Lyon traducir turco
598 traducción paralela
My beloved Loupart Be this evening at 3 pm at the Lyon railway station with posts.
Sevgili Loupart, bu öğlen saat 3'te arkadaşlarınla Lyon istasyonunda ol.
We've just received word from Lyons!
Lyon'dan haber aldık!
I was a mechanic in Lyons.
Lyon'da Gnome'da çalışmıştım.
Gare de Lyon at 7 : 00!
Unutma, Lyon Garı'nda saat 7'de.
Sorry, I'm leaving for Lyons in the morning.
Üzgünüm, yarın sabah Lyon'a gitmem gerekiyor.
- At six on the Lyon Express.
- Lyon Ekspresi 6'da geliyor.
It's a Lyon Healy.
Bu bir Lyon Healy.
Friedman and Lyon, 525 Eighth Avenue.
Friedman Lyon, Sekizinci Cadde, 525 numara.
Want tickets for Fort Lyon.
Fort Lyon'a bilet alacağız.
Wilson, McGrath, Lyon, Johnson.
Wilson, McGrath, Lyon, Johnson.
Sir, the shipment from Lyon : It's downstairs.
Lyon'dan Remy Şirketi aradı, oraya teslimat yapılıyor mu diye soruyorlar.
Lyons'Garage.
Lyon's Garage.
Remember the summer in Lyon when we earned well and bought a house and thought we'd stop travelling?
Lyon'daki yazı hatırlıyor musun? İyi kazanıp bir ev akmıştık ve seyahat etmeyi bırakmayı düşünüyorduk.
Your father wanted me to ask you did you, by any chance, buy the Paris-Lyon-Méditerranée Railroad?
Babanız sormamı istedi : Paris-Lyon-Méditerranée Demiryolu'nu almış olabilir misiniz?
The Paris-Lyon-Méd- -?
Paris-Lyon-Méd...?
Your Pantheon was Notre Dame
Buldum! O gördüğümüz dalga Panthéon değildi elbette, Lyon garıydı.
Done de Lyon, 1 0 : 30 o'clock.
Lyon garına gidelim, Tren satt 00 : 30'da.
Then, it was Lyon.
Sonra Lyon oldu.
Remember that winter ten years ago, when we stayed with Father in Lyon?
10 yıl önce babamla birlikte Lyon'da geçirdiğimiz kışı hatırlıyor musun?
A businessman from Lyon that I know...
Lyon'dan işadamı tanıyorum...
There's an intercity at nine. You'd be in Lyon before lunch.
Şehirlerarası trenle gidersen, Öğle yemeğinde Lyon da olursun.
I'm supposed to be in Lyon.
- Çünkü bugün Lyon'da olmam gerekiyor.
Student In Lyons Hurts Policeman With Umbrella
Lyon'daki Öğrenci Şemsiyeyle Polise Vurdu
- I might work at a newspaper in Lyons.
- Lyon'da bir gazetede çalışabilirim. - Güzel.
Only his nephew, Lyon Burke.
Yeğeni Lyon Burke burada.
- Lyon.
- Merhaba, Frank. - Lyon.
- Oh, Lyon!
- Lyon!
Well, it's a marriage bed, Lyon.
O yatak evliler için, Lyon.
- Lyon Burke, please.
Lyon Burke, lütfen.
Lyon.
Lyon.
- Jennifer. - Lyon.
- Jennifer.
- Tony, good to see you.
- Lyon. - Tony, seni görmek güzel.
- Nice to see you again, Lyon.
- Seni de öyle, Lyon.
- Lyon Burke, Kevin Gillmore.
- Lyon Burke, Kevin Gillmore.
You're too late, Lyon.
Geç kaldın Lyon.
I want Lyon to talk to that director.
Lyon'ın şu yönetmenle konuşmasını istiyorum.
I couldn't, Lyon.
Gidemedim, Lyon.
Lyon, I'm 26.
Lyon, ben 26 yaşındayım.
- Lyon told them it was accidental.
Lyon kazara olduğunu söyledi.
Please, Lyon, don't send me there.
Lyon, lütfen gönderme beni oraya.
Lyon, don't leave me here!
Lyon, bırakmayın beni burada!
Lyon's checked with the doctors here and they say you can do it.
Ben de öyle. Lyon doktorlarla görüştü, onlar da yapabileceğini söylüyor.
Lyon, I'm really in great shape.
Lyon, çok iyi durumdayım.
There are things I want, Lyon.
İstediğim şeyler var, Lyon.
Lyon will find you a job.
Lyon sana bir iş bulur.
Lyon?
Lyon mı?
That depends on Lyon Burke...
- Lyon Burke'e kalmış.
I said, that depends on Lyon Burke.
Lyon Burke'e kalmış, dedim.
And you, Lyon, you'd better watch it.
Lyon, sen de ayağını denk al.
Lyon?
Lyon?
It was nice.
Dört gün sonra Lyon garında Lebel'le buluşacağım. Sana iyi şanslar.