Lose him traducir turco
2,091 traducción paralela
I can't lose him, Mom.
Onu kaybedemem, anne.
I don't want to lose him.
Onu kaybetmek istemiyorum.
Where's Sayid? Did you lose him, too?
Sayid nerede, onu da mı kaybettin?
You'll lose him for good if you don't bring him back.
Onu geri götürmezsen sonsuza kadar kaybedersin, canım.
I'm not ready to lose him again, okay?
Onu bir daha kaybetmeye hazır değilim, tamam mı?
I wanted him to stay, I didn't want to lose him.
Kalmasını söyledim. Onu kaybetmek istemiyordum.
If you let go of your anger, You're afraid you'll lose him forever?
Eğer öfkeni bırakırsan onu sonsuza dek kaybetmekten mi korkuyorsun?
If I don't find the answer, we could lose him.
Cevabı bulamazsam onu kaybedebiliriz.
If he makes this sale, we lose him.
Eğer satışı gerçekleştirirse, onu kaybederiz.
Do you want to lose him for real this time?
Bu kez onu sahiden kaybetmek ister misin?
That I couldn't lose him again.
Onu tekrar kaybetme korkusunu.
I can't lose him again.
Onu bir daha kaybedemem.
I'm fairly certain That you're not prepared to lose him.
Kesinlikle eminim ki onu kaybetmeye hazır değilsin.
I can't lose him again.
Onu tekrar kaybedemem.
He believes that I will lose him? Will take him to the funeral tomorrow.
Bütün yaraları yok edip yarın cenazeye yetiştireceklerine inanabiliyor musun?
If I tell him the truth... I could lose him.
Eğer ona gerçeği söylersem onu kaybedebilirim.
What if I lose him?
Onu kaybedersem ne olur?
- We're gonna lose him, sir.
- Onu kaybedeceğiz, efendim.
And if Chuck freezes, then... then... we could lose him.
Chuck tereddüt ederse onu... Onu kaybedebiliriz.
Now maybe we won't lose him a third time.
Belki bu sefer onu üçüncü kez kaçırmayız.
Just in case we lose him.
Belki kaybedersiniz falan diye.
I didn't want to lose him.
Ryan'ı kaybetmek istemedim.
I didn't want to lose him.
Onu kaybetmek istemiyordum.
But I can't lose him, Dad.
Ama onu kaybedemem baba.
Keep him in your mind. Don't forget him. If you forget him, you'll lose him forever.
Unutma sakın. eğer onu unutursan, sonsuza kadar kaybedersin onu.
He's a valuable asset. We cannot afford to lose him.
O değerli birisi.O'nu kaybetmeyi göze alamayız.
Talk us in, don't lose him.
İrtibatta olalım. Onu kaybedemeyiz.
We're going to lose him.
Onu kaybedeceğiz.
I won't lose him again.
Onu tekrar kaybetmeyeceğim.
He's leaving the concourse. We can't lose him.
- Ayrılıyor, onu kaybedemeyiz!
Don't lose him.
Kaybetme.
You let him know what I told you, I will not only have your license pulled, I will sue you for everything I lose in the divorce.
Size söylediklerimi ona anlatırsan yalnızca lisansını elinden almakla kalmam boşanmada kaybettiğim her şeyin tazminatını sana ödetirim.
If it's Takayasu's, he'll lose his radial pulse, and Chase can start him on steroids.
Takayasusu varsa radial nabzı kaybolur Chase de steroit tedavisine başlayabilir.
I'd hate to see you lose your son because you're afraid to share him.
Oğlunu paylaşmak istemediğin için kaybettiğini görmek istemem.
The pain has made him lose consciousness for a while.
Bu acı onda kısa süreliğine de olsa kendini kaybetmesine sebep oldu.
We'll lose if we kill him now.
Onu şimdi öldürürsen kaybederiz.
A murderers on the lose and it's my job to find him.
Bir katil serbest. ve işim onu bulmak.
That your girlfriend is in the front seat of his car. And if you lose, she's going home with him.
Kız arkadaşın rakibinin arabasında eğer kaybedersen eve rakibinle gidecek.
If his memory is strained, it could be causing him to lose control.
Eğer zihni yorulduysa kontrolü kaybetmeye başlamış olabilir.
I want him to lose his job.
İşini kaybetmesini istiyorum.
Well, the trauma of finding her husband dead Caused Clara to lose her memory for the 40 minutes Between the last time she saw him alive and when she discovered his body.
Kocasını ölü olarak bulmak Clara'da 40 dakikalık bir bilinç kaybına neden oldu yani kocasını bıraktığı ve bulduğu süre içinde olanları hatırlamıyor.
I'm about to lose control And I think I like it I'm sad to say I taught him those moves.
Ona bu hareketleri benim öğrettiğimi söylemek acı veriyor.
I told him declare bankruptcy, but he said he was starting a family and he didn't want to lose his house.
- Ona iflas ilanını anlattım. Ama o, bir ailesi olduğunu ve evini kaybetmek istemediğini söyledi.
- But strangely enough, that if a man likes a woman, he must conquer, win her. And if a woman likes a man, then she, to win him, she then has to surrender to him, that is, to lose!
Garip olan bir erkek eğer bir kadından hoşlandıysa onu feth etmeli, savaşmalı eğer bir kadın bir erkekten hoşlandıysa onu fethetmek için erkeğe yenilmesi lazım
I'm worried he's out there looking for Tokkan, and if he finds him... I can't lose another brother.
Tokkan'ı arıyor olmasından endişeliyim, eğer bulursa bir diğer kardeşimi daha kaybedemem.
And you will lose both him and Monsieur de Guise.
Siz de hem eşinizi hem de Mösyö Guise'i kaybedersiniz.
Evelyn turns him down, and he freaks out because he's... he's running out of time to lose his virginity.
Evelyn onu reddeder o da kafayı yer, çünkü Bekaret'ini kaybetme konusunda zamanı azalıyordur.
Your new art director has been waiting for synchronicity, which involves me coming up with a bunch of ideas, chasing him down and having him draw all of them and lose them.
Yeni sanat yönetmenin eş zamanlılık istiyor. Benim bundaki rolüm birkaç fikir bulup onu yakalamam onun da bunları çizmesi ve hepsini kaybetmemiz.
- Why would you tell him to lose to me?
Neden bana karşı kaybetmesini söyledin?
He could not afford to lose track of him now.
Şimdi, izini kaybetmeyi göze alamazdı.
Now I will make him.. lose his mind.
Şimdi onun... aklını kaybetmesini sağlayacağım.
himself 154
himura 39
him again 23
him too 56
him and me 36
him or me 60
him who 26
lose it 38
lose some 16
lose something 24
himura 39
him again 23
him too 56
him and me 36
him or me 60
him who 26
lose it 38
lose some 16
lose something 24