Manchester traducir turco
975 traducción paralela
Everything depends upon news from Manchester.
Her şey Manchester'dan gelecek habere bağlı.
If the deal with the Manchester Cotton Company does not go through... we're facing a very bad situation, Papa.
Manchester Tekstil Şirketi'yle anlaşma yapamazsak... çok kötü bir durumla karşı karşıya kalırız baba.
I've been waiting for news from Manchester.
Ben Manchester'dan haber bekliyorum.
- The Saxonia company will never sign... unless your firm is tied up with the Manchester people.
- Manchester'la anlaşmamız olmazsa... Saxonia şirketi bizimle asla birleşmez.
But I have my agent in Manchester.
Ama Manchester'a bir temsilcimizi yolladım.
Don't even mention Manchester to the Saxonia crowd.
Saxonia şirketine Manchester'dan hiç bahsetmeyin.
"Deal with Manchester definitely off." Is that something terrible?
"Manchester'la anlaşma iptal." Bu korkunç bir şey mi?
A man in the textile industry must know Manchester.
Tekstil sanayiindeki birinin Manchester'dan haberi olmalı.
There's a lot of business to be done with the Manchester Cotton Company.
Manchester Tekstil Şirketi'yle yapılabilecek birçok iş var.
Have you any connections with Manchester?
Manchester'la bir bağlantınız var mı?
- I mean, with the Manchester people.
- Yani, Manchester grubuyla.
- All we want to know about is Manchester.
- Bütün bilmek istediğimiz Manchester.
And how clear is Manchester?
Manchester ne kadar net?
- Manchester?
- Manchester mı?
Have you said anything about Manchester, Mr. Preysing?
Siz Manchester'dan bahsettiniz mi Bay Preysing?
I cannot commit myself at this time about Manchester.
Şu anda Manchester hakkında bir şey söyleyemem.
But don't you think for one moment that I'm such a fool... as not to have something to say about Manchester.
Ama Manchester hakkında... söyleyecek bir şeyi olmayacak kadar aptal mıyım sizce?
Manchester?
Manchester mı?
If you have something definite to say about Manchester, we might...
Manchester hakkında söyleyecek kesin bir şeyiniz varsa...
I'm at liberty to announce at this time that the deal between my firm... and the Manchester Cotton Company... has been successfully negotiated.
Şu anda gönül rahatlığıyla duyurabilirim ki, şirketimle Manchester Tekstil Şirketi... arasındaki anlaşma... başarıyla müzakere edilmiştir.
You let me talk myself hoarse... and you had Manchester signed up all the time.
Manchester işi olduğu halde... beni sesim kısılana dek konuşturdunuz. Niye?
" Deal with Manchester definitely...
" Manchester anlaşması...
And you said, "That's the young lady who was my secretary in Manchester."
Siz de "Manchester'da sekreterliğimi yapan genç hanım" dersiniz.
Remember Manchester? "
Manchester'ı hatırlıyor musun? "
The Manchester Guardian :
The Manchester Guardian :
No, I'm inquiring about the test match in Manchester.
Hayır, ben Manchester'deki deneme maçını soruyorum.
Hope the weather's like this in Manchester.
Umarım Manchester'de de hava böyledir.
If we miss our connection in Basle, we'll never make Manchester in time.
Basle bağlantımızı kaçırırsak, Manchester'e asla vaktinde ulaşamayız.
Ample time to catch the 6 : 50 to Manchester after all.
Manchester'e 6 : 50'yi yakalamak için bir sürü zaman var.
My name is Manchester Mountford, the world-famous animal trainer.
Adım Manchester Mountford, dünyaca ünlü hayvan terbiyecisi.
Itinerary of Miss Webster's journey... from Manchester to Isle of Kiloran, Scotland.
Bayan Webster'ın, Manchester ile Kiloran Adası, İskoçya arasındaki seyahatinin rehberi.
Manchester...
Manchester...
If you must commit suicide, why can't you do it in Manchester?
Eğer intihar etmek zorundaysan, bunu neden Manchester'da yapmıyorsun?
The great Bachrach, who kept me out of his club because my mother was a Manchester Greek.
Büyük Bachrach. Beni kulübüne sokmazdı... çünkü annem Manchester'lı bir Yunanlıydı.
Went up to Manchester on Monday, a poisoner.
Pazartesi günü zehirlenme vakası için Manchester'a gittim.
Birmingham, Glasgow, Manchester...
- Birmingham, Glasgow, Manchester?
Manchester daily express here.
Manchester Postası'ndan arıyorum.
I've got to get to Manchester.
Manchester'a gitmeliyim.
But there's a train to Manchester at 8 : 13.
Ama 8 : 13'de Manchester'a bir tren var.
IF HE ASKS ABOUT ME, SAY I LEFT THIS AFTERNOON FOR MANCHESTER.
Eğer beni sorarsa, bu sabah Manchester'a gittiğimi söyleyin.
MANCHESTER.
Manchester.
- No, from Manchester.
- Hayır, Manchester'den.
Manchester... - Ah.
Manchester mi...
You know I was going to take Elspeth to Manchester to the ballet.
Biliyorsun Elspeth'i Manchester'e baleye götürecektim.
In this area, the cruisers Arethusa, Manchester, Birmingham.
Bu bölgede... kruvazörler "Arethusa, Manchester, Birmingham."
Manchester?
Manchester?
Dream of Manchester.
Rüyanda Manchester'ı gör.
We heard this morning that our mother's ill up in Manchester.
Bugün annemin Manchester'da hastalandığını öğrendim, efendim.
Probably some poxed-up old bag from Manchester.
Muhtemelen, Manchester'da iken gözünde su çiçeği çıkmıştı.
- Manchester has a good drummer.
- Manchester'ın iyi bir davulcusu var.
But you went to Manchester.
Ama sen Manchester'e gitmiştin.