English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / inglés → turco / [ M ] / Mention

Mention traducir turco

16,757 traducción paralela
Not to mention the children, of course.
Çocuklardan bahsetmiyorum bile, Elbette.
When you said cleared, you forgot to mention the NATs waiting for us inside the damn door!
güvenli dediğin zaman, kaçıkların içeride bizi beklediğinden bahsetmeyi unutmuşsun!
Two of our people died today because of her, not to mention the ash-poisoned soil, making the land useless.
Onun yüzünden bugün halkımızdan iki kişi öldü. Zehirlenen toprağın işe yaramaz olması da var. Onu dünyalılar yaptı.
Not to mention an unknown number of hostages.
Sayısını dahi bilmediğimiz rehineleri söylememe bile gerek yok.
- You mention it to anyone?
- Kimseye bahsettin mi?
Not to mention 75,000 people live in the city, and when they call 911, they want someone to answer.
Şehirde yaşayan 75.000 insanın, acil bir durumda 911 arayınca, ulaşamamalarından bahsetmiyorum bile.
Yeah, we have our contacts in law enforcement, local, state, federal, not to mention military hospitals, laboratories, you name it.
Evet ; kanun gücünde, yerel ve devlet kanallarında federallerde bağlantımız var. Ordu hastaneleri, laboratuvarlardan bahsetmiyorum bile. Aklına ne gelirse.
Funny you should mention that.
Bundan bahsetmen garip.
Not to mention the political bullshit.
Politikadan bahsetmeme gerek yok.
Was there any mention of an English monk called Athelstan, who might have been fighting with Ragnar's band?
Aralarında Athelstan adında bir İngiliz keşiş var mıymış? Ragnar'ın yanında yer almış olabilir.
- You didn't mention that either.
- Ondan da bahsetmemiştin.
Pike's fascist ass and hand him to the Grounders. That would be murder, not to mention treason, and that's not who we are.
- Cinayet ve hıyanete girer bu.
If the acting head of our own ATCU doesn't show up, it sends a bad message... not to mention it will embarrass the president and destroy any hope of an international coalition.
Eğer ATCU'nun daire başkanı gelmezse bu kötü bir etki bırakır. Başkan'ı ı mahcup edip uluslararası iş birliğini yok edeceğine bahsetmeye lüzum bile yok.
Not to mention, well, the albinos.
Albinolardan bahsetmiyorum bile.
Not to mention, the expeditions.
Keşif gezilerinden bahsetmiyorum bile.
She ever mention anything at home?
Peki size ailevi bir sorundan bahsetti mi?
Did she ever mention a Simon Hallward?
Simon Hallward'dan bahsetti mi hiç?
The only Simon I ever heard her mention was that chap who painted her picture.
Bana bahsettiği tek Simon, onun resmini yapan herifti.
And I thank you for convincing the president to mention Celia in his remarks.
Başkan'ı konuşmasında Celia'dan bahsetmeye ikna ettiğiniz için teşekkür ediyorum.
Not to mention the sweet meat that my brother Chop-Top puts into his croissant sandwiches.
Tatlı et söz değil. Abim pirzola üstü onun kruvasan sandviç içine koyar.
Trying to understand how we've been searching the globe for months and you never bothered to mention another Afterlife Inhuman.
Diğer dünyadaki başka bir Nainsan'ı aylardır aradığımız hâlde neden bundan bahsetme gereği duymadığını anlamaya çalışıyorum.
Did she ever mention him?
Ondan hiç bahsetti mi?
Did she ever mention a Dr Moxem to you?
- Size Dr. Moxem'den bahsetti mi?
Does Dr Lorenz get a mention in dispatches?
Celile'yi bombalıyorlar. Telgraflarda Dr. Lorenz'den bahsedildi mi?
No mention of Kevin Grey on the paperwork.
Evrak üzerinde Kevin Grey'den bahsedilmiyor.
Did Rich, in the interview, mention anything about looking at an... an art book when Ortiz was at Babs'flat?
Rich sorgu esnasında hiç Ortiz'in Babs'in dairesindeyken sanat kitabına baktığından filan bahsetti mi?
