Mate traducir turco
16,926 traducción paralela
- Pretty good, mate.
- Oldukça iyi dostum.
Any news, mate?
Herhangi bir haber var dostum?
Thank you, mate.
Teşekkür ederim ortak.
- Not a problem, mate.
- Sorun değil dostum.
Mate, I ain't getting any at home, am I?
Mate, ben evde bulaşmıyorum, değil mi?
- Yeah, mate.
- Evet dostum.
Listen, call your mate and get him to grab some gear.
Dinle, arkadaşını arayıp bir şeyler almasını sağlayın.
Mate, do you think we can get in?
Mate, sence içeri girelim mi?
We've been invited, mate.
Biz davet edildik dostum.
- Mate, sorry.
- Mate, üzgünüm.
Go on then, mate.
Hadi gidelim ahbap.
You seen, mate.
Gördün dostum.
Max, you were a legend, mate.
Max, sen bir efsanesin dostum.
Mate, listen...
Dostum, dinle...
No, not today, mate.
Hayır, bugün değil, dostum.
- Here you go, mate.
- Al bakalım ahbap.
- Where to, mate?
- Nereye dostum?
Can I borrow your mobile, mate?
Telefonunu kullanabilir miyim dostum?
I mean, the GPS don't lie, mate.
GPS yalan söylemez dostum.
That's out of order, mate.
Ne dediğini bilmiyorsun sen.
- Hello mate.
- Hoş geldin dostum.
- Lovely to see you again mate.
- Tekrardan seni görmek güzel dostum.
So, what he did, my little womb-mate, is he downloaded all your private information, and my employer had all he needed.
Onun tek yaptığı, sevgili karındaşım senin tüm özel bilgilerini indirmekti. Böylece işverenim isteğine kavuşmuş oldu.
- Sorry, mate, I'm talking, what?
- Pardon, konuşuyorum, ne?
It's just my mate.
Arkadaşım.
I practice the ancient medical art of "bloody pull yourself together, mate".
Antik tıp sanatı "kendini toparla" yı uyguluyorum.
Sorry. The clue was in the title, mate.
İsmin kendisi ipucuydu.
So it's like, "Oi, mate, I don't want any trouble."
Yani şöyle, "Dostum, sorun istemiyorum."
- Come on, mate.
- Yapma dostum.
It's from Rocky, mate.
Bu dediğin Rocky'den.
- Yeah, and this is my mate, Jeremy.
- Evet. Arkadaşım Jeremy.
- Cheers, mate.
- Şerefe dostum.
- Ah, I wasn't really watching, mate.
- İzlemiyordum.
- Buzzing, mate.
- Harikayım dostum.
- Yes, mate.
- Evet dostum.
She needs to mate.
Eş arıyor.
The grandmas, mate, they just love you.
Büyükler seni seviyor dostum.
Mate, that's not too exciting think about all those beautiful Brazilian women.
sadece bir öngörü yok. Bütün harika Brezilyalıları düşünün.
See you, Michael. See you later, Josh, mate.
Josh.
What's gonna be better than going with your best mate to South America for six months?
En iyi arkadaşın Güney Amerika'da altı ay geçirdiğin gibi?
You're my best mate!
Sen benim en iyi arkadaşımsın. \
As your best mate, I'm saying it's not what I want.
Öyleyse şimdi de en yakın arkadaşın olarak sormanı istiyorum
You can't just change your plans, mate.
- Her şeyi değiştiremezsin.
- I don't want to talk about it, mate!
Bu konuda konuşmak istemiyorum dostum.
Wake up, mate.
Uyan dostum.
I was gonna say the same thing to you, mate.
Sana söylemek istedim dostum.
It's about you turning into a fucking arsehole, mate!
Nereden bulaştırmak istiyorsun? Sen geç.
- Jack. Sorry, mate, you've gotta understand... Jack...
buddy ben...
To see how your tale matches your mate's.
Hikâyen arkadaşınınkiyle uyuyor mu diye.
Look, we can't let you come with us, mate.
Bizimle gelmene izin veremem dostum.
- Yeah, not a problem, mate.
- Ne demek.