Livestock traducir turco
665 traducción paralela
Unless you show us a copy of the regulations governing the transportation of livestock in this city now.
Bu şehirdeki canlı hayvan nakillerini düzenleyen kuralların bir kopyasını hemen göstermediğiniz sürece.
- Folks think I'm gonna nurse their livestock, they're crazy.
- Delirmiş olmalılar, hayvanlara bakacağımı düşünmüşler. - Ne ki bunlar?
Let's get these bags and livestock together.
Bavullarla şu küçükbaş hayvanları alalım.
Xanadu's livestock the fowl of the air, the fish of the sea, the beast of the field and jungle two of each, the biggest private zoo since Noah.
Xanadu'nun canlıları Gökyüzünün kuşları. Denizin balıkları. Karanın ve cangılın yaratıkları Her birinden ikişer adet.
The fellow I hired to do scouting and take charge of the livestock.
İzcilikten ve canlı hayvanlardan sorumlu olarak işe aldığm kişi.
One day we went to Dublin the exhibition of livestock.
Bir keresinde o Dublin'e at gösterisine gidecekti.
Well, sorry, ma'am, but we've got livestock to tend to.
Üzgünüm bayan, ama ilgilenmemiz gereken çiftlik hayvanları var.
There may be space for 40 human beings, some machinery and livestock.
Sadece 40 insan, birkaç makine ve canlı hayvanı alacak kadar yer olabilecek.
Well I have here instructions or you, time o planting, care o livestock, places o concealment o weapons and powder.
Benim sizi iyi niyetli tavsiyem, zamanı gelince ekin ekin, evcil hayvanlara iyi bakın, kendinize iyi bir kulübe ve silah hazırlayın.
The growth of animals can be studied in the same way, and the best food can be found for better and healthier livestock.
Ahhh. Tamam, pekala. Bu kadar yeter.
You'll eat and sleep in the barn with the other livestock.
Ambarda yiyip içeceksiniz, öteki hayvanlarla kalacaksınız.
Better round up what livestock you can and stand guard.
En iyisi sürünü toplayıp, güvenli bir yerde tutman olacaktır.
Too much livestock for one apartment.
Bir daire için çok fazla hayvan oldu.
I'm livestock.
Bir çiftlik hayvanıyım.
They got us over here with the livestock.
Bizi çiftlik hayvanlarının yanına koydular.
How about that livestock fellow from Chicago?
Ya Chicago'dan gelen sığır tüccarına ne demeli?
You see, I'm trying to increase the livestock down here.
Hayvan nüfusunu geliştirmeye çalışıyorum.
You got to find a hotel for that livestock and you got to train Myra to drink beer.
O sürü için bir otel bulman ve Myra'yı bira içmeğe alıştırman gerek.
WHO OCCUPIES THIS MUSEUM AND LIVESTOCK EXHIBIT THAT I SHOULD LIKE TO SEE HIM WHEN HE FINALLY DEIGNS TO REPORT TO WORK.
Bu müze ve çiftlik hayvanları sergisinde oturan beyfendi iş yerine teşrif ettiklerinde kendisiyle konuşmak istediğimi söyler misiniz?
Including the livestock.
Hayvanlar dahil.
Instead, some friends I met there, three hicks, want me to sell livestock with them.
Olmayınca, orada tanıdığım üç köylüyle beraber hayvan satalım dedik.
- There is money, food and livestock.
- Para, yiyecek ve hayvanlar var.
70 % of all stores lost, 20 % ammunition... and 60 % of livestock either killed or stolen.
Malzemenin % 70'ini ve cephanenin % 20'sini kaybettik. Hayvanlarιn % 60'ι ya öldü ya çalιndι.
They herded people like livestock, and livestock like people.
İnsanlara sığır muamelesi yaptılar.
Try my kumis while you've still possess your own livestock.
Hâlâ sürülerim varken, kımızımdan için!
The Frisians slaughtered most of the livestock in the village.
Frizyalılar onların hayvanlarını katletti.
Too many people know she was the cause of the stampede and from now on she'll be blamed for any lost livestock or damage.
Çok fazla insan tüm bu kargaşanın sorumlusunun o olduğunu biliyor ve bundan böyle tüm çiftlik hayvanlarından ya da hasardan dolayı o suçlanacak.
There is little, Gordon Pasha. All privately-owned livestock, donkeys, goats, camels.
Özele ait bütün çiftlik hayvanlarını teslim alın - eşek, keçi, deve.
Used by anybody who works with livestock.
Sığırlarla uğraşanlar bu düğümü bilir.
The livestock alone is worth twice that much.
Sırf çiftlik hayvanları bile bunun iki katı eder.
Pian's livestock shop
"Pian'ın Ahır dükkanı"
If my demands are not met, I'll proceed with the extinction of whole species of cereals and livestock all over the world.
İsteklerim karşılanmazsa tüm tahıl ırklarının ve çiftlik hayvanlarının yok edilmesine başlayacağım, dünya çapında.
I plowed the land, took care of the livestock
Tarlayı sürdüm, hasatla ilgilendim.
Whit, I'd appreciate it if you'd board it up... sell the cattle and the rest of the livestock, and send me a bank order...
Çiftliği kapatıp, tüm atları... ve diğer hayvanları satıp parayı Stockton Kalesi'ne gönderirsen...
Livestock. mules, horses, cattle.
Hayvan ticareti, katr, at, inek.
Livestock business, huh?
Hayvan isi demek.
clean hands for livestock.
Hayvan isinde biri için çok temiz.
I notice you don't raise any livestock.
Hiç hayvan yetiştirmediğin dikkatimi çekti.
You steal water from the valley, ruin the grazing, starve the livestock...
Vadiden su çalp, çayrlar mahvedip, hayvanlar açlga terkediyorsun...
Poor fool, you think you livestock...
Zavallı gerizekalı, bittiğinimi sandın...
Same stuff we used with the livestock.
Hayvanlara kullandığımızın aynı.
Get rid of the houses, the livestock the olive grove.
Evi, erzağı zeytinliği sat gitsin.
I will give you one hundred pubescent slaves and as many head of livestock.
Sana yüz yetişkin köle ve bir o kadar hayvan veririm.
I cannot sacrifice my livestock or my family.
Mallarımı ya da ailemi feda edemem.
He's here to take the landlords livestock.
Mal sahibinin büyükbaşlarını almaya geldi.
- Of the livestock ship? - That's right.
- Çiftlik hayvanları gemisinden mi?
They paid him to slip them enough livestock to live on for yahrens.
Onlara yıllarca yetecek kadar hayvanı gizlice vermesi için ödeme yapmışlar.
They're not from Borella, but they're all they raise on that stinking livestock ship.
Borella'dan değiller ama o kokmuş canlı hayvan gemisinde yetişen ona en yakın şey bu.
- Of the livestock ship? - That's right.
- Çiftlik hayvanları gemisinden?
They paid him to slip them enough livestock to live on for yahrens.
- Doğru. Onlara yıllarca yetecek kadar çiftlik hayvanını gizlice vermesi için ödeme yaptılar.
Four or five peasant families lived here The house, land, and livestock belonged to the landowner A part of the harvest was given to him.
Hasatın bir kısmı ona verilirdi. "