Mm hmm traducir turco
20,038 traducción paralela
Mm-hmm.
Evet.
Well, it's good to have a goal in mind, Mm-hmm. something to hope for. Mm-hmm.
İnsanın aklında bir hedef olması, uğruna umut edeceği bir şey olması iyi.
- Mm-hmm.
- Hı-hı.
- He was attacked. - Mm-hmm.
- Saldırıya uğradı.
- Mm-hmm.
- Mm-hmm.
Mm-hmm. So I know you probably don't want to do this anymore.
Şimdi artık yapasın gelmeyecek, anlıyorum seni.
- Mm-hmm, yeah.
- Evet.
Mm-hmm! - -whether the tragic incident bears any connection to the recent disappearance of Spring's daughter, heiress Lydia Spring, now missing for over four days- -
Spring'in dört gündür bulunamayan kızı ve varisi Lydia Spring'in kayboluşuyla olası bağlantısını ne teyit ne de inkar etti.
Hmm-mm.
Hmm-mm.
Mm-hmm.
Mm-hmm.
If you dent want your daughter alive then hmm go ahead
Kızının yaşamasını istemiyorsan, o zaman hımm devam et.
Hmm you should be here before we open.
Hımm, biz açmadan önce burada olmalısın.
- You really took him down with this? - Mm-hmm.
Gerçekten bununla mı indirdin?
- Actually, I'm gonna need some pants. - Yeah, mm-hmm.
- Aslında, bir pantolona ihtiyacım olacak.
- It's over. - Mm-hmm.
Bitti.
- Mm-hmm. - Where we're from, and we're all about just connecting the balls and giving people a good tour.
Biz buradan, topları birleştirip insanlara iyi bir tur vermek istiyoruz.
- Mm-hmm. - But who?
İyi ama kim?
My mother used to use it to soothe me. Mm-hmm. Our mother used that on you?
Annem bunu beni susturmak için kullanırdı.
- Mm-hmm. - Arizona.
Arizona'daki.
- Mm-hmm. - If you do, then just breathe'cause everything's fine, Michael, it's fine.
Aldıysan hemen ver çünkü her şey yolunda Michael her şey yolunda.
Mm-hmm. That is what a lot of people are saying.
- Birçok kişiden duyuyorum bunu.
Mm-hmm, the intel on Jane's body seems to have come from a number of sources from within the public and private sector.
Jane'in vücudundaki bilgi birçok özel ve kamu sektöründen gelmişe benziyor. Onlardan bir kaçının kimliğini zaten belirledik.
Mm-hmm. Psychopathy can be genetic.
Psikopatlık, genetik olabilir.
Mm-hmm. 1600 block.
Evet, 1600 no'lu blok.
- In a way. - Mm-hmm.
Bir nevi.
- Really? - Mm-hmm.
Gerçekten mi?
Mm, I like your hair.
- Hmm saclarını beğendim.
Mm-hmm. Like a river carves a canyon.
Bir nehrin vadiyi oyması misali.
And you did this chopping carrots? Mm-hmm.
- Bunu havuç doğrarken mi yaptın?
Mm-hmm. Let me give you this for now.
Şimdilik bunu yapalım.
Mm-hmm. I'll take it.
Tutuyorum.
Mm-hmm. My mother died when I was a baby.
Annem, ben bebekken ölmüş.
No cell phones for your trip? Mm-hmm.
Gezintin için cep telefonum yasak mı?
- Mm-hmm. How long?
- Ne kadar?
- Mm-hmm. - Which gives Mitchell, at most, one hour and 12 minutes to kill Brian, pose the body, clean the crime scene, and make it home in time for Tessa's birthday.
Bu da Mitchell'e Brian'ı öldürüp poz verdirmesi, olay yerini temizleyip Tessa'nın yaş gününe, eve zamanında varması için en fazla 1 saat 12 dk verir.
Mm-hmm. Yeah.
Evet.
Mm-hmm. I'm gonna need your help.
Yardımına ihtiyacım olacak.
- Mm-hmm? He pierced its heart with his wooden rod.
Senin yaşında olmayı çok isterdim.
- It's okay. - Mm-hmm?
Sorun yok.
- Mm-hmm.
- Evet.
Mm-hmm?
Evet?
One, I want you to think of it as a solo piece, - and the rest is just echo. - Mm-hmm.
Birincisi bunu solo parça olarak düşünmeni istiyorum ve gerisi sadece yankı.
What do you mean? - Mm-hmm.
Ne demek istiyorsun?
Mm-hmm. And anyone who doesn't like Brown Sugar-Cinnamon... can go to Hell.
Şeker-tarçınlı kurabiyeyi sevmeyenin cehenneme kadar yolu var.
[Nina] And I'm guessing there's also agency staff? Mm-hmm.
Sanıyorum bir de acente çalışanları var.
- _ - Mm-hmm. Excellent.
Mükemmel.
Mm-hmm. Oh, these slippery stairs.
Şu kaygan merdivenler.
This case is different, and you know it. - Mm-hmm.
- Bu dosya farklı, bunu sen de biliyorsun.
- Mm-hmm.
- Sağ ol Bec.
First, we're gonna blast the video sites. And anything veteran related. Mm-hmm.
Önce video izleme sitelerini ve gazilerle ilgili her siteyi bombalayacağız.
- Mm-hmm. - What can I get you, Gunnar?
- Nasıl bir şey istersin Gunnar?