English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / inglés → turco / [ M ] / Macro

Macro traducir turco

114 traducción paralela
Is that a tribophysical waveform macro-kinetic extrapolator?
Bu tribofiziksel, makro-kinetik dalga biçimi değer bulucu değil mi?
I was going to give him Macro's command, but I didn't after that.
Macro'nun yetkisini ona verecektim, ama o günden sonra vazgeçtim.
Sertorius Macro, Sejanus'second-in-command.
Sertorius Macro, Sejanus'un yardımcısı.
- Macro, why are you here?
- Macro, ne işin var burada?
Macro, what have they done with the children?
Macro, çocuklara ne yaptılar?
I shan't forget this, Macro.
Bunu unutmayacağım Macro.
Well. of course, it is unusual. but, as Sertorius Macro says that is the nature of miracles.
Elbette, bu olağandışı, ama, Sertorius Macro'nun dediği gibi mucizelerin doğasında vardır bu.
He sent Macro with some guards to watch him while he opened his veins.
Macro'yla muhafızlarını yolladı, bileklerini kesene kadar başında beklediler.
I hate I'm back here, Macro.
Yine burada olmaktan nefret ediyorum, Macro.
Watch out for Macro when I'm dead.
Ben ölünce Macro'ya dikkat et.
So when I'm gone, watch out for Macro.
Yani ben gidince, Macro'ya dikkat et.
- So do I. Macro.
- Bence de! Macro!
And your friend is Macro.
Dostun da, Macro.
- We must ask Macro that, Lord.
- Bunu Macro'ya sormalıyız, Efendimiz.
And faith decreased that when you die, Macro will kill me.
Sen ölünce, sadakat azalacacak, Macro da beni öldürecekti.
Anyway, even if Macro dead, how could I go on living with this reptile?
Zaten Macro ölseydi bile, bu sürüngenle yaşamaya nasıl devam ederdim ben?
No, Macro.
Hayır, Macro.
- Why not start with Macro?
- Niçin Macro'dan başlamıyorsun?
Macro? - Yes.
- Macro'dan mı?
It's bright, Macro.
Çok zekice, Macro.
Ah, Macro.
Ah, Macro!
Macro.
Macro!
Chaerea, arrest Macro.
- Chaerea, Macro'yu tutukla.
- Guards, arrest Macro.
- Muhafızlar, Macro'yu tutuklayın!
But what about Macro?
Ama ya Macro?
Macro head with a micro brain!
Koca kafanın içinde minik bir beyin!
It's a device that disrupts gravitational bonds on a molecular level that allows manipulation on a macro scale.
Bu makine maddenin moleküler seviyede yerçekimsel bağları dağıtarak makro düzeyde hareketine olanak sağlamakta.
This is a macro. That kills you.
Buradaki de bir makro.
Give me a macro-ration.
Bir tane makro-erzak ver...
My name is Brother Macro, a.k.a. "Big Mac."
Adım, Macro kardeş, nam-ı diğer, "Büyük Mac".
Squorms are genetically engineered macro-fauna that tunnel through ore-laden earth the perfect biological miner.
Squormlar genetik olarak tasarlanmış makro-faunalardır. Tünel boyunca cevherlere yerleştirilirler. Mükemmel biyolojik madencilerdir.
What can you do about the hair? It's a macro.
- Saçları için ne yapabilirsin?
But you went further, didn't you? I looked macro, not micro.
Mikro değil makro baktım.
'Cause Yoko Ono is macro-psychotic.
Çünkü bu Yoko Ono kafadan çatlak.
The swivel LCD comes in handy when you're doing overhead shooting... or ground-level macro shooting.
Dönen LCD ekranı yukarıdan veya zemin hizasında makro çekim yaparken çok işe yarıyor.
- Macro?
- Evet.
- Oscar, Jimmy, escort this man to see...
- Oscar, Jimmy, bu adama Macro'yu...
- the Macro. - The what?
- görmesi için eşlik edin.
Macro gonna fuck your ass up, fool.
Macro senin götünü sikecek, salak.
- What the fuck's a macro?
- Macro da neymiş ki?
- The Macro.
- Macro işte.
Morale And Conflict Resolution Officer.
Moral ve Çelişki Çözüm Memuru ( Morale And Conflict Resolution Officer = MACRO )
- I'm the Macro, Mr. Levenstein.
- Ben Macro'yum, adım Mr. Levenstein.
And, being a former Tall Oaks Counselor of the Year... she was hired to be the Macro this summer, but she got pregnant.
Ve, Uzun Meşeler'in eski bir Yılın Danışmanı olarak... bu yaz Macro olmak için o işe alınmıştı, ama hamile kaldı.
- I'm the Macro and it's my job to deal with...
- Macro benim ve bu tür çelişkilerle ilgilenmek...
This is your Macro speaking... and, hey, morale couldn't have been higher today.
Macro'nuz konuşuyor... ve, hey, moralimiz bugün bundan daha yüksek olamazdı.
- Hey, Oscar, somebody call the Macro.
- Hey, Oscar, birisi Macro'yu çağırsın.
These kinds of things would never happen with our old Macro.
Eski Macro'muz varken böyle şeyler hiç başımıza gelmezdi.
Oh, I just took a video of the inside of my ear using a penlight and a macro lens.
Işıklı kalem ve makro lensle kulağımın içini çektim.
So after much consideration, I want to reassure everyone in every division, from microchips to macro-turbines, that Pelham is going to remain...
Uzun bir düşünmeden sonra herkesi teymin ederim ki, her tartışmada mikroçiplerden, macro-çiplere...
- Macro.
- Macro!

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]