Lotso traducir turco

I Lotso the bear, but call me Lotso.

Ben kucaklayan ayı Lotso. Siz bana kısaca Lotso deyin.

Mr. Lotso, they play here every day with toys?

Bay Lotso, buradaki oyuncaklarla her gün oynanıyor mu?

- So there.

- Hemen iniyorum, Lotso!

Break does not last forever.

Teneffüs sonsuza dek sürmez. - Haklısın, Lotso.

- I'm coming, Lotso.

- Evet. - Ken? - Geliyorum, Lotso.

I'm going to talk to Lotso us to move.

Bu işi düzeltmeliyiz. Ben gidip Lotso ile diğer odaya taşınma işini konuşayım.

Lotso I want to speak.

Lotso ile görüşmeyi talep ediyorum.

You speak with Lotso when we say...

Biz diyene kadar Lotso ile konuşamazsın.

He had escaped.

- Gidiyordu, Lotso.

Lotso, there is a mistake.

- Lotso, ortada bir yanlışlık var.

- But Lotso...

- Ama Lotso...

Caught inoperative, commander Lotso.

Tutuklular etkisiz hale getirildi, Kumandan Lotso.

- Fluffy and cuddly on the outside... inside he is a monster. Lotso

Lotso mu?

I've known Lotso.

Evet, Lotso'yu tanıyorum.

I was there when Lotso was extracted.

Lotso paketinden çıktığında ben oradaydım.

Daisy loved us all.

Daisy hepimizi severdi. Ama Lotso...

But Lotso was special.

Ama Lotso özeldi.

Lotso did not give up.

Lotso vazgeçmiyordu.

let's change that day inside Lotso.

Lotso'nun içinde bir şeyler değişti.

But Lotso was my friend anymore.

Ama Lotso artık benim arkadaşım değildi.

It's not what Lotso done, new toy has no chance.

Lotso'nun yönetimi doğru değil. Yeni oyuncakların hiçbir şansı yok.

- Commander, Lotso, sir.

- Kumandan, Lotso!

The car of Lotso driving around all night.

Lotso'nun kamyonu bütün gece devriye gezer.

Lotso has something to do with him.

Lotso ona bir şey yaptı.

Lotso What has done with Buzz?

Lotso, Buzz'a ne yaptı?

Lotso Buzz has put in demo mode.

Lotso, Buzz'ı demo moduna çevirdi.

Do not do this, Lotso.

Sakın yapma, Lotso.

Lotso has a pyramid made us, and stands on top of itself.

Bizden bir piramit yapıp tepesine çıkan, Lotso'nun kendisidir!

Where did you get that - she loved you, Lotso.

Onu nereden aldın? - Seni sevmişti, Lotso.

- Lotso.

- Lotso!

Where is Lotso? That hairball?

Nerede o tüy yumağı, Lotso?

Lotso.

- Lotso.