Monique traducir turco
655 traducción paralela
Monique, lend me your pen.
Monique, kalemini versene.
Mademoiselle Monique and the weight lifter Madame Bocher and the plumber.
Mademoiselle Monique ve halterci Madame Bocher ve muslukçu.
Oh, I am Monique Blair.
- Adım Monique Blaire.
"Monique, you cannot judge a man, " by what he says "unless you see his face."
"Monique, bir adamın... yüzüne bakmadan söyledikleri konusunda karara varma sakın."
I'm Monique's mother, of course.
Ben Monique'in annesiyim.
Monique's waiting dinner for us.
Monique bizi akşam yemeğine bekliyor.
We had a home-cooked meal, and after dinner, Monique took me on a tour.
Ev yemekleri yedik. Yemekten sonra Monique bana evi dolaştırdı.
What is this, Monique?
Bu ne Monique?
Uh, Monique... In America, we have a custom called a good-night kiss.
Monique, Amerika'da bir adet vardır, iyi geceler öpücüğü deriz.
Monique, remember the day we met at Madame Brieux's, and she said something to me in French and I asked you what she said?
Monique, Bayan Brieux'da tanıştığımız günü hatırlıyor musun? Bana bir şeyler söylemişti, sana ne dediğini sormuştum.
I love you, Monique.
Seni seviyorum Monique.
Monique's father was a rare man.
Monique'in babası eşine az rastlanır biriydi.
Monique was 13 when the last Americans left the Riviera.
Son Amerikalı Riviyera'dan ayrıldığında Monique 13 yaşındaydı.
Monique was wrong.
Monique yanılıyordu.
Monique Blair, this is Britt Harris.
Monique Blaire, bu da Britt Harris.
I don't think Monique said two words on the way home.
Eve dönerken Monique çok az konuşmuştu.
You're welcome, Monique. Good night.
- Rica ederim Monique, iyi geceler.
How serious are you about Monique?
Monique konusunda ne kadar ciddisin?
I've seen you in action, comrade, and I just wanted you to know that Monique is a very nice girl, and she bruises easily.
Seni hareket halindeyken gördüm. Uyarıyorum, Monique temiz bir kız ve çabuk yaralanır.
She was in love with him.
Monique ona âşıktı.
Sam... Monique and I are going to get married.
Sam, Monique ve ben evleniyoruz.
Monique...
Monique...
Monique.
- Monique.
Uh, I guess... I guess what Sam means is I'm not going to marry you, Monique.
Sanırım Sam'in kast ettiği... seninle evlenmeyeceğim Monique.
Sam, she's gone!
Sam, Monique gitti!
I'm your... Your friend, Monique.
Ben senin dostunum Monique.
When I saw Monique's face, when I left her mother at the villa or when I got back.
Monique'in yüzünü gördüğümde mi? Annesini villada bırakıp çıktığımda mı? Yoksa geri döndüğümde mi?
I'm, uh... I'm very sorry about Monique.
Monique konusunda çok üzgünüm.
You thinking about Monique now, Britt?
Şu anda Monique'i mi düşünüyorsun Britt?
I'd had two letters from Monique while I was in the hospital.
Hastanede olduğum sürede Monique'ten iki mektup aldım.
- Ask Monique, she`s in 41
- Monique'e sor, 41 numarada.
- Monique's a real chatterbox.
- Monique gibi o da bir geveze.
With Monique? - Yes.
- İşten kaytaracaksın yani ha?
You once did an article about my wife, Monique Delvaux.
Bir keresinde karım hakkında bir yazı yazmıştınız. Monique Delvaux.
When we got married, Monique and I Delvaux had just started competition and I began testing cars.
Monique ve ben evlendiğimizde,... Delvaux yarışmaya henüz başlamıştı ve test araçlarında göreve başladım.
- Hello, Monique.
- Merhaba Monique.
What brings you to Monza, Monique?
Seni Monza'ya getiren güç nedir Monique?
What does it matter to you, Monique?
Bu seni ilgilendirir mi Monique?
Stay away from me, Monique.
Uzak dur benden Monique.
What terrible thing, Monique?
Hangi kötülük, Monique?
Come back. Monique!
Monique!
Monique Demours, professional prostitute.
- Monique Demours, fahişe.
Monique came and opened the door.
Daha sonra Monique gelip kapıyı açtı.
Monique said there was only whiskey and some vile red wine.
Monique, sadece viskiyle ucuz kırmızı şarap olduğunu söyledi.
I went with Monique to her room. Not bad.
Monique ile ikimiz onun odasına gittik.
Monique looked at me.
Monique bana baktı.
My back was to her, but I knew she was watching me.
Sırtım, Monique'e dönüktü ama beni izlediğinden emindim.
Then he told Monique to go on.
Monique'e devam etmesini söyledi.
When he...
Monique'le bu sabah gözleri parlayarak yanıma geldi.
Monique.
Monique?
Monique, it's Sam.
Monique, benim Sam.