Do not mention that name here.
O ismi burda anma.
Did Tyler mention- -
Tyler söyledi mi...
His every breath is an intolerable risk to us... not to mention smelling awfully of rat.
Aldığı her nefes bizim için çok tehlikeli. Pis, sıçan kokusundan bahsetmiyorum bile.
So it's weird enough that we stole this from him in the first place, not to mention the fact that you're carrying around a Zippo from the'90s when you got a flashlight on your phone.
Telefonunda fener varken babandan çaldığın 90'lardan, kalma bir çakmağı taşımayı oldukça garip bulmuyorsun ya.
Didn't Hayden mention that?
Hayden sana söylemedi mi?
So there's one thing I wanted to mention.
Bahsetmek istediğim bir şey vardı.
You know, she did mention that... you've been having nightmares.
Biliyorsun, bahsettiği şey kabuslar görüyormuşsun.
And if I happen along one of your below average friends and it doesn't inconvenience me, I might mention your name.
Eğer ortalama altındaki arkadaşlarından birini görürsem ve beni rahatsız etmezlerse, adından bahsedebilirim.
I do not need to remind you that quartering is your wartime duty, not to mention the law.
Size asker bakmanın savaş dönemi göreviniz olduğunu hatırlatmama gerek yok yasalardan hiç bahsetmiyorum bile.
Well, now that you mention it, there's a farmhouse about 12 miles east of here.
Madem konusunu açtın buranın 20 km doğusunda bir çiftlik evi var.
I'm still adjusting, not to mention we're in a freaky ghost land, so...
Alışmaya çalışıyorum hayaletli bir yerdeyiz yani...
Not to mention dangerous.
Tehlikeli olmasından bahsetmiyorum bile.
He's got a lot of witch weapons to pack up, not to mention all the pride he's gonna have to swallow.
Toplayacağı çok fazla cadı silahı var, yutmak zorunda olduğu gururdan bahsetmiyorum bile.
Not to mention stupid. I...
Aptallık etme.
Did I mention how cool this is?
Bunun ne kadar süper olduğunu söylemiş miydim?
It was scary and thrilling and dangerous and did I mention scary?
Korkunçtu, heyecanlıydı ve tehlikeliydi. Korkunçtu demiş miydim?
Which I will try not to mention to the press.
Ki bunu da basına yansıtmamaya çalışacağım.
I mention this because you strike me as someone with experience leading a dual life.
Eğer biri olarak bana grev nedeniyle Ben bu söz Deneyime sahip ikili bir hayat lider.
- Yeah, but I don't... want you to mention his name right now is what I'm trying
- Evet, fakat şu an sana açıklama yapmak... want you to mention his name... onun adını kullanmaya...
Not to mention more efficient, now that I've added the Terrigen Crystals
Daha etkili olduğu kesin. Prokaryotik karışıma Terrigen kristalini de ekledim.
Now... half the lab's computers are fried, not to mention the blown servers.
Laboratuvardaki bilgisayarların yarısı yandı. Patlayan sunuculardan bahsetmiyorum bile.
You mention Ferrari anywhere on the manet, everybody knows what they're all about.
Manet'in herhangi bir yerinde Ferrari'den bahsediyorsun, Herkes ne olduklarını bilir.
No mention of that particular incarnation.
O tarz bir biçimlendirme yok.
Now, you don't have to say anything, however, it may harm your defence if you fail to mention something under questioning that you later go on to rely on in court and, of course, anything you do say may be taken down in evidence.
Herhangi bir şey söylemek ile yükümlü değilsiniz ancak sorgulama sırasında daha sonra mahkemede kullanacağınız bir şeyden bahsetmezseniz savunmanız zarar görebilir. Ve tabii ki söylediğiniz herhangi bir şey delil olarak kaydedilebilir.
Not to mention the caterer, the florist- -
Garsonları, çiçekçiyi saymıyorum bile...

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]