Maybe it's for the best traducir turco
169 traducción paralela
Maybe it's all for the best, Dr. Jekyll.
Belki de en iyisi buydu Doktor Jekyll.
What's done is done and maybe it's for the best after all.
Olan oldu artık. Belki herkes için en iyisi buydu.
- Maybe it's all for the best, Joseph.
- Belki herkes için iyisi bu, Joseph.
- But maybe it's for the best.
- Ama belki de böylesi en iyisi.
Maybe it's for the best.
Belki de en iyisi budur.
Maybe it's all for the best, because now that you're here, maybe you'll stay.
Belki böylesi daha iyi. Burada olduğunuza göre belki kalmaya karar verirsiniz.
Well, maybe it's all for the best.
Hayırlısı neyse o olsun.
- Maybe it's for the best.
- Belki de en iyisi budur.
Maybe it's the best thing that can happen to you for now.
Belki de şu anda sizin için olabilecek en güzel şey.
Maybe it's for the best.
Belki de en iyisidir.
Well, I don't know. Maybe it's for the best.
Bilmiyorum belki de bu en iyisidir.
Maybe it's for the best.
En iyisi bu.
It will be hard on you, that's for sure. Maybe it's the best thing that could have happened.
Senin için zor olacak... ama belki tuhaf bir şekilde sana olabilecek en iyi şeydir.
Oh, maybe it's for the best, Maurice.
Ah, belki de en iyisi budur, Maurice.
Maybe it's for the best.
Belki en iyisi budur.
Oh, well. Maybe it's for the best.
Belki de, en iyisi.
Well, maybe it was for the best.
Belki de böylesi en hayırlısıdır.
Maybe like Tuvok says, there's nothing we can do but let it happen and hope for the best.
Belki de, Tuvok'un dediği gibi hiçbir şey yapmadan bekleyip, iyi şeylerin olmasını umut etmemiz gerekiyor.
Maybe it's for the best.
Belki de en iyisi böyledir.
Maybe it's just all for the best.
Belki de bu herkes için en iyisidir.
Well, maybe it's all for the best.
Belki herkes için en iyisi buydu.
- Maybe it's for the best.
- Belki böylesi en iyisi.
Who can tell me what's the best use for nettle? Maybe it's just a dream, a delirium?
Bana ısırgan otunun en iyi nerede kullanılabileceğini söyleyecek olan var mı?
Maybe it's for the best.
Hayırlısı olsun.
Maybe it's for the best.
Belki de en iyisi bu.
- Maybe it's all for the best.
- Belki hepimiz için en iyisi budur.
Maybe it's harder for them to say than they let on but at the very least they believe it's in our best interest
Onlara göre bunu direk söylemek dolaylı izin çıkarmaktan daha zor olabilir. Ama en azından bunun bizim menfaatimiz için gerekli olduğuna inanıyorlar.
Look, I don't want to depreciate the loss here but maybe, in a sense, it's for the best.
Bak, kaybını derinleştirmek istemem ama belki de bir açıdan bu iyi olmuştur.
Maybe it's for the best he was squished.
Belki de ölmesi en iyisi oldu.
Well, maybe it's all for the best.
Belki en iyisi buydu.
I don't know. Maybe it's all for the best.
Bilmiyorum, belki böylesi daha iyidir.
Well, maybe it's for the best.
Belki de bu, en iyisidir.
I shouldn't be saying this, comrade Commissar, but maybe it's for the best.
Bunu söylememem gerek aslında yoldaş komutan ama en iyisi bu şekilde olur belki de.
Maybe it's for the best...
Belki de bu en iyisidir...
Maybe it's for the best.
Sanırım en iyisi bu.
- Well, maybe it's all for the best.
- Belki böylesi daha iyidir.
It's tempting to wish for the perfect boss, the perfect parent or the perfect outfit, but maybe the best we can do is not quit, play the hand we've been given and accessorise the outfit we've got.
İtiraf etmeliyim ki, kusursuz patronu, kusursuz babayı ya da anneyi ya da kusursuz giysiyi istemek çok güzel. Ama... yapabileceğimiz en iyi şey, bırakmamak. Bize dağıtılan kağıtlara göre oynayıp elimizdekini süslemeyi öğrenmeliyiz.
Or maybe it's not for the best. Maybe it just is. And now I just have to live with it.
Belki de değildir ve şimdi ise bununla yaşamak zorundayım.
Well, maybe it's for the best
Peki belki bu en iyisidir.
Maybe she just wants to make sure it's the best place for her.
Kendisi için en iyi yeri seçmeye çalışıyordur.
I'm so sorry to be telling you this way, but... well, maybe it's for the best.
Bunu sana anlatmanın başka bir yolu olmadığı için çok çok üzgünüm, ama... şey, belki de en iyisi bu.
Yeah, maybe it's for the best.
Evet, belki de en iyisi bu.
Maybe it's for the best.
Belkide en iyisi budur.
Maybe it's for the best.
Belki de bu en iyisidir.
- Maybe it's for the best.
Belki de en iyisi budur.
I know it must be hard, losing a girl like Lindsay, but... maybe it's for the best, you know?
Lindsay gibi bir kızı kaybetmek zordur bilirim ama belki bu en iyisidir.
I mean, if he wants to go out with Amanda, maybe it's for the best.
Demek istediğim, Amanda ile çıkmak istiyorsa, belki de o en iyisi olduğu içindir.
But I think maybe it's for the best.
Ama belki en hayırlısı da budur.
Like I said, maybe it's for the best.
Dediğim gibi, belki en hayırlısı budur.
Maybe it's for the best that he's taking some space.
Belkide biraz ayrı kalmanız ona iyi gelir.
Abby, maybe it's for the best.
Abby. Belki de bu en iyisidir.