Let's go eat traducir turco
588 traducción paralela
Eunchae, let's go home and make and eat spicy rice cake.
Eve gidip, baharatlı pirinç keki yapalım.
Then let's go eat somewhere to celebrate our first day as a couple.
Yemeğe gidip çift olarak ilk günümüzü kutlayalım.
Let's go next time to eat kimbap.
Kimbap yemeye daha sonra gideriz.
Okay. Let's go eat.
Tamam, yiyelim.
Let's drop by and get something to eat before you go home.
Sen eve gitmeden önce bir yerlerde bir şeyler yiyelim.
Let's go and have a bite to eat.
Gidip bir şeyler atıştıralım.
Let's go have a bite to eat with him.
Gidip onunla bir şeyler atıştıralım.
Let's go in and eat.
İçeri gel de yemek ye.
Mother has prepared lunch. Let's go in and eat, Grandpa.
Hadi yemeğe büyükbaba.
Let's go and eat ice cream
Haydi gidip dondurma yiyelim.
I haven't eaten either. Well let's go and eat.
Hadi çıkıp bir şeyler yiyelim.
Let's go and eat.
Hadi, gidip yemek yiyelim.
- Let's go eat dumplings!
Ama önce biraz etli börek yemen gerek!
Let's eat and then go to the cinema.
- Yemeği yiyip daha sonra sinemaya gidelim.
Let's go home and get a bite to eat and a little rest before we start out again.
Hadi eve gidip biraz yemek yiyelim ve tekrar başlamadan önce biraz dinlenelim.
Let's go eat.
Haydi yemeğe gidelim.
Let's go eat. I'm starving.
Yemeğe gidelim.
Let's eat it up. Off we go.
Gidip bir şeyler atıştıralım!
Let's eat, sleep and drink liquor, and let the farm go to blazes!
Yiyelim, uyuyalım, içki içelim ve bırakalım çiftlik yansın!
Let's go to Osaka and eat.
Osaka'ya gidip bir şeyler yiyelim.
Let's go there ; we can eat, sleep for free, and spend a nice evening.
Haydi gidelim, yemeğimizi yer, bedavaya kalır ve güzel bir akşam geçiririz.
- Elena, let's go eat something.
- Elena, bir şeyler yiyelim.
I'm hungry. Let's go out and eat.
Ben açım.
Alright, sweetheart, let's go eat and watch the game.
Pekala tatlım, yemeğe gidelim ve oyunu izleyelim.
Let's go and eat.
Yemeğe gidelim.
So long as I can get something to eat, it's all the same. Let's go.
Neyse, yemek yedikten sonra hepsi aynı yer zaten, haydi gidelim.
Now I've found you, let's - let's go and eat something. - I'm starving.
Gel bir şeyler yiyelim, açlıktan ölüyorum.
We have to eat. Let's go to the Domaine St. Juste, why not?
O halde Domaine St. Juste'ye gidelim, iyi olmaz mı?
Let's go eat some sardines.
Hadi sardalye yemeye gidelim.
Let's go eat something.
Hadi bir şeyler yemeye gidelim.
Let's go back to the tepee and eat, my son.
Çadrma gidip yemek yiyeIim, ogIum.
Let's eat and rest, and then go there
Karnımızı doyurup, dinlendikten sonra okulu ziyaret ederiz.
- Come on, let's go eat.
- Haydi, yemeğe gidelim.
Let's go. You better eat somethin'.
- Bir şeyler atıştırmalısın.
Let's go eat.
Yemeğe gidelim.
Let's all go and eat.
Gidip yiyelim.
Where do you want to eat? Let's go to Rykoff's.
Yemeğe nereye gitmek istersiniz?
Let's go and eat.
Yemek yiyelim.
). Let's go in and eat.
Hadi girip bir şeyler yiyelim.
Let's go have a bite to eat.
Hadi gel beraber yiyelim.
Let's forget about all this other stuff and just go have something to eat.
Olan biteni bir tarafa bırakıp yemene bakmalısın sen.
Let's go outside to eat
En iyisi dışarda yiyelim
Let's go eat the buns, open up.
hadi çörekleri yiyin, aç kapıyı
'Yeah, let's go and eat. I don't feel like driving right now.'
Zaten şu anda canım hiç kamyon sürmek istemiyor.
Let's go get a bite to eat.
Bir şeyler yiyelim.
Come on, let's go down and eat.
Hadi, aşağı inip yemek yiyelim.
Let's go in the kitchen and get something to eat then we'll get changed, then I'll bet you in 30 seconds Bruce and Scotty will come through the door laughing their heads off...
Hadi mutfağa gidip yiyecek bir şeyler alalım. Sonra da düzeleceğiz, bahse girerim 30 saniye sonra Bruce'la Scotty birbirini köstekleyerek, kahkahalar içinde kapıdan içeri girecekler.
Let's go to a café, we'll order a huge breakfast, we'll eat it all up and, when we're through, we'll say we don't have any money.
Bir kafeye gidelim... kocaman bir kahvaltı isteyelim. Hepsini bitirip, tıka basa doyduktan sonra... hiç paramızın olmadığını söyleriz. Bulaşıkları yıkamayı teklif ederiz.
Let's hustle some money and go eat in a caf.
Biraz para bulalım... ve kafeye gidelim.
Let's go get something to eat.
İyi bir yer biliyorum. Oraya gidelim. Tamam mı?
I don't know, let's go somewhere just to talk, to eat...
Bilmem, gidip bir yerlerde konuşup bir şeyler yiyelim.
let's go 38372
let's go to sleep 67
let's go for a ride 63
let's go for a walk 104
let's go to work 92
let's go home 949
let's go outside 100
let's go to bed 131
let's go out 111
let's go together 123
let's go to sleep 67
let's go for a ride 63
let's go for a walk 104
let's go to work 92
let's go home 949
let's go outside 100
let's go to bed 131
let's go out 111
let's go together 123