Mashed potatoes traducir turco
468 traducción paralela
Yes, mashed potatoes, and carrots... and spinach.
Evet, yanında patates püresi, havuç ıspanak.
Boy, is that dame my mashed potatoes!
O yavru benim patates pürem gibi!
I'll have the roast pork tenderloin with the applesauce and mashed potatoes.
Elma soslu ve patates püreli kızarmış domuz filetosu alacağım.
I'll take the chicken croquettes with the cream sauce, the green peas and the mashed potatoes.
Tavuk kroketi, yanına da kremalı sos yeşil bezelye ve patates püresi alacağım.
Well, we got peas, mashed potatoes, chicken.
Bezelye, patates püresi ve tavuk var.
Well, there's mashed potatoes and hashed potatoes, sweet potatoes.
Patates püresi ve doğramış patates var, tatlı patates.
A slice of sausage and two spoons of mashed potatoes?
Bir dilim sucukla iki kaşık patates püresi.
With mashed potatoes and apples and onions.
Patates püresi, elma ve soğanla beraber.
With mashed potatoes and apples and... onions?
Patates püresi, elma... ve soğanla mı?
I'll have a pork filet with apple sauce and mashed potatoes.
Ben, domuz filetosu, elma suyu ve patates püresi alacağım.
Give me the chicken croquettes in cream sauce with green peas and mashed potatoes.
Bana tavuk ver. Patates püresi salça ve kreması da olsun.
I'm mashed potatoes now.
Ben salakların kralıyım, evet!
I can tell by the mashed potatoes.
Patates püresinin içine düşürmüştüm.
Veal roast, mashed potatoes and succotash for my girl.
Kızım için dana rosto, patates püresi ve haşlanmış mısır yaptım.
I'II get the door! And some mashed potatoes.
Ben kapıya bakarım, patates püresi yapabilirsin.
How about some turkey with mashed potatoes, gravy added?
Patates püreli ve et sulu hindiye ne dersin?
No cholesterol. Mashed potatoes, well-done.
Patates püreli, iyi pişmiş.
"Braised steak, carrots, sprouts," roast and mashed potatoes, "steamed pudding, apple pie and custard."
"Et kavurma, havuç, lahana salatası... rosto, patates püresi... puding, elmalı turta ve muhallebi."
It's the mashed potatoes.
Her şey patates püresiyle başladı.
Once, with my dad, we were all eating mashed potatoes.
Bir keresinde, patates püresi yiyorduk, babam da vardı.
Django! They sure turned you in mashed potatoes.
Daha patates kızartması yiyeceğiz.
Imagine, after all we've been, all we've done to society we get chicken and green peas and mashed potatoes.
Düşünün, tüm yaşadıklarımızdan sonra, topluma tüm yaptıklarımızdan sonra... tavuk, bezelye ve püre alıyoruz.
They serve humble foods like bacon and egg sandwiches, sausages and mashed potatoes and cups of tea and coffee.
Domuz eti, yumurtalı sandviç, sosis, patates püresi gibi yiyecekler, çay ve kahve servisi yapılan bir yer.
Now, you pass your Uncle Junior those mashed potatoes and gravy.
Şimdi Junior amcanıza patates püresini ve et suyunu uzatın.
Grandfather pitched... face forward onto the dining room table and then... back, knocking his chair over... pulling the tablecloth, silverware... mashed potatoes, fish... stewed tomatoes with peppers and onions... all of it on top of him.
Dedem, yüzüstü yemek masasına abandı, sonra sandalyesini devirerek arka üstü düştü masa örtüsünü çekerek. Çatal-kaşıklar patates püresi, balık biber ve soğanla haşlanmış domatesler hepsi üstüne düştü.
Where's the mashed potatoes?
Patates püresi nerede?
Just make sure it doesn't get into the mashed potatoes.
Patates püresine karıştırmadığından emin ol yeter.
I would've given you an extra lump of mashed potatoes.
Önceden bana söylemeliydin. Sana daha çok patates püresi verirdim.
Motherfucker mashed potatoes. Mother- - " Just fuck it!
Mankafa herif. "S.. tir!"
High praise from a man who thinks mashed potatoes are finger food.
Patates püresinin el ile yenildiğini düşünen birinden övgü dolu sözler.
- You're eating the mashed potatoes.
- Patates püresi yiyorsun.
[Crashes, gasps] Hey, are you gonna have cranberry sauce and mashed potatoes?
Kızılcık sosu ve patates püresi var mı?
With gravy, and mashed potatoes.
Sos ve patates püresi ile birlikte.
She made a sculpture of the creature out of mashed potatoes.
Patates püresinden yaratık heykeli yaptı.
You saw a pile of mashed potatoes?
Bir yığın patates püresi mi gördün?
A fried chicken dinner with mashed potatoes has 1,000 calories and 50 % fat.
Kızarmış tavuk ve kızarmış patates yemeği, 1000 kalori ve % 50 yağ içerir.
- Should mashed potatoes be crunchy?
Patates püresinin ezilmiş olması gerekmez mi?
She said well-done roast beef, mashed potatoes and creamed carrots.
Demiş ki, iyi pişmiş biftek... patates püresi, ve havuç salatası.
How did I know about the roast beef and the mashed potatoes?
Biftek ile patates püresini nasıl bildim?
- Pass the mashed potatoes.
Patates püresini uzatsana.
You've got a little mashed potatoes right...
Şurana püre bulaşmış.
Greasy steaks, mashed potatoes, gravy, fried zucchini.
Yağlı biftek, patates ezmesi, sos, kızarmış patates.
Mashed potatoes?
Patates püresi mi?
Behind the mashed potatoes.
Patates püresi dağıtıyorum.
I want a steak, rare. Mashed potatoes and gravy. String beans.
Az pişmiş biftek, püre, sos ve börülce istiyorum.
It's chicken and mashed potatoes...
Tavukla patates püresi.
I want a rib eye steak with mashed potatoes and a large green salad.
Ben bir pirzola istiyorum... yanına patates püresi... ve büyük yeşil salatadan.
Mashed potatoes and gravy, Marie. I couldn't be happier about baby steps.
"Bebek Adımları" ile çok daha mutlu olamazdım.
The only thing is I must take my potatoes mashed.
Sadece patateslerimi ezilmiş olarak yemeliyim
Shall I have your potatoes mashed with milk?
Pateteslerini sütle ezeyim mi?
- I did, too. I mashed the potatoes, made the stuffing and a salad.
Patates püresini, hindi içini, salatayı ben yaptım.