do you still think I make my plans in a farfetched way... leave anything to chance?
Sevgili Lenore, benimle geçirdiğin iki yıldan sonra hâlâ kesin olmayan planlar yapıp işi şansa bırakacağımı mı düşünüyorsun?
- I saw Lenore.
- Lenore'u gördüm.
Speak to me, Lenore.
Anlat bana, Lenore.
Has daughter, Lenore, 19 years old. Give comparative identification between actor Karidian and Governor Kodos. Travelling with...
Kızı Lenore, 19 yaşında.
And as Lenore Karidian?
Ya Lenore Karidian olarak?
Lenore, don't!
Lenore, yapma!
It's Lenore.
O Lenore.
Lenore never offended a soul.
Lenore asla bir kalp kırmamıştır.
Lenore was faithful to me in every way.
Lenore her bakımdan bana karşı dürüsttü.
- They were Lenore's.
- Onlar Lenore'nin idi.
I'd like to ask you some questions about a Lenore Kennicut.
Size Lenore Kennicut ile ilgili bazı sorular sormak isterim.
Lenore never saw anyone, but I'm sure we were being followed.
Lenore birinden asla söz etmedi, ama ben izlendiğimizden eminim.
Shortly after that picture was taken, Lenore gave up wearing glasses.
Bu fotoğraf çekildikten kısa bir süre sonra, Lenore gözlük takmayı bıraktı.
They're exhuming Lenore's body.
Lenore'nin cesedini çıkarıyorlar.
Apparently, she was wearing her contact lenses when she was killed.
Açıkçası, Lenore öldürüldüğünde kontakt lens takıyordu.
You know, we're lucky Lenore lost this.
Biliyorsunuz, Lenore bunları kaybettiği için şanslıyız.
It's like a soap opera, Lenore...
Sanki pembe dizi gibi, Lenore.
You must be joking, Lenore, there's no resemblance at all...
Şaka yapıyor olmalısın, Lenore. Hiçbir benzerlik yok.
Lenore recognized her too...
Lenore de fark etti.
Lenore...
Lenore...
It's me, Lenore!
Benim, Lenore!
Miss Lenore Reudberg was a pretty good friend of your wife...
Bayan Lenore Reudberg karınızın iyi bir arkadaşıydı.
Lenore said she wanted to talk to me...
Lenore benimle konuşmak istediğini söyledi.
Lenore believed that the woman in the sketches could be your sister Evelyn...
Lenore resimlerdeki kadının Evelyn olabileceğine inanıyor.
Besides, Lenore was wrong, I'm sure...
Hem Lenore'nin yanıldığına eminim.
Take Lenore... she obviously suspected us...
Mesela Lenore konusunda açıkça bizden şüphelendi.
I take advantage of the fact that I'm working with Lenore all day and when the break is called... I kill her.
Ama ben bütün gün onunla çalışmaktan faydalanıp mola verildiğinde onu öldürmüş olabileceğimi düşünüyor.
Lenore I'd like to see you again. - You mean professionally?
- Sizi tekrar görmek isterim.