Licking traducir turco
981 traducción paralela
But... - you must give the Frenchies a good licking!
Ama Fransızlara iyi bir yenilgi tattırmalısınız!
Can't take an honest licking.
Adil bir yarışa dayanamıyor.
Oh, I don't reckon they'd have the nerve after the licking'we gave'em.
Onlara verdiğimiz dersten sonra sanmıyorum.
But instead of licking my hand, you barked.
Evet ama siz elimi yalamak yerine havladınız.
My father fight against you last time. We give you one good licking then, and we do it again.
Babam sizinle son savaştığında, sizi iyi benzetmiştik, ve yine yapacağız.
You look like a cat that's been licking the cream.
Dondurma yalayan kedi gibiydin.
- Whoever's taking a licking :
- Kızdan kim bir öpücük alıyor : Oliver.
Want me to give you a licking, boy?
Ne o, dayak mı istiyorsun?
A good licking never hurt anybody, boy
Münasip dayaktan insana zarar gelmez evlât.
How we gonna do that if they keep on licking us all the time?
Eğer her zaman bizi yenmeye devam ederlerse, savaşı nasıl kazanacağız.
He might be taking a noon sight or maybe just licking his chops.
Öğlen manzarasını seyrediyordur, ya da pirzola yiyordur.
What a licking that man's taking.
Şu adamın da çekilecek amma derdi var.
That cursed beast liked the taste of me so well, he's followed me ever since, licking his chops for the rest of me.
Lanet yaratık tadımı o kadar sevdi ki o günden beri peşimde, geri kalanımı yemek için ağzının suyu akıyor.
You're not worthy of licking my... sorry, vicar the soles of my feet!
Benim şeyimi yalamaya değmezsin... Affedersiniz. ... ayağımın altını, yani!
They took an awful licking, and after that they scattered all over the country.
Onlar galip geldiler ve bütün ülkeye yayıldılar.
Wait till you hear the flames licking her torso.
Sopranonun vücudunu saran alevleri duyana dek bekleyin.
Dooley had his licking, plain and proper... and that's the first time it ever happened.
Dooley, adam akıllı cezasını çekti. Bu ilk kez oluyor.
- Oh, they gave me a job licking envelopes.
- Zarf yalama işi verdiler.
Licking boots, my boy, licking boots.
Çizme yalayarak, oğlum, çizme yalayarak.
Now I'm not here complainin'about 20 of your brave men who beat three of my boys till they couldn't stand. Maybe they had it comin'. Anyways, they're full growed and can take their licking's.
Buraya üç oğlumu ayakta duramayacak hale gelinceye kadar döven 20 cesur adamını şikayet etmek için gelmedim.
I saw this boy here getting a licking from this big ape, so I dealt myself in.
Bu çocuğu burada o büyük maymunla uğraşırken gördüm, böylece bende içine girdim.
The poor things must have gotten a good licking!
Cezası belli olmuştur.
Maybe we could give those vets a good licking... but they're not the real enemy.
Şu üst devrelere iyi bir dayak atabilirdik belki. Ne var ki, gerçek düşmanımız onlar değil.
A lady walked by a while ago - you feel like licking your lips when you see her!
Bir bayan bir süre önce buradan yürüdü. Onu görünce dudaklarını yalamayı istiyorum.
And a lot of folks would rather take a licking than close up at 11 : 00. You fellas are lucky.
Bir karavanınız olduğuna göre sürüp gidebilir ve hiç iş kaybetmeyebilirsin.
Maybe it's you who should take the licking.
Belki de dayak yemesi gereken sensin.
You'll be licking your fingers!
Ağzımın suyu akmaya başladı.
When suddenly in a deserted alley we see, seated on a garbage can, licking its wet rain-bedraggled fur, close shot, the cat!
Ve kamera boş bir arka sokakta bir çöp tenekesinin üstünde kürkünü yalayan o kediye çevriliyor!
Yes, well, thanks for licking the spoon.
Kaşığı yaladığın için teşekkürler.
Well... Kuchar and Brtko will be licking their lips.
Kuchar ve Brtko parmaklarını yiyecekler.
If you go back now, you might have to take a bad licking, but he's not gonna kill you.
Eğer şimdi dönersen, kötü bir dayak yersin, Ama seni öldürmeyecektir.
Well, hell, big dogs is always licking my hand.
Köpekler elimi öpmek için sıradalar.
Of the sons of the arse-licking dying regime...
Gidici yalaka rejimin adi çocuklarını...
Naturally a wild beast returns to violence, creeps out of the hole where he's been licking his wounds and joins the pack again.
Doğal olarak, vahşi bir hayvan,... yaraları kapanıp, iyileştikten sonra,... saklandığı delikten çıkıp, şiddete geri döner.
Just look at her licking inside that general's ear.
Baksana generalin kulağını nasıl da yalıyor.
That comes a runnin'licking When you whistle, holler, "Claude"
Islık çalıp, bağırınca "Claude" Gelir kuyruk sallayarak
It kept licking at a dead man's face.
Ölü bir adamın yüzünden kanı içmeye devam etti.
And what's more, it was laid out with another skin and a black cat was licking it!
Dahası, başka bir deri de vardı ve bir kara kedi de onu yalıyordu.
For the American Army to take a licking like that... the first time at bat against the Germans...
Almanlar'la ilk çarpışmasında, Amerikan askerleri böyle yenilmemeliydi.
Damned good licking and rolled eighteen miles back.
Fena yenilip 18 mil geri yuvarlandı.
Now you can go to your room ; you're getting a bit, too, licking.
ağzına biber süreceğim.
They were practically licking my body.
Neredeyse bir beni yalamadıkları kaldı.
Who was practically licking your body?
Kimin seni yalamadığı kaldı?
She must have received some proper licking.
Kendisine uygun şekilde davranılmış olmalı
Hao Lishan took a licking from him
Hao Lishan onun tarafından ifşa edilmiş
Chicken Lickin'is licking'chicken.
Tavuk yemleme yemleniyor.
Fire is beautiful... licking and scorching everything it touches.
Dokunduğun her yeri yakalım.
We were licking each other.
Ne güzel yalanıyorduk ya!
But the dog always went back to the bartender, licking his hand, to eat.
Ama köpek her zaman adama geri dönerdi, elini yalardı, yemek için.
He can get enough moisture by licking the dew off the grass in the early morning.
Sabahları erkenden otlardaki çiğleri yalayarak susuzluğunu giderebilir.
What are you licking?
Ne yiyorsun?