Marketing traducir turco
1,548 traducción paralela
Then, it's retarded marketing.
O zaman absürd pazarlama.
Exactly what was the thought process behind that marketing coup?
Bu girişimin özünde nasıl bir fikir yatıyordu sence?
I can shred on the drums and I'm a marketing wiz.
Bateri çalma konusunda dağıtabilirim ve pazarlama dehasıyım.
Marketing guys loved it.
Pazarlama birimi buna bayıldı.
This is great, but you guys don't want to consider getting out there and try to marketing yourself?
Bu çok iyi ama, buradan gidip kendinizi başka yerde pazarlamayı düşünmez misiniz?
Marketing ourself?
- Kendimizi mi pazarlayacağız?
That's just wonderful. do they offer any marketing courses down there? [Chuckles]
Orda pazarlama dersleri veriyorlar mı bari?
- Marketing. You know, sales.
Hani satış işleri falan.
Son... ... do you realize that this is the marketing decade?
Evlat, pazarlama işinin bu sıralar ne kadar rövanşta olduğunu biliyor musun?
I've got to start marketing myself.
Pazarlama işini kendi başıma öğrenmem gerek.
He hired a headhunter... for marketing and sales.
O bir beyin avcısı kiraladı satış pazarlama için.
Conference call with the board... launch details, marketing emergencies.
Kurulla konferans vardı. Yayına başlama detayları, acil pazarlamalar.
I will talk to Marketing.
Pazarlama ile konuşacağım.
- Marketing says it won't test.
- Pazarlama onaylanmayacağını söylüyor.
We worked really hard on a movie that we believed in and the marketing people just come along and change the whole ending?
Hepimizin inandığı bir film için çok çalıştık. Sonra pazarlamacılar gelsin ve sonunu değiştirsinler öyle mi? Oğlan kızı kazanır.
About the marketing of the spring books.
Evet. Bahar sezonu kitaplarının tanıtım kampanyası ile ilgili, biliyorum.
But V, as for marketing and advertising, my 2 % goes behind Dad No matter how stupid or offensive his ideas may be He's made you rich off making A fool out of himself
Ama aksi bir durum olursa hissem babama geçer Seni zengin etti bu yüzden buna alış
Yes, but Marketing wants to cross our branding in the youth demo with the adult protein craze with Rocket Bars, protein snacks for kids.
Evet, ama Pazarlama, gençlik gösterisinde Rocket Bars ile yetişkin protein modası ve çocuklar için aperatif ürünleriyle markamızı engellemek istiyor.
Alas, Chelsea seems intent on marketing herself as a sophisticated escort. With her flat affect, lack of culture and utter refusal to engage, Chelsea couldn't even dazzle the likes of Forrest-fucking-Gump.
Ne yazık ki, Chelsea, tüm o duygusal hallerine, kültür noksanlığına ve lanet Forrest Gump gibilerini dahi zekasıyla etkileyememesine rağmen, kendini okumuş elit bir eskort olarak tanımlıyordu.
With the addition of the swimming pool and these new town-wide marketing initiatives...
Yüzme havuzunun eklenmesi ve kasaba çapındaki tanıtım kampanyamızla...
He said that Andreas called him into a marketing meeting.
Andreas onu bir pazarlama toplantısına çağırmış.
There's the dandruff shampoo marketing presentation at 3 : 00.
Kepek şampuanı sunumu saat 15'te.
Well, it's not the first first time'cause those weasels at Flakey Fresh stole the idea from Butter Mills, and then, you'll love this, we find out that the Vice President of Marketing has this 22-year-old assistant
Aslında ilk kez değil. Flakey Fresh'teki çakallar fikri Butter Mills'ten çaldı. Ama pazarlama müdür yardımcısının, bir televizyon alışveriş kanalına 60 bin dolar borcu olan 22 yaşında bir asistanı olduğunu öğrendik.
As vice president, how would you like to spearhead the marketing campaign?
Başkan yardımcısı olarak pazarlama kampanyasını nasıl yönetirdin?
- The marketing campaign? - Yeah.
- Pazarlama kampanyası mı?
