Limestone traducir turco
277 traducción paralela
That's the thing, in this limestone pavement here we've just walked over there are hundreds and hundreds of these fossil ammonites.
Buradaki, üzerinde yürüdüğümüz bu kireç taşı zeminde bu fosil ammonitlerden yüzlercesi var.
Each layer of limestone, in fact, has its own characteristic set of fossils in it.
Her kireç taşı katmanı, aslında kendine özgü bir fosil grubu barındırıyor.
Limestone formation.
Kireç taşı oluşumu.
True marble is the metamorphic form of limestone produced by heat and pressure.
Gerçek mermer, kireçtaşının ısı ve basınç etkisiyle başkalaşımından oluşandır.
I found this in a limestone deposit dating back to the Devonian age.
Bunu Devoniyen çağından kalma bir kalker kütlesinde buldum.
Some of the limestone deposit where I found the fossil is on the bottom of this lagoon.
Fosili bulduğum yerdeki kalker katmanı, bu gölün dibinde de var.
"This church is for the most part Spanish baroque built of native limestone."
" Kilisenin büyük kısmı İspanyol barok tarzında yerli kireçtaşından yapılmıştır.
21st day of our descent, starting from an estimated depth of 129 kilometers, limestone formation continues.
Alec, şunu da al. İnişimizin 21. gününde tahminen 129. kilometrede başlamış olan kireçtaşı oluşumları devam etmekte.
That's cake batter, not limestone.
Kireçtaşı değil, sanki pasta hamuru.
And my limestone?
Ya kireçtaşlarım.
What limestone, rubbish.
Ne kireçtaşı, çöp!
Limestone is ruined.
Kireçtaşı mahvoldu.
I'd like to be able to stroll through the campus and look at the limestone, but I just feel out of place.
Kampusta yürümekten ve bu taş bloklara bakmaktan hoşlanıyorum ama kendimi buraya ait hissetmiyorum.
In 1969 a couple of zoologists came crawling down this narrow cavern in the limestone hills of Naracoorte in South Australia, not far from Adelaide.
1969'da birkaç zoolog Güney Avustralya'da Adelaide'den çok uzak olmayan Naracoorte kalkerli tepelerindeki bu dar mağarada sürünerek aşağıya iniyordu.
With my research into your family history I've seemed to recall mention of a huge limestone cavern where the stolen cattle were penned.
Aile tarihinizle ilgili yaptığım araştırmada çalınan sığırların kapatıldığı devasa kireçtaşı mağarası ile ilgili bir geri dönüş bahsi gördüm.
A delicious looking limestone rock!
İştah açıcı bir kireçtaşı!
That was limestone, with a dash of quartz.
Bu kireçtaşı, quartzla karışık.
With my research into your family history I've seemed to recall mention of a huge limestone cavern where the stolen cattle were penned.
Aile tarihinizle ilgili yaptığım araştırmada çalınan sığırların kapatıldığı devasa kireçtaşı mağarası ile ilgili bir geri dönüş bahsi gördüm.
It originated from a fissure between two layers of limestone.
Kaynağın çıkışı iki kalker tabakasının arasındaki çatlak.
If you don't keep the oven temperature constant... the limestone doesn't fire correctly.
Eğer ocak devamlı yanmazsa,.. ... kireç taşı adam gibi fırınlanmaz!
The limestone burns and evaporates in the air... Only the white powder is left.
Kireç taşı ısındıkça buharlaşır ve sonunda, sadece beyaz toz kalır.
You see what've we got? We've got limestone uplands, unforgiving moors and scarred dales.
Kireçtaşı yayla, hain bozkır ve yaralı vadilerimiz varmış.
Yeah, but the limestone's in my blood, Gordon. It's in the way I do business.
Evet ama kireçtaşı benim kanımda, yaptığım her işte, Gordon.
Limestone powder.
Kireç taşı tozu.
And you tell me how he got red limestone in there.
Ve kireçtaşının oraya nasıl girdiğini bana söyle.
Limestone powder.
Kireçtaşı tozu. Gözlerinizi kapatın.
It was found to be limestone...
Kireç taşı olduğu, anlaşıldı...
Honeykins, would you mind going over to Wandering Mountains and breaking off about a half a pound of limestone for me, hmm?
Balım, Yürüyen Dağlar'a gidip benim için yarım pound kireçtaşı kırar mısın?
And some mica, shale limestone.
ve biraz mika, yumuşak kaya kireç taşı.
