Males traducir turco
1,484 traducción paralela
This leg of the journey may be why they are fewer males than females.
Yürüyüşün bu ayağı, neden dişilerden daha az erkek olduğunu da açıklayabailir.
Suspects are two young black males heading east on foot!
Şüpheli iki siyahi genç, yayan olarak doğu istikametine doğru kaçıyorlar!
And mummy was working to bring people together by being humped by all the males she could find at cocktail parties.
Ve annemde insanları biraraya getirmek için uğraşırdı. ... kokteyl partiler düzenleyerek.
Bitter, angry, violent, sexually hyperactive alpha-males with nothing to do!
Acılı, sinirli, şiddet yanlısı seksüel olarak hiperaktif alfa erkekleri yapacak işleri yok!
The samples that escaped were two fully grown males.
Kaçan örnekler iki yetişkin erkek.
Hynerpeton females are choosy and will only go for males who can defend their turf.
Haynepiton dişileri seçicidirler ve yalnızca bölgesini koruyabilcek erkeğe gideceklerdir.
To avoid injury, the males demonstrate their strength in a strange push up contest.
Yaradan kurtuldu, erkekler acayip bir şekilde biribirlerini iterek güçlerini ispatlarlar.
Highly aggressive males.
Hayli kızgın erkekleri.
These clashes are one reason why both males and females sport a pair of short tusks.
Bu çarpişmanın sonuçlarından biri de erkekler ve dişilerin hepsininde çift kısa dişlerini göstermek içindir.
Males have beards growing like this.
Erkeklerin sakalları bu şekilde uzar.
Two males seen leaving bank with shotguns.
İki erkek bankadan silahlarıyla ayrılmış.
No missing persons filed for Caucasian males between 20 and 30 in the last two weeks, but there are possibles for the girl.
Geçen iki hafa içerisinde 20-30 yaşları arasında... kayıp kafkas kökenli erkek kaydı yok, ama kız için bazı ihtimaller var.
Males have XY chromosomes, right?
Erkeklerin XY kromozomu vardır, değil mi?
Suspect vehicle is in position, 2 black males considered armed and dangerous.
Şüpheli araç yerini aldı. İki zenci erkek. Silahlı ve tehlikeli oldukları düşünüyor.
82 % are white males between 17 and 27.
82 % beyaz, erkek 17 ila 27 yaşları arasında.
Orson Welles said all the birds that belong to our sex have prettier feathers'cause males have got to try to justify their existence. We spend all our time screaming, " look at me.
Orson Welles " Bizim cinsimizden olan kuşların tüyleri dişilerden albenilidir, çünkü erkekler varlıklarını kanıtlamak zorundadırlar zamanımızın çoğunu'Bana bak, banak bak!
Since we're dealing with professed satanists which is often practiced by younger males we may be looking for teenagers.
Sözde satanislerle uğraşmaya başladığımızdan beri genellikle genç erkeklerle karşılaşıyoruz. Yeni yetme gençleri arıyor olabiliriz.
And if I was to imagine where they might be... amongst males about to marry ain't what comes to my mind.
Evlenmek üzere olan erkeklerin işine yarayacak... şeyleri düşününce aklıma ilk gelen bunlar olmuyor.
How do you males put it?
Siz erkekler nasıl diyorsunuz?
When exposed to human males, it accelerates the metabolism... causing aggression and ultimately a form of delusion.
İnsan erkekleri buna maruz kaldığında... saldırganlığa ve sonunda aklını yitirmesine neden oluyor.
In evolutionary terms, Dr. Troy, all males are bastards.
Evrimsel manada, Dr. Troy, tüm erkekler p.çtir.
So why don't you check their records for any white males who may have made a statement, or a complaint...
Neden kayıtlarını herhangi bir şikayet yada ihbarda bulunan beyaz erkekler için kontrol etmiyorsun.
We cleared all males in that zone.
O bölgedeki tüm erkekleri eledik.
Two Caucasian males, mid - to late 30s.
İki beyaz erkek, orta yaşlı - 30 sonları.
There's she-males, hookers, Thai brides, all God's rich tapestry.
Travestiler, fahişeler, Tay gelinler var. - Hayatın bütün zengin dokusu var. - Harika.
When the males go through adolescence they get this tattoo. It means "alias."
Erkekler ergenliğe eriştiklerinde, bu dövmeyi yaptırıyorlar, "alias" anlamına geliyor.