The marketing department needs it, so if could you get...
Bunlar pazarlama departmanına lâzım, yetiştirebilirsen...
By the way, if anyone here is in advertising or marketing, kill yourself.
Aklıma gelmişken, burada reklamcılık ya da pazarlamayla uğraşan birisi varsa kendini öldürsün.
I know all the marketing people are going, "He's doing a joke." There is no joke here.
Biliyorum, pazarlamayla uğraşan insanlar şaka yaptığımı düşünüyor. Burada şaka falan yok.
I know what all the marketing people are thinking now too.
Şuan da pazarlama yapan insanların ne düşündüğünü biliyorum.
He's going for that anti-marketing dollar.
Piyasa dışı doların peşinde. "
Now, I expect a budget and marketing analysis on my desk in one week.
Şimdi, bir hafta içinde bütçe ve pazarlama analizlerini masamda bekliyorum.
It's like only 2 % goes to marketing.
Sadece % 2'lik bir kısmı pazarlamaya gidecek.
Meg's going to New York City to become a marketing drone.
Meg New York şehrine market işletmeye gidiyor.
Marketing campaign that big, he's hiding something.
Bu kadar reklam yaptıklarına göre kesin bir şeyler saklıyorlar.
Director of Sales and Marketing.
Satış pazarlama departmanı müdürü.
Poor name, bad marketing, it puts people off.
İnsanları korkutan kötü bir isim ve kötü bir sunum.
I don't have money for the marketing.
Tanıtım için param yok.
She runs the whole marketing department at KY or whatever that station's called.
Çünkü öyle. Kadın, KY'nin ya da adı her neyse işte bütün pazarlama şubesini yönetiyor.
Sales for The Complete History of Bullets are below projections. Uh, marketing says people have been intimidated by the 1400 page length.
Mermilerin Tam Tarihi satışlarına bakacak olursak pazarlama departmanı, 1400 sayfanın insanların gözünü korkuttuğunu düşünüyor.
I think the whole thing's just a marketing scam.
Yani bir çeşit pazar hilesi.
Most of that time has been spent focused on coming up with a hip name for the product, that will appeal to the marketing holy trinity :
O zamanın çoğunu ürüne, alışverişin kutsal üçlüsü olan kişilere daha cazip gelmesi için, zamana uygun ve akılda kalıcı bir isim bulmakla harcadık :
- No, no, it's a marketing ploy.
- Hayır, yo, bu bir pazarlama oyunu.
I think we might have hired an outside marketing consultant.
- Sanırım dışarıdan bir pazarlama danışmanı tutmuş olabiliriz.
Okay, look, I want to get you on the horn with the marketing people in New York.
Bizim New York'taki pazarlamacılarla görüşmeni istiyorum.
Why? Ricky... The time is ripe for a fast food chain, the laws of the modern marketing combined with the ideals of our time.
Ricky, pazar kurallarıyla günümüzün ideallerini bir araya getiren bir fast-food zinciri kurma zamanı geldi.
But, if you took advantage of modn marketing techniques, and you optimized your manufacturing process, you might be able to make this a viable business.
Ama eğer modern pazarlama teknikleri kullanıp, imalat aşamasını optimize edersen yaşayabilen bir iş alanı yaratma şansına sahip olabilirsin.
Of course, but before we set up a marketing and distribution infrastructure, we should finish optimizing the manufacturing process.
Tabii ki, ama pazarlama ve dağıtım altyapılarını kurmadan önce üretim sürecinin optimizasyonunu bitirmeliyiz.
Successful marketing campaigns target these people.
Başarılı pazarlama kampanyaları bu insanları hedef alıyor.
See, in marketing economics, it's called "dirtying the brand."
Pazar ekonomisinde buna "markayı kirletmek" denir.
Manufacturing and marketing would triple in size for the roll-out.
Üretim ve pazarlama üç boyutta genişlemeye neden olur.
- Mm-hmm. And as luck would have it, he's looking to hire a new marketing executive.
Ve eğer şansımız yaver giderse, yeni bir reklam idarecisini işe almak istiyor.