So, in the soft limestone of Missouri, we've been preparing a network of immense caves, and they're almost finished.
Dolayısıyla, Missouri'nin yumuşak kireçtaşı zemininde muazzam mağaralardan oluşan bir sığınak şebekesi hazırladık ve bu sığınaklar tamamlanmak üzere.
A gateway will open to an entire new city of white limestone, more dazzling than the sun.
Bir kapı açılacak, beyaz, güneşten parlak yeni kente.
It is built with limestone.
Kireç taşından yapılmış.
You're right. It's limestone, not granite.
Haklısın bu granit değil, kireçtaşı.
What turns this river so blue is dissolved limestone.
Nehrin bu turkuvaz renginin sebebi çözülen kireçtaşıdır.
The limestone is gradually re-deposited... to form travertine dams... which are first cousins to the stalagmites we see in caves.
Çözülen kireçtaşının zaman içinde tekrar birikmesi... bu traverten çanakları oluşturur. Bunlar mağaralarda gördüğümüz dikitlerle yakın akrabadır.
Most limestone caves start when groundwater picks up carbon dioxide in the air and soil.
Bu güç, karbondioksit içeren yeraltı suları ve taşıdıkları topraklardır.
Just as extremophiles thrive in the ice cap of Greenland, bats are well adapted to classic limestone caves.
Grönland'daki buzul tabakasında yaşayan extremophile organizmalar gibi, Yarasalar da kireçtaşı mağarlarda yaşamaya çok iyi adapte olmuşlardır.
These ancient Mayan temples... were built on one huge limestone plateau.
Bu antik maya tapınağı... çok büyük kireçtaşı bir plato üzerine yapılmıştır.
The rocks are composed of limestone and cormalite.
Kayalar kireç taşı ve kormalitten oluşuyor.
Each polyp's flesh is supported by a limestone skeleton.
Her polipin eti, kireç taşından bir iskeletle desteklenmektedir.
Here, the living tissue deposits an intricate lattice of limestone.
Burada, canlı doku kireç taşı oluşturur.
Beneath that, the limestone skeleton is bare, having been vacated by the living coral tissues.
Bunun altındaki kireç taşından iskelet çıplaktır canlı mercan dokuları tarafından boşaltılmıştır.
it is at night, when the polyps are extended, that they add to the limestone foundations beneath them.
Polipler uzadığında altlarındaki kireç taşı temellerine ekleme yaparlar.
Good luck moving this. It's three inches of soil, then solid limestone.
Taşıma için iyi şanslar. 8 cm toprak, ve de katı kireçtaşı.
The plan was to build upward from a level base, gradually laying over 200 horizontal courses of limestone blocks on top of one another, each course a little smaller than the last.
Plan yukarıdan aşağı düşünülerek gerçekleştiriliyordu. Temel amaç, 200 yatay katın kireçtaşı bloklarıyla birbirinin üstüne konmasıydı. Her kat bir öncekinden biraz daha küçük olmalıydı.
Then specialist masons had laid out the pyramid base, a perfect square of finished limestone blocks.
Sonra uzman yontmacılar piramitin temelini ortaya çıkardılar. Tamamlanmış kireç taşlarından mükemmel bir kare oluşturdular.
Within that square was a natural limestone outcrop, which other masons had already cut into regular steps to form the pyramid core.
Bu kare içinde doğal şekilli kireç taşları bulunmaktaydı. Bazı yontma ustaları ise bunları piramitin şekline göre keserek biçimlendirmekteydi.
The bones of animals that died in or around those swamps became buried in limey mud at the bottom of the pools and are now preserved in limestone.
Bu bataklığın içinde veya etrafında ölen hayvanların kemikleri bu göletlerin dibindeki kireçtaşlı çamurun içinde gömülüp günümüze kadar korundu.
The limestone in which they're embedded is so hard that the only way to get them out is to put the whole block in a bath of acid for a few weeks.
Ancak bunların yer aldığı kireçtaşı o kadar sert ki, onları çıkarmanın tek yolu bütün kayayı birkaç hafta asit banyosunda bekletmek.
A limestone penis.
- Aman Tanrım... Kireçtaşından penis.
Note the use of interior space in this limestone mastaba located in a tomb near Giza
Yoksa kemiklerini- - Dur bir dakika. Sen Eşitlerin Evliliği'ni mi okuyorsun? Ben de okuyorum.