Maybe you should talk to him traducir turco
63 traducción paralela
When he comes to, maybe you should talk to him.
- Tekrar kendine gelince, onunla konuşmalısınız.
Maybe you should talk to him.
Onunla konuşsan iyi olabilir.
Maybe you should talk to him, Jean-Luc.
Belki onunla konuşmalısın, Jean-Luc.
- Maybe you should talk to him.
- Belki onunla konuşmalısın.
Then maybe you should talk to him.
O zaman belki de sen onunla konuşmalısın.
Maybe you should talk to him first.
İstersen önce sen konuş.
- Like... maybe you should talk to him.
- İstersen onunla konuş.
Maybe you should talk to him.
Onunla konuşmalısın.
But maybe you should talk to him as Niles.
Ama belki onunla Niles olarak konuşmalısın.
Maybe you should talk to him.
Onunla konuşmalısın belki de.
I think maybe you should talk to him.
Bence onunla konuşmalısın.
Maybe you should talk to him.
Belki onunla sen konuşmalısın.
Well, then maybe you should talk to him... in your uniquely charming way.
O zaman belki de O'nun la konuşmalısın... Şu karizmatik yöntemlerinle.
Maybe you should talk to him.
Belki de onunla konuşmalısın.
- Well, maybe you should talk to him.
- Belki konuşmalısın.
Maybe you should talk to him?
Belki de onunla konuşmalısın?
Maybe you should talk to him.
Belki onunla da bir konuşsan iyi olur.
Maybe you should talk to him, Jen.
Belki de onunla konuşmalısın, Jen.
Maybe you should talk to him directly.
Onunla konuşsan daha iyi olur.
Maybe you should talk to him again.
Belki onunla tekrar konuşmalısın.
I mean, you want to talk to somebody about not drinking, maybe you should talk to him.
Fransız hatunu mu becermek istiyorsun? Şey, evet.
and i should have reported it, but... maybe you should talk to him.
Ve benim bunu rapor etmem gerekirdi, ama... Belki de onunla bir konuşmalısınız.
- Maybe you should talk to him now.
Hemen gidip konuşalım.
But, before I do, maybe you should talk to him first.
Ama benden önce onunla sen konuşmalısın.
Maybe you should talk to him first.
Her şeyi Hakim organize etti.
Maybe you should talk to him.
Belki gidip bir konuşmalısın.
Sweetheart maybe you should talk to him.
Bir tanem belki de onunla konuşmalısın.
Wow, maybe you should talk to him, mom.
Belki de onunla konuşmalısın, anne.
Mm, gosh, maybe you should talk to him when he gets back.
Siz iyisi mi kendisiyle konuşun.
Maybe you should talk to him.
Belki gidip onunla konuşmalısın.
It says right there, he's the guy shipping the van, so maybe you should talk to him.
Orada yazıyor, minibüsü naklettiren adam belki onunla konuşmalısınız.
Maybe you should talk to him.
- Belki de onunla konuşmalısın.
Maybe you should talk to him.
Belki onunla konuşmalısın.
Maybe you should have him talk to some other guy who's been raped.
Belki onu tecavüze uğramış başka birisiyle konuşturman yararlı olur.
Sandy, maybe you should... talk to him?
Sandy, belki de sen... Onunla konuşmalısın?
Maybe I should talk to him, you know, face to face... convince him that I didn't do this.
Belki onunla, bilirsin, yüz yüze konuşmalıyım bunu benim yapmadığıma ikna etmek için.
maybe you should call washington and talk to him.
Belki de Washington'ı arayıp onunla konuşmalısın.
Maybe you should be the one to talk to him.
Belki de onunla ilk konuşan sen olmalısın.
Maybe you should go talk to him.
Belki onunla konuşmak gitmek gerekir.
Maybe I should talk to him for you.
Belki de onunla senin için konuşmalıyım.
Maybe you should try and talk to him.
Belki onunla konuşmaya çalışmalısın.
Maybe you should let me talk to him.
Belki de onunla benim konuşmama izin vermelisin.
Maybe you should try and talk to him.
Belki de onunla konuşmalısın.
Maybe you should go back and talk to him.
Belki de geri dönüp onunla konuşmalısın.
You know, maybe I should go talk to him again.
Belki gidip onunla konuşmalıyım.
Well... maybe you should go Talk to his teacher and get him some help.
Belki öğretmeni ile konuşup ona biraz yardım edebiliriz.
Maybe you should talk to Kellerman, tell him the truth.
Belki de Kellerman'la konuşmalı ve ona doğruyu söylemelisin.
Maybe you should go and talk to him.
Belki de onunla sen konuşmalısın.
- Um, I think maybe you should just talk to him or... about it.
- Aa, belki de onunla konuşman gerekir diye düşünüyorum... bunun hakkında.
I have no idea, but I thought maybe you should come down and talk to him.
Hiçbir fikrim yok, ama sen buraya gelsen ve onunla konuşsan iyi olur.
Maybe you should go talk to him.
Onunla konuşmalısın aslında.