Mcdonald's traducir turco
761 traducción paralela
And how is Hector McDonald, my Grandma's little parrot seller?
Büyükannemin şirin papağan satıcısı, Hector McDonald nasılmış, bakalım?
McDonald's alibi, that he was at Mrs. O'Grady bird store, will, be investigated by the police.
Olay anında, McDonald'ın Bayan O'Grady'e ait....... kuşçu dükkanında olduğu iddiası, polis tarafından araştırılıyor.
IT'S SERGEANT McDONALD.
- Ben Çavuş McDonald.
He's not your private marshal, Mr. McDonald.
Marshall bunlarla da ilgilenecektir, bay. McDonald.
At the McDonald Observatory of the University of Texas a laser beam is prepared for firing at the reflectors on the moon 380,000 kilometers away.
Texas Üniversitesi'ndeki McDonald gözlemevinde lazer ışını 380.000 kilometre ötedeki yansıtıcıları hedef alacak şekilde hazırlandı.
- Hope you get the right McDonald, that's all.
- Doğru McDonald'ı bulursun umarım.
Are you related, Mrs. McDonald?
Akraba mısınız Bayan McDonald?
They'll find the motive for Mr McDonald's suicide.
Bay McDonald'ın intiharı için bir neden bulacaklar.
Don't forget McDonald's latecomers'purge.
McDonald's geç gelen paketini unutma.
And if you get hungry, I'll send the waiter to McDonald's.
Ve acıkırsan garsonu McDonalds'a yollarım.
Look, Miss McDonald, he's made me a 36-D.
Bakın, Bayan McDonald. Göğüslerimi büyük çizmiş.
We didn't have Burger King or McDonald's.
Burger King ya da McDonald's yoktu.
Burger King casinos. McDonald's casinos.
Burger King kumarhanesi MacDonald's kumarhanesi.
♪ Like McDonald's can ♪
Aynı McDonalds'gibi.
- I worked at McDonald's.
- McDonald's'da çalışmıştım.
Although not dressed for the Lancashire climate Mr. Gandhi received a warm welcome from mill workers before heading back south for a final meeting with Mr. MacDonald.
İklime uygun giyinmemişse de işçiler onu sıcak bir biçimde karşıladı. Sonra Bay McDonald'la son görüşmesi için güneye hareket etti.
In the news, a fire caused extensive damage to the High View Lumber Company, a dairy store and an American Motors dealership in McDonald,
Bugünkü haberler, bir yangın sonucu High View Kerestecilik, bir süt ürünleri satış merkezi ve bir Mc Donald ortaklığı olan American Motors büyük hasar gördü.
Tomorrow you'll probably kill the desk clerk hold up a McDonald's, and drive us a thousand miles out of the way to see the world's largest ball of mud!
Yarın resepsiyonisti öldürürsün... McDonald's'ı soyup, bize 1600 kilometre ötedeki... dünyanın en büyük çamur yumağını gösterirsin!
I admit we have as much chance of finding her here as a Mc Donalds.
Onu burada bulma şansımızın bir McDonald's bulmak kadar olduğunu biliyorum.
I mean, there I was at McDonald's.
Yani... Ben McDonalds'taydım.
By then, you can work for the local McDonald's for all I care.
Daha sonra yerel McDonald's için çalışabilirsiniz.
It's like you walk into McDonald's, and they just line the cows up... and they bump'em all off for you and you never have to see it happening.
Aynı senin McDonalds'a girdiğinde, onların inekleri sıraya dizip hepsini senin için boğazlamaları ve senin bu olurken görmek zorunda olmaman gibi.
But when you walk into a McDonald's and say, "Uh, give me a Big Mac"... you know, you're just getting dead cow and you never see the cow die.
Ama şimdi McDonalds'a girip "Hey, bana bir Big Mac!" dediğinde ölü bir inek satın aldığını biliyorsun ama ineğin ölümünü asla görmüyorsun.
If you want, we can go to McDonald's or something.
