Lilo traducir turco
131 traducción paralela
LiIo, Peabo, Lou RawIs - Teddy Pendergrass.
Lilo, Peabo, Lou Rawls... Teddy Pendergrass.
No, thanks, Lilo. I'll stay here.
Hayır, sağol Lilo, ben burada kalacağım
This is the answering machine of Lilo Nebel and her stupid friend Harry.
Şu anda Lilo Nebel ve onun aptal arkadaşı Harry'nin telesekreteriyle konuşuyorsunuz
Jenni, I have to talk to Lilo.
- Jenni, Lilo'yla konuşmalıyım
Lilo, it's me, Jan.
Lilo, benim Jan
Lilo!
- Lilo!
lilo Manzetti...
IIio Manzetti...
Did you kill lilo Manzetti?
llio Manzetti'yi öldürdün mü?
lilo Manzetti..... was one of the most respected and influential men in New York.
IIio Manzetti..... New York'taki en saygın ve etkileyici insandı.
Lilo, why are you all wet?
Lilo, neden tamamen ıslaksın?
Lilo, Lilo, why is this so important?
Lilo, Lilo, bu neden o kadar önemli?
Lilo...
Lilo...
Lilo!
Lilo!
Lilo?
Lilo?
Oh, Lilo!
Oh, Lilo!
Open the door, Lilo!
kapıyı aç, Lilo!
Come on, Lilo that social worker's going to be here any minute!
Hadi, Lilo şu görevli her an burada olabilir. You still can find... # #... some room... # #...
Lilo, you shouldn't...
Lilo, yapmaman...
It is, too, Lilo.
Bu, çok, Lilo.
Lilo, you lolo.
Lilo, seni lolo.
Ay-yi-yi, Lilo!
Ay-yi-yi, Lilo!
Come on, Lilo.
Hadi, Lilo.
Uh, Lilo...
Ah, Lilo...
It's not an angel, Lilo.
O bir melek değil, Lilo.
He's creepy, Lilo.
O tüyler ürpertici, Lilo.
Look at him, Lilo.
Bak ona, Lilo.
Hey, Lilo!
Hey, Lilo!
Lilo, look at me.
Lilo, bana bak.
David, take Lilo.
David, Lilo yu al.
I know you're trying, Nani but you need to think about what's best for Lilo... even if it removes you from the picture.
Denediğini biliyorum, Nani fakat Lilo için en iyisinin ne olduğunu düşünmelisin... seni resimden çıkarsa bile.
I'll be back tomorrow morning for Lilo.
Yarın sabah Lilo için geleceğim.
Uh, I need to take Lilo home now.
ah, şimdi lilo yu eve götürmeliyim.
We have a lot to talk about, Lilo.
konuşacak çok şey var, Lilo.
Lilo, honey... we have to, uh...
Lilo, tatlım... biz, ah...
Lilo.
Lilo.
Lilo... sometimes you try your hardest but things don't work out the way you want them to.
Lilo... bazen elinden gelen her şeyi yaparsın fakat işler senin istediğin gibi gitmez.
Lilo, who was that?
Lilo, neydi o?
- Lilo!
Lilo!
Now where is Lilo?
Şimdi, Lilo nerede?
Where's Lilo?
lilo nerede?
Where's Lilo?
Lilo nerede?
Lilo... my sister.
Lilo... kız kardeşim.
Uh, sorry, we do not know anyone by this, uh... Lilo!
Ah, üzgünüz, bundan başkasını tanımıyoruz, ah...
She's a little girl- - this big!
Lilo! küçük bir kız- - bu boyda!
We're going to get Lilo?
lilo yu kurtaracağız?
Hey, Lilo.
Hey, Lilo.
Lilo, didn't you buy that thing at the shelter?
Lilo, bu şeyi hayvan barınağında satın almadın mı?
You blow'em up, just like a lilo.
Aynı balon gibi şişireceksin.
You gotta bring us some to pay for Lilo's boarding house.
- Lilo'nun pansiyonunun ücretini ödemek için gelirken et getirmelisin
I found that this morning. Lilo!
Lilo!
- Where's Lilo?
- Lilo nerede?