Machines traducir turco
4,046 traducción paralela
"Highly susceptible to tampering." So if I had to prove that the voting machines in a particular county had been tampered with, in the GrantlReston election, for example, how would I do that?
Diyelim ki, Grant-Reston seçimlerinde oylama makinelerinin belli bir ilçede tahrif edildiğini ispatlamaya çalışıyorum.
You know we were the first... The same machines that were used in the last election are kept here?
Son seçimde kullanılan makineleri burada mı tutuyorsunuz?
Can you give me a list of those machines by serial number?
Bana o makinelerin bir listesini ve seri numaralarını verebilir misiniz?
You wanted voting machines.
Oylama makinelerini istemiştin. Bütün makineler burada işte.
These are the voting machines. Right. But one's missing.
Tamam da listedekilerden biri kayıp.
- You sure these are the only machines?
Bütün makinelerin burada olduğuna emin misin?
Officially it was used as slot machines.
Resmi olarak, kumar makinelerinde kullanılıyormuş.
So it's about a pipeline. All of this. The voting machines, the explosion.
Oylama makineleri, patlama her şey bu boru hattı içinmiş yani.
Science brought us machines of awesome speed and power, and we reached beyond the limits of our planet.
Bilim bize muhteşem hızlı ve güçlü makineleri getirdi, bizde gezegenimizin sınırlarının dışına eriştik.
The idea of machines waking up and becoming cleverer than we are is something that has long haunted science fiction and Hollywood, but it is the cold belief of many scientists that this will happen and in the lifetime of many of the people watching this.
Bilgisayarların gözlerini açıp bizden daha zeki olacağı fikri bilim kurgunun ve Hollywood'un uzun süredir aklından çıkmıyordu, fakat çoğu bilim adamı bunun olabileceğine insanların bunu izleyeceği inancına sıcak bakmıyorlardı.
There is a cluster of elliptical machines at my gym.
Gittiğim spor salonunda bir sürü eliptik bisiklet var.
I like to play two slot machines at once.
Aynı anda iki slot makinesiyle birden oynamayı severim.
The pendant can sometimes turn the power back on and bring machines to life.
- Bunu sana abim mi verdi? - Kolye bazen elektriği açıp makineleri çalıştırabiliyor.
Cultural revolution... and the triumph of clever machines.
Kültürel devrim ve akıllı makinelerin zaferi.
Every week, he bombarded the duke with new ideas and schemes for portable bridges, fighting machines... deep-sea diving suits?
Her hafta yeni fikirlerle, portatif köprüler ve savaş makinelerinin şemalarıyla dükü bilgi yağmuruna tutuyordu. Dalgıç giysisi mi?
♪ Donatello is the fellow has a way with machines ♪
Donatello is the fellow has a way with machines
Otherwise, you would not be standing in front of one of the most magnificent flying machines ever built.
Aksi halde, şu ana kadar üretilmiş en muhteşem uçan makinenin önünde durmazdın.
It's poetic... the rhythm of the machines, the crackle of a trauma gown.
Makinelerin ritmi travma önlüğünün hışırtısı şiir gibidir.
Sewing machines can be fixed.
Dikiş makineleri tamir edilebilir.
From vending machines.
Otomatik satış makinesinden.
Our machines detected a severe gas leak in one of your company buildings.
Ekipmanlarımız, şirket binalarınızdan birinde ağır bir gaz kaçağı tespit etti.
None of my answering machines are working.
Telesekreter çalışmıyor.
I rigged robotic legs to give me super jumping abilities and fitted them out with smoke machines to disguise my comings and goings.
Süper sıçrama becerileri için kendime robot bacakları taktım ve geliş gidişlerimi saklamak için duman makineleri ile donattım.
Our bodies are survival machines for genes.
Bedenlerimiz genler için hayatta kalma makineleridir.
You still like coffee from vending machines?
Hala otomatik makine kahvesini seviyor musun?
That without God, all you're left with is materialism and mindless slot machines.
Tanrı olmadan, elinizde materyalizmden ve bilinçsiz kumar aletlerinden başka bir şey kalmayacağını söylüyorlar.
Everybody knows the casinos have a terrific mark-up percentage for the house, and yet they still go on feeding that hope, and feeding the slot machines and losing their money.
Kumarhanelerde kasa için muazzam bir brüt kâr yüzdesi olduğunu herkes bilir ama yine de umutlarını ve makineleri beslemeye ve paralarını kaybetmeye devam ederler.
These are machines.
Bunlar makine.
You are surrounded by slot machines, poker, roulette, and there are girls at every bar.
Etrafınız slot makineleri, poker, ruletle çevrili ve her barda kızlar var.
Machines.
-... birer makine.
Mrs. Fennel, if you insert this card to that slot it'll turn off the machines.
Bayan Fennel, bu kartı oraya sokarsanız,... -... makineleri kapatacaktır.
Remember, machines, they're full of kids.
Unutmayın, makineler çocuklarla dolu.
So that in the event of a Soviet attack... every man, woman and child would be converted into fighting machines.
Yani bir Rus saldırısı sonrasında her adam, kadın ve çocuk savaş makinelerine dönüşecekti.
He was like... he was like one of those machines that register earthquakes 10,000 miles away.
O sanki 15.000 kilometre uzaktan gelen deprem dalgalarını tespit eden makineler gibiydi.
They built the big machines, run the experiments, analyze the data, and try to discover things, like new particles ;
Büyük makineler inşa ederler, deneyler yaparlar, veriyi analiz ederler ve yeni parçacıklar gibi şeyler keşfetmeye çalışırlar,
If cyclists saw themselves as biological racing machines,
Bisikletçiler biyolojik yarış makineleriyse,
In the age of the spiritual machines where the streets have no names.
Zeki makineler çağında, cadde adlarının olmadığı bir yerde.
Manning turned his computers into efficient exfiltration machines.
Manning bilgisayarlarını çok etkili dışarı sızdırma makinalarına çevirmişti.
That's a half-dozen machines on eBay.
Bu eBayde yarım düzine makine demek.
We have bag searches and magnetic alarms and silent scanners and X-ray machines and cameras.
Artık çantaları arıyoruz, manyetik alarmlarımız, sessiz dedektörlerimiz röntgen cihazlarımız ve kameralarımız var.
They're not machines or puppets!
Onlar makineler veya kuklalar değil!
I can't use any machines.
Makine kullanamıyorum.
Their machines are garbage.
Makineleri peş para etmez.
We can invent fantastic machines like the FLDSMDFR.
FLDSMDYR gibi şahane makineler icat edebiliriz.
But we also do maintenance on the machines.
Ama makinelere bakım da yapıyoruz.
These are hi-tech machines.
Bunlar yüksek teknolojili makineler.
- Do you know where the machines are?
Makinelerin nerede olduğunu biliyor musunuz? Bilmiyorum, diyelim.
How many voting machines are assigned to Defiance?
Defiance'a kaç oylama makinesi tahsis edilmişti? 150.
And once I've found the machines?
Olay tamamen hafıza kartında.
One of the machines is missing, Dennis.
Makinelerden biri kayıp Dennis.
Voting machines.
- Oylama makinelerinde.