Eğer istersen, McDonald's'a falan da gidebiliriz.
Me and the McDonald's people, we've got this little misunderstanding.
Ben ve McDonald's arasında küçük bir anlaşmazlık var.
See, they're "McDonald's". I'm "McDowell's".
Onlar "McDonald's", ben "McDowell's".
I like the fries better at McDonald's, but I'd never tell Mr McDowell that.
McDonald'ın patates kızartması daha güzel ama bunu Bay McDowell'e asla söylemem.
- Are they from McDonald's?
- McDonalds'dan mı gelmişler?
- Our table is reserved at McDonald's.
- McDonalds'da masamız hazır.
When I get to college you'll be working ay McDonald's.
Ben üniversiteye geçtiğimde sen McDonald'da çalışıyor olacaksın.
- We're gonna make a run to McD's.
Biz McDonald'sa gidiyoruz.
You don't find that at McDonald's.
Bunu McDonald's'da bulamazsın.
If you have to go out, go to McDonald's or Wendy's.
Dışarıda yemeniz gerekiyorsa,... McDonald's veya Wendy's'e gidin.
We could have paved that motherfucker over put in a McDonalds, if they'd have let us.
Beni dinle. O herifleri dümdüz edip ülkenin tam ortasına bir McDonald's dikebilirdik. Kazanmamıza izin verselerdi.
Anita and me and Pete and Cindy met at McDonald's and messed around.
Anita, ben, Pete ve Cindy hamburgerciye gittik. Biraz orada takıldık.
Sunday morning with the door locked, sent the kids to McDonald's, ate lunch in bed afterwards, whatever was in the refrigerator... pot roast, potato salad.
Pazar sabahları kapıyı kilitleyip çocukları McDonald's'a yollardık. Daha sonra yatağımızda yemek yerdik dolapta ne varsa artık rosto, patates salatası.
I'm probably gonna have to work in McDonald's for the rest of my life,
Hayatımının geri kalanında McDonald's'ta çalışmam gerekse bile...
- Dad, it's just McDonald's.
- Baba, sadece McDonald's.
I haven't even seen a McDonald's around here.
Buralarda hiç McDonald's görmedim.
In the winner's circle, Number 1, "Magical Flight," owned by Frank and Melanie McDonald, trained by Melanie McDonald, ridden to victory by Orlando Guerrino
Kazanan 1 numara ile "Büyülü Uçuş"... atın sahipleri Frank ve Melanie McDonald, eğitmeni Melanie McDonald, atı zafere koşturan Orlando Guerrino... 7 numaralı, "Teleskop" ikinci,
Besides, I want my father and brothers to eat McDonald's tonight.
Ayrıca kardeşlerimin bu gece McDonald'sdan yemelerini istiyorum.
You want your father and brothers... to eat McDonald's?
Kardeşlerinin McDonald'sdan yemelerini mi istiyorsun?
Why don't we just go to McDonald's like we did last year?
Geçen sene yaptığımız gibi neden McDonalds'a gitmiyoruz.
First McDonald's, now pimping.
İlkin McDonald's, şimdi pezevenklik.
Ladies and gentlemen, the Travelair Mystery Ship has just taken over the lead from 4.
Bayanlar ve baylar, yarışın sonlarına yaklaşırken McDonald liderliği Follan'dan kapmayı başardı.
So's working at McDonald's, but you don't feel the need to tip them.
McDonalds'da çalışmak da öyle, ama onlara bahşiş verme ihtiyacı hissetmiyorsun.
- Look, a McDonald's.
- Bakın, McDonald's.
a chain, like mcdonald's.
bir zincir, tıpkı Mc Donald lar gibi.
soon it'll become a chain like mcdonald's.
Yakında Mc Donald zinciri gibi olacak.
Forget Wendy's, forget Burger King, forget McDonald's.
Wendys'i, Burger King'i, McDonalds'ı unut.
What about a McDonald's?
Peki McDonald's?