Lt's fine traducir turco
162 traducción paralela
- lt s fine by us.
- Bize göre iyi.
- l'm all right. lt's a fine day.
- İyiyim. Güzel bir gün.
- lt's mighty fine meeting you.
- Sizinle tanışmak çok güzel.
- Fine. lt's a different place...
- İyiyim. Burası, Bayan Crosbie...
- lt's too fine for a tablecloth, surely.
- Kesinlikle bir masa örtüsü olarak çok iyi.
- lt's fine by me.
- Tamam anlaştık.
- lt's fine but I like it with more salt.
- İyi ama biraz daha tuzlu olsaydı daha çok severdim.
Yes, fine. lt's just
- Evet, ama...
I know. lt's cutting things fine.
Biliyorum. Maalesef öyle.
''lt was a fine affair But now it's over.
" Güzel bir ilişkiydi ama artık bitti.
''lt was a fine affair, But now it's over.
" Güzel bir ilişkiydi ama artık bitti
And the Speaker - a very fine speaker, Algy FitzRoy - he got up and he said, "lt is for the House to rise if it so wishes to express its feelings."
Hatip, ateşli hatiplerden, Algy Fitzroy ayağa kalktı ve kamaraya "Hislerinizi ifade etmek isterseniz ayağa kalkma sırası sizindir." dedi.
- lt's fine with me, Rudi.
- Benim için sorun değil, Rudi.
Fine. lt's been a pleasure serving you.
- Tamamdır. Size hizmet etmek büyük zevkti. - Teşekkürler.
She's fine, she's fine lt's my birthday today, you know that?
İyidir, iyidir. Bugün benim doğum günüm, biliyormuydun?
Your mom's fine. lt's a slight contusion.
Anneniz iyi. Küçük bir sıyrık almış.
Tell you what, you get my Lt's okay it's fine with me.
Bak yüzbaşının onayını alırsan benim için farketmez.
No, I'm not hot. lt's fine.
Hayır. Sıcak değil. İyi böyle.
- lt's gonna be fine.
- Her sey yolunda gidecek.
- lt's fine.
- İyi durumda.
- lt's working fine.
- Gayet güzel çalışıyor.
Melora, if you're not certain... lt's just some strange form of buyer's remorse. I'll be fine.
Melora, eğer kuşkun varsa... Bu sadece bir çeşit yanlış yapıyor muyum durumu. Ben iyiyim.
No, it's fine. lt's just a... I told you I turn into a liquid every 16 hours.
Hayır iyiyim, sadece... Söyledim sana, her 16 saatte bir sıvılaşırım.
She's fine. lt's a boy.
Durumu iyi. Bir oğlan.
- lt ´ s gonna be fine.
- İyi olacaksın.
It ´ s really not that far. lt ´ s- - lt ´ s fine.
Aslında o kadar da uzak değil. Yoo- - sorun değil.
I'll do it. lt's fine. I'll do it.
Peki yaparım. Tamam. Yaparım.
It's good. lt's fine.
İyi işte.
Fine, go ahead. lt's your rescue.
Tamam, haydi, öyleyse. Ne de olsa, senin kurtarma operasyonun.
I see that. lt's gonna be all right. lt'll be fine.
Görüyorum. Her şey yolunda gidecek.
You were born into this world of glittering jewels and fine titles.
Sen bu ışıltılı mücevherler ve unvanlar dünyasında doğdun.
Fine. lt's a deal.
Güzel. Anlaştık.
- I'm fine. The old sparkle in your eye, eh?
- Gözlerinde aşk pırıltısı var.
- lt's fine.
Güzel.
- lt's fine.
- İyi.
It's fine. lt's fine.
Tamam, tamam.
- lt's fine.
Biliyorum.
£ lt's fine with me.
- Benim için dert değil.
Oh, lt's fine, you know, good, thanks.
İyi gidiyor, güzel, teşekkürler.
Just fine. lt's a lovely party.
İyiyim, harika bir parti.
Whatever. lt's fine.
Her neyse, sorun yok.
- lt's fine. Don't worry about it.
- böyle iyi, Sorun değil.
He's fine. lt'sjust a bruise- - the doctor will tend to it.
O iyi. Sadece bir çürük. Doktor ona bakacak.
The guys from work. lt's fine.
- İşten adamlarım. Sorun yok.
Plug up your nostrils. lt's fine.
Burun deliklerini de kapaman. Sonrası güzel.
- lt's fine, but I have to tell you something.
- Önemli değil, ama şöyle bir durum var.
Oh, it's fine. lt's nothing.
Ben iyiyim. Bu ne ki.
No, it's fine. lt's just- - l'm kind of surprised.
Hayır, sorun değil. Sadece biraz şaşırdım. Biraz alakasız bir soru oldu.
- lt's fine.
- Tamam.
- lt's not gonna be fine...
- Çok iyi olacak...
- I hope it's not too late. - No. lt's fine.
Umarım çok geç değildir.
fine 29309
finestra 16
fine thanks 17
fine by me 171
fine with me 135
fine then 58
fine work 18
lt's ok 33
lt's me 54
lt's okay 95
finestra 16
fine thanks 17
fine by me 171
fine with me 135
fine then 58
fine work 18
lt's ok 33
lt's me 54
lt's okay 95