Mackey traducir turco
670 traducción paralela
Let me talk to Slim Mackey.
Slim Mackey ile görüşmek istiyorum.
- Drop it, Tom.
- Boş ver, Tom. - Dr. Mackey?
Dr. Mackey? As you know, Mr. Mayor, I wasn't there.
- Bildiğiniz gibi Bay Başkan, ben burada değildim.
What else have you done, Mackey?
Başka neler yaptın, Mackey?
Anything else you need, ask for it. - Mackey.
Başka bir şeye ihtiyacınız olursa, isteyin.
Had Mackey and the Board of Health in too.
Mackey ve Sağlık Kurulu da toplantıdaymış.
You're an adviser here, Doctor, a guest, and you can oblige me by confining your authority to your own duties.
Siz burada bir danışmansınız, Doktor, bir misafirsiniz. Yetkinizi kendi işiniz için sınırlandırarak bana yardım edebilirsiniz. Mackey nerede?
Where's Mackey? We can't fool around with this any longer.
Daha fazla oyalanamayız.
I had Mackey make up a statement, a complete explanation of the facts as they stand.
Mackey'e bir açıklama hazırlattım. İhtiyaç duydukları gerçeklerin tam bir açıklaması.
As a result, Dr. Mackey of the Board of Health has been able to issue a bulletin that all contacts have been found and inoculated.
Sonuç olarak, Sağlık Kurulundan Dr. Mackey bir bültenle tüm taşıyıcıların bulunarak aşılandığını duyurdu.
Sounds like Mackey's got things under control.
Mackey her şeyi kontrol altına almışa benziyor.
John Mackey seeing Paris, or Leland Stanford on his private train?
John Mackey Paris'te, yoksa Leland Stanford un özel trenini mi?
I saw her walk up to Phil Mackey one morning... and she wiggled her hips like a cocker spaniel and she said :
Bir sabah onun Phil Mackey'e yaklaşıp bir cocker spaniel gibi kalçalarını kıvırdığını ve şöyle dediğini duydum :
"Phil Mackey, how many toes have you got?"
"Phil Mackey, ayaklarında kaç parmak var?"
Well, if she wants Phil Mackey, she can have him, shingles and all.
Madem Phil Mackey'i istedi, zonalı monalı onun olsun.
Phil Mackey said the Curry boys came by.
Phil Mackey, Curry ailesinin buraya geldiğini söyledi.
Tell Phil Mackey to mind his own business.
Phil Mackey'e kendi işine bakmasını söyle.
Phil Mackey.
Phil Mackey.
What's Mackey doing back so soon?
Mackey niye bu kadar erken dönmüş?
Who shot you, Mackey?
Seni kim vurdu Mackey?
Mackey said something about a big Chinaman.
Mackey iri yarı bir Çinliden bahsetti.
Mackey.
Mackey.
Take some water, Mackey.
Biraz su iç Mackey.
He needs it for Mr. Mackey.
Mr. Mackey için lazım.
Husband, Mackey has done us no harm.
Bey, Mackey'nin bize bir kötülüğü dokunmadı.
If Mackey don't live, my pa's going to come back here looking for blood.
Eğer Mackey yaşamazsa, babam buraya gelecek kan dökmek için.
And I have heard Mackey is now well but was in great danger from a shuriken dipped in poison.
Ve Mackey'nin şimdilik iyileştiğini ama ninja yıldızının zehri yüzünden tehlikede olduğunu duydum.
- Hello, Mackey.
Selam, Mackey.
I think... when Mackey started... talking about Ev... and the funeral arrangements, I guess...
Galiba... Mackey gelip de..... Everett ve cenazeden... .. bahsetmeye başladığında..... galiba...
Mackey, hand me the tape.
Mackey, teybi bana ver.
At City Hall this morning, Chief Inspector Mackey held a news conference.
Bu sabah Belediye binasında, Müfettiş Mackey bir basın toplantısı düzenledi.
He said a preliminary investigation into Governor McRyan's death revealed that he was the victim of a freak accident.
Mackey, Vali McRyan'ın ölümü üzerine yapılan soruşturma sonucunda olayın garip bir kaza olduğunun anlaşıldığını söyledi.
Mr. Mackey!
Bay Mackey!
Jim Mackey.
Jim Mackey.
What about James Mackey?
Peki ya James Mackey?
- Okay, I slept with James Mackey!
- Tamam, James Mackey'yle yattım!
Harris Telemacher, this is Roland Macky.
Harris Telemacher, Roland Mackey.
Ariel, this is Roland Macky and Sara McDowell.
Ariel, bu Roland Mackey ve Sara McDowel. - Merhaba. - Merhaba.
I'm John Mackey.
Ben de John Mackey.
Detective Mackey came out last night, and we're just getting started.
Dedektif Mackey dün gece geldi, daha yeni başlıyoruz.
You go ahead, Mr. Mackey.
Hiç durmayın Bay Mackey.
Detective Mackey, you understand, he's just doing his job.
Anlayış gösterin, Dedektif Mackey görevini yapıyor.
- Mackey's right.
- Mackey haklıymış.
It's Detective Mackey's report.
Dedektif Mackey'nin raporu.
Other than Detective Mackey showing up and making trouble it was easier than I thought.
Mackey ortaya çıkıp sorun yaratıncaya kadar sandığımdan da kolay oldu.
Before I sign Detective Mackey's report there are a few things I'd like him to clarify for me.
Ben raporunu imzalamadan önce Dedektif Mackey'nin birkaç noktayı aydınlatmasını istiyorum.
You were there when Detective Mackey told her about the will.
Hani Mackey ona vasiyetnameden söz ettiği zaman.
Detective Mackey didn't think it was an accident, which is why we're here today.
Dedektif Mackey bunun kaza olduğuna inanmamıştı. İşte bu yüzden bugün buradayız.
Father Mackey would like a sandwich.
Peder Mackey sandviç istiyor.
Father Mackey, will you have a sandwich?
Peder Mackey, sandviç mi istiyordunuz?
- Thank you.
- Mackey.