Mistake traducir turco
30,056 traducción paralela
Until we know who did it, we can't attack the Cali cartel. It would be a mistake.
Yapanlardan emin olana kadar, Cali Karteli'ne saldırmamız hata olur.
You're sending me to an office because I made a mistake?
Tek bir hata yaptığım için bana ofis işi mi veriyorsun?
I'm making a mistake.
Hata yaptığımı düşünüyorsun.
We've made that mistake in the past.
Geçmişte bu hataya düştük.
We can't afford the luxury of making another mistake.
Emin misin? Bir hata daha yapma lüksümüz yok.
And if you make a mistake, there's no run-off area or Armco.
Eğer hata yaparsanız kaçabileceğiniz bir alan yok.
They'll make a mistake, and everyone on that station will die.
Hata yapacaklar ve o istasyondaki herkes ölecek.
- You're making a mistake.
Bir hata yapıyorsunuz.
An old friend wanted my help, and I gave it to him. That was my mistake.
Eski bir dostum benden yardım istedi ben de kabul ettim.
Seems like a rookie mistake for a sniper of your caliber.
Senin kalitende bir nişancı için bu bir çaylak hatası.
You know, I've lived with that mistake since the day I pulled the trigger.
Tetiği çektiğim günden beri, her gün o hatayla yaşıyorum.
Payne is acting clever, but he might make a mistake.
Payne akıllı davranıyor ama hata yatabilir.
This... mistake... was it based on your work on the ghost gene?
Bu... hata senin yarattığın hayalet gen ile mi ilgili?
You've made a big mistake.
Çok büyük bir hata yapıyorsun şu an.
But it was a mistake to reopen this camp.
Lakin, bu kampın yeniden açılması bir hataydı.
This must be a mistake.
Bir hata olmalı.
Have you ever made a horrible mistake because you overreacted or you just had the wrong information?
Yanlış bilgilendirildiğin ya da aşırı tepki verdiğin için korkunç bir hata yapmadın mı hiç?
I made a mistake.
Bir hata yaptım.
I mean, why is everyone around here acting like they've never made a mistake before?
Neden herkes daha önce hiç hata yapmamışlar gibi davranıyor?
There's been some sort of mistake.
Bir hata olmuş.
- This is a mistake, sir.
- Hata yapıyorsunuz efendim.
This whole thing was a huge mistake.
Bunların hepsi kocaman bir hataydı.
If he has half a brain, he's gonna realize what a huge mistake he's made... all on his own.
Eğer yarım beyni varsa, tamamen kendi başına kalınca, ne büyük hata yaptığını farkedecektir.
Look, I know it was a mistake.
Bak, hataydım biliyorum.
You go by Patrick Spring now, but your real name is Zackariah Webb, and you made a terrible mistake.
Patrick Spring diye biliniyorsun ama gerçek adın Zachariah Webb ve korkunç bir hata yaptın.
You're so obsessed with one mistake that you made a long time ago, that you can't see all the people you've hurt along the way.
Yıllar önce yaptığın bir hataya öyle takılmışsın ki incittiğin insanları göremiyorsun.
You're making a mistake.
- Hata yapıyorsun.
I turned the crank we found in the lab, which was a mistake to do unsupervised, perhaps, now that I think about it.
Laboratuvarda bulduğumuz kolu çevirdim ama şimdi düşününce gözetimsiz yapmak bir hataydı.
They delivered a package for him here by mistake and I returned it.
Yanlışlıkla paketini buraya bıraktılar ve ben de ona götürdüm.
It was a mistake and it's over now.
Bir hataydı ve artık bitti.
You make some dumb mistake and ruin everything.
Aptalca bir hata yapıp her şeyi berbat ediyorsun.
Mistake?
Hata mı?
But we're down to our last coin, which allows us only one mistake.
Yani tek bir hata yapma şansımız var.
This is a mistake.
Hepsi bir yanlış anlama.
- I do know that you've made a mistake here.
Bence burada bir hata yapıyorsun.
- I've made a mistake.
- Hata yaptım. - İyisin.
If you make a mistake, it's a long way down.
Hata yaparsanız, çok yüksekten aşağı düşersiniz.
I swear, this was just a huge mistake.
Yemin ederim, sadece yanlış anlaşılma.
- Okay, this was a mistake.
- Tamam, bu bir hataydı.
I didn't walk in here by mistake.
Buraya yanlışlıkla gelmedim.
There's been a big mistake.
Büyük bir hata olmuş.
Ooh, on that question, I honestly think I was just put here by mistake.
O soru için dürüstçe söyleyebilirim buraya yanlışlıkla konduğumu düşünüyorum.
See, I must have made a mistake somewhere.
Bir yerlerde bir hata yapmış olmalıyım.
Michael made a mistake.
Michael bir hata yapmış.
You're a mistake, just like me?
- Sen de benim gibi bir hata mısın?
They made a mistake.
Hata yapmışlar.
You're rewriting history. You and I were a mistake.
Tarihi yeniden yazıyorsun.
Your brother's about to make a terrible mistake.
Kardeşin çok büyük bir hata yapmak üzere.
You made one mistake.
Tek bir hatan vardı.
Oh, Tahani, if I made one tiny mistake in my design, if there's a single glitch in the system, if even one blade of grass is angled a... a fraction of a degree off...
Tasarıda küçücük bir hata bile yaptıysam sistemde tek bir açık bile bıraktıysam...
- A mistake?
İkimiz bir hataydık. - Hata mı?