Life's short traducir turco
475 traducción paralela
Life's too short for rows.
Hayat hır güre değmeyecek kadar kısa.
- It's a short life, but a gay one.
- Kısa ama mutlu bir hayat.
I mean, if we're to be thrown together so much, life's too short to be forever barking at each other.
Yani birbirimizle bu kadar sık karşı karşıya geleceksek hayat birbirimize bağırmaya değmeyecek kadar kısa.
I told her to go slow, but, no, life was too short for her.
Ona yavaşlamasını söyledim, ama hayır hayat onun için çok kısaymış.
The life cut short was one rich in achievement and promise of service to humanity.
Kısa süren bu ömür... pek çok başarı kazanmış ve insanlığa hizmete adanmıştı.
And that's the story of the short and stormy life of Doris Tinsdale.
İşte Doris Tinsdale'in kısa ve fırtınalı yaşamı.
Life's too short.
Hayat çok kısa.
It's a short life, at best.
Ne de olsa hayat kısa.
Life's too short for that.
Hayat o kadar uzun değil.
Life's too short for "some day", Teresa.
Hayat beklemek için çok kısa Teresa.
Man's life is as short as a donkey's tail.
İnsanın yaşamı bir eşeğin kuyruğu kadar kısadır.
This is my one and only life and it's a great and terrible and short and endless thing and none of us come out of it alive.
"Bu benim biricik hayatım..." "... ve bu, öylesine müthiş, öylesine feci, öylesine kısa ve sonsuz bir şey ki! " " Üstelik hiçbirimizin ondan canlı çıkma şansı yok! "
Life's short.
Hayat çok kısa. Buna değmez.
If I'm crying, it's for my whole past life, my past sex life, which is so short.
Ağlıyorsam, geçmiş hayatım için kısacık seks hayatım için ağlıyorum.
The only trouble is, life's too short.
Yegâne sorun, hayatın çok kısa olmasıdır.
Amongst the group in "The Black Pig" is Laura Marholm's husband the Swedish poet, Ola Hansson who has had to leave his country following the reaction to his publication of a collection of short stories describing man's split emotional sex life,
Kara Domuz'daki grubun içindekilerden birisi Laura Marholm'un kocası olan... İsveçli şair Ola Hansson. İnsanların cinsel yaşamlarındaki hissi çatlaklar üzerine yayınladığı bir derlemenin gördüğü tepkilerden sonra ülkesini terk etmek zorunda kaldı.
but still they have to weep when it's over, for sometimes life's too short for the eternity of feelings...
Ama bittiğinde hâlâ ağlıyorlardı. Çünkü bazen hayat duyguların sonsuzluğu için çok kısadır.
Jack Reed's life, short as it was, happened at a time, and all of us, after all, are the victims of our time and place, when he had the opportunity, as a reporter,
Jack Reed kısa bir hayat sürdü. Sonuçta hepimiz yaşadığımız dönemin ve mekanın kurbanlarıyız. Gazeteci olarak,..
So he had a short life. Life is like a dream.
Demek ki Şairi fazla yaşayamamış hayat bir rüya gibidir
Life's too short.
- Hayat zaten kısa.
Life's too short, kid.
Hayat çok kısa, evlat.
Life's too fuckin'short, Frankie.
Hayat çok kısa Frankie.
And remember, Andrei, the life of a man is short but true knowledge - has no limits.
Ve unutma, Andrei, bir adamın hayatı kısadır, ama gerçek bilginin sınırları yoktur.
Life's too short. I have a plane to catch.
Zaten hayat çok kısa ve yetişmem gereken bir uçak var.
Life's short.
Hayat çok kısa.
Hey, life's too short.
Hayat çok kısa.
By being clever and being here longer, I get shifted to another account and he, because of his low intelligence and short tenure gets this job I've waited my whole life for!
Zeki olup ve uzun süre çalışınca başka bir proje alıyorum ve o daha az zekası ve kısa görev süresiyle hayatım boyunca beklediğim işi alıyor!
Life's too short to spend time thinking about life.
