Limón traducir turco
48 traducción paralela
She's getting a gastric bypass in Limón Grove.
Limón Grove'da mide by-pass'ı geçiriyor.
- Is here Limón Grove?
- Burası Limón Grove mu?
No Limón Grove.
Limón Grove değil.
Will you please shut up about Limón Grove every time I hit the brake?
Frene her basışımda Limón Grove demeyi keser misin?
I have no idea how this Ramón Limón got the disk. He must have gone rogue.
Bu Ramón Limón'un CD'yi nasıl ele geçirdiğine dair hiçbir bilgim yok.
This Ramón Limón is blackmailing me.
Bu Ramón Limón bana şantaj yapıyor.
Dr. Krieger's covert team installed these surveillance cameras while Limón was out shopping yesterday.
Dr. Krieger'in gizli ekibi bu gözetleme kameralarını Limón dün alışverişteyken içeri yerleştirdi.
It seems Dr. Limón has lost his watch.
Görünüyor ki Dr. Limón saatini kaybetmiş.
I will get Dr. Limón.
Dr. Limón'u getireceğim.
- especially outside Limón. - What kind of distress?
Ne tür tehlike sinyalleri?
He calls me "Limón." He rhymes it with "fiestón."
Bana "Limon" diyor. "Fieston" ile kafiyeli.
Amigo, can you direct me to la casa de Limón Breeland?
Amigo beni Limon Breeland'ın evine doğru yönlendirebilir misin?
I am so happy to hear Limón has a lover.
Limon'un sevgilisi olduğunu duyduğuma çok sevindim.
Limón, she make me crazy.
Limon, beni deli ediyor.
You, Limón, are worth it to fight.
Limon, sen uğruna savaşılacak bir kadınsın.
I mean, - I can't choose just one of you. - You, Limón, are worth it to fight.
Benim, Emily Bronte.
This isn't an earache or... or the sniffles, where you can just give me some té con limón and send me back to school.
Bu kulak ağrısı ya da biraz limon verip beni okula geri göndereceğin nezle gibi bir şey değil.
What's going on, Limón?
Ne oluyor, Limon?
Listen, Limón, don't you want to make good money?
Dinle Limon iyi para kazanmak istemez misin?
- Limón, I'm serious, brother.
- Limon, çok ciddiyim kardeşim!
Look, Don Pablo... this is the guy I've been telling you about, Limón.
Bak, Don Pablo sana bahsettiğim adam bu, adı Limon.
Limón! Come here, brother.
Limon, gel buraya kardeşim.
Listen, Limón...
Dinle, Limon...
Give me 30 minutes, Limón.
Bana yarım saat ver.
Limón, please.
Limon, lütfen.
Goes by "Limón."
Limon adıyla tanınıyor.
So this guy Limón, there's no record of him.
Bu Limon denen adamın sabıka kaydı yok.
If this is true, she can tell us when Limón and Escobar go somewhere.
Albay, eğer bu doğruysa bize Limon ve Escobar'ın yerini söyleyebilir.
Thank you, Limón.
Teşekkürler, Limon.
Limón told me you have a daughter.
Limon bana kızın olduğunu söyledi.
Limón.
Limon.
Limón lied to me.
Limon bana yalan söyledi.
Where the fuck are you, Limón?
Ne cehennemdesin, Limon?
Limón!
Limon!
This is the last time you pull shit like this, Limón. The last time!
Limon bu son kez böyle bir hıyarlık yapışın bilesin.
Run, Limón, run!
Koş, Limon, koş.
Take Limón with you.
Limon'u da yanına al.
Limón and Quica will take me to Montecasino, because tonight we'll be fighting side by side to the death.
Limon ve Quica, beni Montecasino'ya götürecek. Çünkü bu gece, omuz omuza ölümüne savaşacağız!
Are you with Limón?
Limon yanında mı?
Limón is driving.
Limon da yanında.
Quica is gone, Limón.
Quica gitti Limon.
Limón, sir.
Limon, efendim.
Thank you, Limón.
Teşekkür ederim, Limon.
Tata, Limón wants me off.
Tata, Limon çağırıyor.
This is my city, Limón.
Bu benim şehrim, Limon.
You're a good man, Limón.
Limon, sen iyi bir adamsın.