Locomotive traducir turco
232 traducción paralela
FOSTER : It was like a steam locomotive billowing smoke out of the bottom.
Tıpkı dipten buram buram tüten bir buhar lokomotifi gibiydi.
Instead of a destroyed locomotive...
Bunun yerine bir lokomotif..
"To the locomotive!"
Lokomotife!
- My locomotive.
- Trenim.
You're married to a locomotive.
Sen bir tren ile evliydin.
She just might be the best locomotive on these tracks.
Bu raylardaki en iyi lokomotiflerden biri.
So you're in love with a locomotive.
Demek, trenine aşıksın.
There's not a train, or a track, or a locomotive to pull one, sir.
Çekebileceğimiz bir tren, tren yolu ya da lokomotif yok.
My father has a grocery store on Crane Street, by the locomotive works.
Babamın Crane Caddesi'ndeki lokomotif fabrikasının yanında marketi var.
But this isn't like a locomotive or a B-29.
Ama bu bir lokomotif veya uçak gibi bir şey değil.
Now he drives a locomotive.
Şimdi bir tren makinisti.
That bridge won't hardly hold a locomotive.
Bu köprü bir lokomotifi çekecek kadar güçlü değil.
Then I built a locomotive out of 20 empty cans
# Sonra 20 boş teneke kutudan lokomotif yaptım
A genuine locomotive coming right at me.
Üzerime doğru gelen gerçek bir tren.
Yes, sir, you're part of a locomotive already.
Evet efendim, çoktan bir lokomotifin parçası oldun.
All right, the locomotive.
Lokomotif.
WE ALL GOT THE WRONG WORD. THEY SAID YOU WERE REMOVED BY A LOCOMOTIVE.
Dostum, bu dünyadan göçtün sanmıştım.
Today I have a real locomotive.
Bugün sizin için gerçek bir lokomotifim var.
What's the name of this locomotive?
- Lokomotifin adını söyleyin bana!
Now, this for instance is a steam locomotive.
Mesela, şimdi bir buharlı lokomotif.
Remove the locomotive and lay rails...
Lokomotifi kaldır ve rayları döşe...
The locomotive comes right at us.
Lokomotif tam üstümüze geliyor.
On the locomotive.
Lokomotifin içinde!
They can change the locomotive but not the caboose!
Arabayı değiştirebilirler ama tampon yine aynı tampon!
We're working on a locomotive, not a pocket watch!
Lokomotif tamir ediyoruz, cep saati değil!
On the locomotive.
Lokomotifte.
Lifting such a locomotive in your condition!
Sizin durumuzda bir kadın için lokomotif sayılır semaver.
We're switching from the yard engine to the locomotive.
Lokomotif için makas değiştiriyoruz.
There is just the locomotive, sir.
Sadece lokomotif var, efendim.
And the lamp by his bed has a lampshade... on which there's a locomotive racing on the tracks.
Yatağının baş ucunda bir abajur var Üstünde de lokomotif deseni var.
It's much nicer to hear the locomotive's whistle from afar.
Lokomotifin düdüğünü uzaktan dinlemek çok daha güzel.
Just don't think you're a 40-mile-an-hour locomotive.
Şimdi saatte 60 km hızla giden bir lokomotif değilsin.
We'll also need a locomotive and a man.
Ayrıca bir lokomotif ile bir adama ihtiyacımız var.
[Locomotive Idling]
[Lokomotif boşta çalışır]
" Assaulting a guard and stealing a locomotive as he did so.
Nöbetçiyi yaraladılar. Ondan sonra da bir lokomotif çaldılar.
Sure, there's still no locomotive
Gidip görmem için zaman var mıdır acaba? Elbette, lokomotif halen ortalarda yok.
Did you ride the locomotive today?
Lokomotife bindin mi bugün?
What locomotive?
Ne lokomotifi?
The locomotive has been out of order for several days.
Lokomotif günlerdir bozuk.
Your locomotive has been hijacked by a group of heavily armed men.
Lokomotifiniz, bir grup ağır silahlı adam tarafından kaçırıldı.
Locomotive's ready, sir.
Tren hazır, efendim.
Do you mind if I have a look up there in that locomotive?
Lokomotife bakmam da bir sakınca var mı?
Same with the supermarkets, the TV station, locomotive plant.
Tıpkı süpermarketlere, TV istasyonuna, Lokomotif fabrikasına olduğu gibi.
When I was a kid my dream was driving a locomotive you know, those steam.
Küçükken hep bir tren makinisti olmayı hayal etmişimdir. Bilirsin şu buharla çalışan çufçuflar.
You better do something, you idiot, because in 10 minutes... you're gonna have 200 tons of locomotive smashing through Central Station... on its way to Marshall Fields!
Bi şeyler yapsan iyi olur, seni gerzek, çünkü 10 dk. içinde... Merkez İstasyona çarpıp geçerek Marshall Fields'e doğru giden... 200 tonluk bir lokomotifiniz olacak!
One of the many alternatives in the realm of transportation is the locomotive.
Taşımacılık dünyasının birçok alternatiflerinden biri de lokomotiflerdir.
Lady, that horse is a champion, and he's got a heart the size of a locomotive.
Bayan, bu at bir şampiyon. Bir lokomotifinki kadar büyük bir kalbi var.
Why a diesel locomotive in the Zone?
Bölge'de dizel bir lokomotifin işi ne?
You have been like so many others, the best revolutionaries. One of the engineers on the locomotive of this train that pulls this revolution on the tracks of historical necessity laid out for it by the party.
Siz de pek çok iyi devrimci gibi bu devrim trenini tarihsel zorunluluk rayında ilerleten lokomotifin makinistlerinden biri oldunuz.
The men are removing the tracks under the locomotive.
Adamlar lokomotifin altındaki rayları söküyorlar.
There's no locomotive yet
Locomotif henüz gelmedi.