Hayat, hakkında düşünmek için çok kısa.
an a-l-f. that's short for "alien life form."
A-L-F, açılımı "Uzaylı Yaşam Formu"
Life's too short to dwell on our tragedies.
Hayat felaketlerin üzerinde durmayacak kadar kısa. Değil mi?
It's a short life, isn't it?
Yaşam kısa, öyle değil mi?
I don't mind that it's a short life or growing old or disappearing.
İnsanın neden bu kadar çok acı çekmesi gerektiğini... bilmiyorum. IKısa bir yaşam, yaşlanmak ya da yok olmak umurumda değil.
- Life's too short for subtle, Daryle.
- Hayat çok kısa Daryle.
You didn't take into consideration that it's normal... especially when using a fluctuating COL index to combine... look here, a package containing short-term and straight life policies... in an overall insurance portfolio.
Hesaba katmadığınız şey özellikle dalgalı C.O.L indisi kullandığınızda bu normaldir. Şuraya bir bakın! Bir sigorta paketinde hem kısa vade hem de uzun vade paketi var.
It was every man's fantasy to be kept by a woman whose skirt is as short as the life span of the man that she chooses.
Her erkeğin hayalidir. Etek boyu seçtiği adamın ömrü kadar bir kadının kapatması olmak.
Life's too short!
Hayat çok kısa!
True, and the accelerated growth rate, combined with the specialisation, suggests a short life cycle.
Doğru, ve hızlanmış büyüme süreci, uzmanlaşmayla birleşince kısa bir ömrü olacağını söyleyebiliriz.
But it is possible to annoy me and I should treat you the same way that I treated your colleagues, but life can be so unexpectedly short, Agent Page.
Ama bu canımı sıktı. Size ve meslektaşlarınıza bir sürpriz yapmalıydım ama hayat beklenmedik bir şekilde kısa olabilir.
Life's too goddamn short.
Kahrolası hayat çok kısa.
What could be better than a short, uncomplicated life? That goes out in a blaze of glory?
Zafer parıltısı ile geçen... kısa, kolay bir hayattan daha iyi ne olabilir?
Life's too short not to take a chance.
Hayat kısa, şansa bırakmamak gerek.
Yep, that's the story of my life, a dollar short and a week late.
Hayatımın hikayesi bu zaten. Bir dolar eksik, bir hafta geç.
And who needs the aggravation? Life's too short.
Yani bu kadar uğraşmak neden?
Life's too short to go without music.
Hayat müziksiz yaşamak için çok kısa.
Life is very short... and there's no time for fussing and fighting, my friend.
Hayat kavga edecek veya atışacak kadar..... uzun değil, dostum.
Besides, why do I have to write about things that I already know, anyway. Or learning a new way to do my mathematics, life's too short.
Hem neden zaten bildiğim şeyler hakkında yazmak ya da hesap yapmanın farklı yollarını öğrenmek zorunda olayım ki?
Life's too short to waste on you.
Hayat seninle uğraşmak için fazla kısa.
I thought to myself : "If by any chance she's short-sighted, I might just be happy for the rest of my life."
Kendi kendime demiştim ki "Eğer bir ihtimal miyopsa, hayatımın geri kalanında çok mutlu olabilirim."
I said to myself that these poor people knew now that the world is cruel, and that life is short, that they wouldn't disappoint me.
Kendime dedim ki, şimdi bu insanlar dünyanın zalim ve hayatın kısa olduğunu biliyorlar ki beni hayal kırıklığına uğratmamış olsalardı.
And in a few short moments I will be privy to those same secrets of life and death.
Ve bir kaç kısa an içinde ben de yaşamın ve ölümün aynı sırlarından haberdar olacağım.
I'm studyin', preparing'for the future,'cause a dancer's life is short.
Pekala, öyleyse yaklaşık olarak, sorun nedir?
shorts 41
short 461
shorty 285
shortly 55
shortstop 18
shorter 26
short hair 23
short round 22
short answer 29
shortcut 20
short 461
shorty 285
shortly 55
shortstop 18
shorter 26
short hair 23
short round 22
short answer 29
shortcut 20