Mcbride traducir turco
623 traducción paralela
Criminal record of the late Benjamin McBride, now cooling his heels in the county morgue.
Rahmetli Benjamin McBride'in suç kayıtları, kendisi şimdi şehir morgunda istirahatte.
She is also the widow of the late Benny McBride.
Bir de kız, merhum Benny McBride'in dul eşi.
Imagine a dish like this married to a mug like Benny McBride.
Böyle harikulade bir kadının Benny McBride gibi bir eşkiya ile evlenmiş hayal et.
I says to him, " McBride, every time you get four drinks under that belt of yours, you become a nuisance.
Ona dedim ki, McBride dört tane içki yuvarladığın zaman tam bir baş belası oluyorsun.
What do you think, McBride?
Ne düşünüyorsun, McBride?
- McBride.
- McBride.
Forget it, McBride.
Unut bunu, McBride.
You're in Room 205 with Linda Pendleton and Sally McBride.
205 numaralı odada Linda Pendleton ve Sally McBride'la kalacaksın.
- Excuse me. Hi. I'm Sally McBride.
Ben Sally McBride.
- Come off it, McBride. - You can't keep her to yourself. Sorry, boys.
Haydi, McBride.
- Mr. McBride.
- Bay McBride?
- Oh. - Well, I'm Sally McBride, Linda's roommate.
Ben Sally McBride, Linda'nın oda arkadaşıyım.
Mr. McBride seems to be quite taken with Miss Andre.
Bay McBride, Bn. Andre'den hoşlanıyor galiba.
- Mr. Pendleton, Jimmy McBride.
- Bay Pendleton, Jimmy McBride.
" But an awful thing has happened. Oh, not to me, but toJimmy McBride.
"Ama Jimmy McBride'ın başına korkunç bir şey geldi."
Uh, Griggs, I'd like to do something for a young chap I know.
McBride adlı bir genç için bir şeyler yapmak istiyorum.
Name's McBride. Brilliant mining engineer.
Harika bir maden mühendisi.
Don't you know about that girl and Jimmy McBride?
O kız, McBride'la beraber.
Uh, you couldn't by any chance be speaking of oneJimmy McBride?
Sen Jimmy McBride'dan mı bahsediyorsun?
Jimmy McBride and you?
- Jimmy McBride ve sen mi?
I was looking through a telephone book for a man named McBride and I came across the name "T McKay".
Telefon rehberinde McBride adında birini arıyorken gözüme "T McKay" ilişti.
McBride, MacLean, McKay, something like that.
McBride, MacLean, McKay, onun gibi bir şey işte.
Casualties included a water cooler, two mimeograph machines and Rufus McBride, a deaf janitor.
Bir su soğutucusu iki teksir makinası ve ağır işiten bina hademesi Rufus McBride vuruldu.
No, I'm Frank McBride of the law firm of Ferguson, Ferguson and McBride, and I just wondered if you would mind answering a couple questions about your background.
Hayır. Ben Ferguson McBride hukuk firmasından Frank McBride'ım. Acaba size geçmişiniz hakkında birkaç soru sorsam rahatsız olur musunuz?
You'd be a hell of a detective, Mr. McBride.
Çok iyi bir dedektif olurdunuz Bay McBride.
Look, Mr. McBride, about all this being worth something...
Bakın Bay McBride... Şu çok değerli olabilir meselesi -
You know something, Mr. McBride?
Biliyor musunuz Bay McBride?
I'm just a businessman, Mr. McBride.
Ben sadece bir iş adamıyım Bay McBride.
I don't know, Mr. McBride.
Bilmiyorum Bay McBride.
Name's McBride. Frank McBride.
Ben McBride, Frank McBride.
Yeah. Well if you hurry around there you'll find Captain McBride in person.
Acele ederseniz Komiser McBride çıkmadan yetişebilirsiniz.
To see Captain McBride.
Komiser McBride'ı görmeye.
No bother come on. I'll take you to old Papa McBride.
- Olur mu hiç, ben sizi geçiririm.
Papa McBride, he must be a real nice guy.
Şu McBride çok iyi bir adam olmalı.
[Radio Voice] Hold on boys, McBride wants to speak to you.
Hatta kalın. McBride sizinle konuşmak istiyor.
McBride here, was it you two who was hassling the lieutenant governor?
Evet, Şef. Ben McBride. Vali yardımcısını tartakladığınız doğru mu?
[McBride] I told them you did exactly the right thing.
Dedim ya siz doğru şeyi yaptınız diye.
[McBride] Boys this is McBride, Pearson and O'Hara have been seriously wounded in a gunfight.
McBride konuşuyor. Pearson ve O'Hara silahlı bir çatışmada ağır yaralandı.
Thank you boys, McBride out.
Teşekkürler. Konuşma bitmiştir.
I don't think I'll ever forget the day when Major Ben McBride walked into my room at the Natural History Museum with that canister.
Binbaşı Ben McBride'ı günün birinde unutacağımı asla düşünmüyorum. O teneke kutu bir gün odamdan Doğal Tarih Müzesine yürüdü.
McBride to Polar Queen, flying southwest.
McBride'dan Kutup Kraliçesine, güneybatıya uçuyoruz.
McBride to Polar Queen, still no break in the ice wall.
McBride'dan Kutup Kraliçesine, buz duvarı hala devam ediyor.
Polar Queen to McBride, your signal is badly distorted.
Kutup Kraliçesinden McBride'a, sinyaliniz giderek kötüeşiyor.
Polar Queen to McBride, Say again.
Kutup Kraliçesinde McBride'a tekrar söyleyin.
McBride to Polar Queen, can you read me?
McBride'dan Kutup Kraliçesine, beni duyabiliyor musunuz?
Polar Queen to McBride, your signal's very faint.
Kutup Kraliçesinden McBride'a, sinyaliniz çok zayıf.
Polar Queen to McBride, this is Captain Lawton.
Kutup Kraliçesinden McBride'a, ben Kaptan Lawton.
McBride to Polar Queen, acknowledge my message.
McBride'dan Kutup Kraliçesine, mesajımın alındığını bildirin.
Calls himself McBride.
Kendine McBride diyor.
McBride out.
Konuşma bitmiştir.
Attention all units 16th District, Captain McBride wants to speak to you.
Komiser McBride sizinle konuşacak.