Let me ask you something traducir turco
1,697 traducción paralela
Let me ask you something.
Bir şey sormama izin verin.
Let me ask you something.
Sana bir şey soracağım.
Let me ask you something, Sean.
Sana birşeyler sorayım, Sean.
Let me ask you something.
Dursana bir şey sorayım.
let me ask you something.
Sana birşey sorayım.
Let me ask you something, woman.
Sana bir şey sorayım kadın.
Let me ask you something. Do you really go here or are you an actress hired by Yale?
Gerçekten burada mı okuyorsun yoksa Yale'ın tuttuğu bir aktör müsün?
Let me ask you something.
Sana bir şey sorayım.
Well, then let me ask you something.
O zaman sana bir şey sormama izin ver.
Oh, let me ask you something.
Bir şey sormama izin verin.
Let me ask you something, freckles.
Sana bir şey sorayım, çilli.
Let me ask you something.
Müsaadenle sana bir şey soracağım.
Let me ask you something.
Bir şey sorabilir miyim?
Let me ask you something.
Hocam, bir şey sorabilir miyim?
Before you slap me around, let me ask you something.
Bana dırdır etmeden önce sorayım.
Sweetie, let me ask you something.
Tatlım, sana birşey sorayım.
let me ask you something.
Birşey sormama izin ver.
Let me ask you something, charlie.
Sana bir soru sormama izin ver Charlie. Hiç bir erkekle seks yaptın mı?
Let me ask you something.
Sana bir şey sorabilir miyim?
Let me ask you something, Riggins.
Bir şey sorabilir miyim, Riggins.
Let me ask you something, coach.
Size bir şey sorabilir miyim, koç.
Let me ask you something.
Sana birşey sormama izin ver.
Let me ask you something,... even if something isn't actually there,... just more likely to be there,... why would you still look for it if you knew where it was?
Sana bir şey sormama izin ver. Eğer bir şey gerçekten orada değilse, sadece orada olma olasılığı daha fazla ise, nerede olduğunu bile bile niye onu hala aramaya devam edersin?
Let Me Ask You Something. Yep?
Sana birşey sorayım.
Let me ask you something.
Size bir şey sorayım.
But let me ask you something though, man :
Ama yine de bir şey sorayım :
- Let me ask you something.
Bir şey soracağım.
Thanks. Hey, let me ask you something.
Bir şey soracağım.
Halls let me ask you something.
Halls senden bir şey isteyeceğim.
Let me ask you something, Ms. Parrish.
Size bir şey sorayım, Bayan Parrish.
Hey, Russell, let me- - Let me ask you something.
Hey, Russell. Sana bir şey sormak istiyorum.
let me ask you something.
Bir şey soracağım.
Let me ask you something, Frank.
- Bir şey soracağım Frank.
Let me ask you something.
Birşey sorucam.
- Wait, let me ask you something. How come I wasn't invited to your fundraiser?
Bağış toplantısına beni niye davet etmedin?
- Let me ask you something.
- Sana şunu sorayım.
- But let me ask you something.
Ama sana bir şey sormama izin ver.
Okay. Let me ask you something.
Sana bir şey sorayım.
Let me ask you something, not about this.
Bir şey sorayım, konu dışı.
Let me ask you something, how much do you weigh?
Sana bir şey sorabilir miyim, kaç kilosun?
Let me ask you something.
Bir şey sorayım.
Let me ask you something.
- Sana bir şey sorayım.
Let me ask you something.
Sana bir soru soracağım.
Let me ask you something, Nick.
Bir sorum var, Nick.
Hey, bro, let me ask you something.
Sana bir şey sorayım kardeşim...
Let me ask you something, Dennis.
Şunu sormama izin ver, Dennis.
Let me ask you something.
Sana birşey sorayım.
Let me ask you something.
Bence de.
Hey, let me, uh... can I ask you something?
Görüşürüz.
Ha-ha. Let me ask you something.
Sana bir soracağım.
Let me ask you something, Draper.
Sana bir şey sorayım Draper.