Two other Latino males followed him in a black BMW.
Diğer iki Latin onu siyah bir BMW ile takip etmiş.
It's hard to get males excited about ballet.
O yaştaki erkek çocukları baleye özendirmek güç oluyor.
But there are lots of males around and before long another one turns up.
Fakat çevrede pek çok erkek var ve çok geçmeden bir başkası geliyor.
Other males are eager to try their luck but butting her sides won't get them anywhere.
Diğer erkekler de şanslarını denemek için can atıyor fakat dişiye bu şekilde kafa atmak pek işlerine yaramayacak.
Some males, however, follow a different policy.
Buna rağmen bazı erkekler farklı bir yol izler.
The workers haven't mated, but their eggs can develop nonetheless, and become males.
İşçiler çiftleşmedi ama yine de yumurtaları gelişebilir ve içlerinden erkekler çıkabilir.
None of the workers will survive the winter... but the young queens will have left the nest and found males.
İşçilerin hiçbiri kışı atlatamayacaktır. Ama genç kraliçeler yuvayı terk edecekler ve eş bulacaklar.
Some nests produce only males.
Yuvaların kimisi yalnızca erkek üretir.
Males and females assemble in the nearby meadows.
Erkeklerle dişiler yakındaki çayırlarda bir araya gelirler.
The queens lay down chemical trails so that the males may quickly discover exactly where they are.
Kraliçeler kimyasal koku bırakıyor bu sayede erkekler kraliçelerin yerini çabucak bulabiliyor.
And the males are quick to take the hint.
Erkekler iz sürmede acele ediyor.
The males only live for a few days and they mate as quickly and as frequently as they can.
Erkeklerin ömrü birkaç günden ibarettir olabildiğince çabuk ve sık çiftleşirler.
They've found their males so their travelling is over.
Aradıkları erkekleri buldular, dolayısıyla yolculukları sona erdi.
Larvae, food, and in this case and very rarely seen, winged males.
Larvaları, yiyecekleri, çok ender olarak da şu anki gibi, kanatlı erkekleri.
The first mayflies to emerge in this mass hatching on this river in Hungary are all males.
Macaristan'da bulunan bu nehrin yüzeyinde ilk olarak beliren bu sineklerin tamamı erkek.
The females begin to rise to the surface and the males fly up and down the river searching for them.
Dişiler yüzeye doğru yükselmeye başlıyor ve erkekler nehir boyunca yukarı aşağı uçarak onları arıyor.
These blue males must first establish a territory for themselves above open water.
Mavi renkli bu erkeklerin öncelikle suyun üzerindeki bir bölgeyi sahiplenmeleri gerekiyor.
Mature females, whose wings in this species are not blue but golden brown, are attracted to those males who control good places for egg-laying.
Kanatları mavinin aksine kızıl kahverengi renkte olan dişiler yumurta bırakmak için güzel yerleri sahiplenen bu erkeklerin cazibesine kapılır.
But the males must, nonetheless, display the correct wing signals.
Fakat erkekler yine de doğru kanat işaretlerini sergilemek zorundadır.
And all the time the male keeps guard, lest rival males should try to mate with her.
Bu sırada erkek, diğer rakiplerinin dişiyle çiftleşmesini önlemek için nöbet tutar.
In other damsel species, the males make sure that no other male can reach their partners by keeping hold of them throughout the whole process.
Diğer kızböceği türlerinde ise erkekler eşlerini başka erkeklerden korumak için onları tüm bu süreç boyunca tutmayı sürdürür.
Males tend to frequent sunlit patches where the females can see them easily.
Erkekler, dişilerin rahatça görebileceği güneşli yerlerde durmayı tercih eder.
After 17 years of living underground, the cicadas are now approaching the climax of their lives, and for the males, that means this.
Toprağın altında geçen 17 yılın ardından ağustos böcekleri artık yaşamlarının dönüm noktasına yaklaşıyor ve erkekler için bunun anlamı... duyuyorsunuz işte.
So, that's what the males are listening out for.
İşte erkeklerin kulak kabarttıkları ses budur.
And for the first time in 70 years, the border with China had opened and the saiga antelopes'horns that the males have are used in traditional Chinese medicine, and they're very valuable.
Ve 70 yılda ilk defa, Çin'le aradaki sınır açıldı ve erkek saiga antiloplarının boynuzları geleneksel bir Çin ilacında kullanılıyor ; çok da değerliler.