Mouths traducir turco
1,729 traducción paralela
They'll offer Iran a place at the top table if they keep their mouths shut.
İran'a tetikler hakkında ağızlarını kapalı tutmaları şartıyla şeref mevkiinde bir yer öneriyorlar.
It's all some bugger's land. We've got mouths to feed.
Her taraf bazı alçakların malı.
On just a couple of days each year, unusually large tides in the Atlantic Ocean get funnelled into the mouths of the local rivers.
Yılın sadece çok az bir zamanında Atlantik'teki olağandışı büyüklükteki gel-gitler yerel nehirlerin ağzına doğru tüneller açarlar.
Greedy mouths wanting to be fed and who has to shoulder the burden?
Doyurulmayı bekleyen aç gözlü ağızlar... bu ağır yükü kim kabul eder ki?
But anyone mouths off'gainst her, he goes bonkers.
Fakat onun aleyhinde konuşulduğunu duyarsa, deliye dönüyor.
I figured they got plenty of mouths to feed as it is.
Sonra aileden bir boğaz olsun eksilsin bari, diye düşündüm.
Move those mouths.
Ağızlar oynasın.
You ever think about what we put into our mouths?
Ağzımıza neler koyduğumuzu hiç düşündün mü?
If I can't keep them quiet, the entire clan's gonna be after me with their mouths open and...
Sessiz kalmalarını sağlayamazsam, bütün koloni ağızları açık bir şekilde peşimde dolanmaya başlayacak ve sonra...
God knows how many mouths depending on you?
Tanrı bilir, kaç ağız senden nafaka bekliyor!
I know at times it seems like we're nothing but a bunch of back-talking sass mouths who don't know when we got it good in a nice, beautiful home.
Biliyorum bazen küstahça karşılık veren zevzekleriz. Güzel bir evde, iyi durumda olduğumuzu anlamıyoruz.
Keep your fucking mouths closed.
Sikik ağızlarınızı açayım demeyin sakın.
You try and take food out their mouths, and they will fuck you up.
Ağızlarındaki lokmaya hamle etmeye kalkarsan, seni şapa oturturlar.
You'll see, we'll meet babes... that will make our mouths water.
Görürsün bir sürü bebek gibi hatunla tanışacağız ağzımızın suyu akacak.
Like a juicy plum their dry mouths aren't permitted to touch.
Kurumuş ağızlarına ağaçtan sulu bir eriğin düşmesini beklermiş gibi bakıyorlar.
They also have mouths.
Yoksa karşılık verirler.
Is that my grail? Two Lithuanian mouths on my cock?
Benim için seçim şansı iki tane kadının ağzına alması mı?
He knows that in our lives, and that extra mouths have to feed.
Senin bizde kaldığını biliyor. Ve bu beslenmesi gereken extra boğaz demek.
Detonation coming, open your mouths!
Patlama geliyor, ağzınızı açın!
And keep your mouths fucking shut, especially you, motherfucker.
Kimseye bundan bahsetmeyin. Özellikle sen dallama.
Usually, it's much mοre romantic, arms arοund each οther, kissing, mouths open, tοngues tοuching.
O daha çok romantik pozisyonları tercih eder. Kollar birbirine dolanmış, öpüşüyor olurlar ağızlar açık, diller sarmaş dolaştır.
He comes in here in the day of our father's fuberal... he tries to blackmail us and bad mouths my novel.
Tam da babamızın cenazesinin olduğu gün gelip,.. ... bize şantaj yapmaya ve romanımı kötülemeye çalışıyor.
- ( Mouths ) - Now, I'm a bit nervous about this, but I just wanna report something going on.
Aslında, bu konuda biraz gerginim ama bir süredir olagelen bir şeyi rapor etmek istiyordum.
The main thing here that I'm really concerned about is they need to keep their mouths shut and their head down.
Bu noktada gerçekten üstünde durduğum konu ağızlarını kapalı tutup, çıkıntılık yapmayıp işlerine bakmaları gerektiğidir.
The fate of generations hang by their mouths.
Nesillerin kaderi ağızlarından düşmez.
Keep our mouths shut.
Ağzımızı kapalı tutmalıyız.
# And mouths to feed #
# Ve doyurulacak karınlar #
Mouths open, all together.
Ağızlar açık, hep beraber.
Mouths open wider, please...
Ağızlar daha da açık lütfen.
I see only 100,000 mouths to feed.
Ben sadece besleyecek 100.000 boğaz görüyorum.
♪ And mind our mouths and beware our talk ♪
# Ağzımızdan çıkanı kulağımız duyacak #
- Look at your mouths, you're Danish.
Dudaklarınıza bakın, siz Danimarkalısınız.
The very least, a lot less mouths to feed.
En azından 12 boğaz eksildi.
Their mouths were literally being gummed up.
Ağızları zamklanmış gibiydi.
Well, I thought you'd like that image, these men sitting around, "I hate the niggers," all this syrup in their mouths.
Bu görüntü hoşuna gider diye düşündüm masada oturmuş ağızlarında şerbetle "zencilerden nefret ediyorum" diyen adamlar
And then, he stares straight at me. He mouths...
Ve sonra dimdik bana baktı ve şöyle dedi...
You tell your eminent friends to shut their mouths.
Git o seçkin dostlarına, çenelerini kapatmalarını söyle.
They'd only be so many mouths to feed.
Sadece besleyecek daha fazla boğaz ederler.
Bitching about watching our mouths, about there being a problem...
Yok biz nasıl konuşuyormuşuz, yok efendim bir şey mi varmış.
Why the fuck should we watch our mouths?
Nasıl konuşuyormuşuz lan, ha?
Lauren did me a favor, saved me from getting saddled with three more mouths to feed.
Lauren bana iyilik yaptı aslında üç boğazı daha beslemekten kurtardı beni.
'Cause the next time the word "drugs" or "sex" or "tattoos" or "piercings" comes out of one of our psychic children's mouths,
Çünkü bir dahaki sefere uyuşturucu veya seks, dövme ya da piercing kelimeleri bizim medyum çocuklarımızın ağzından çıktığında seni otobüsün önüne atacağım.
"Habitat For Humanity" is like every third word out of their mouths.
"Habitat For Humanity" Bu üç kelimeden başka lafları yoktu sanki.
If you want this plan to work, whatever you say with your mouths you need to say something different with your bodies and eyes.
Eğer bu planın işe yaramasını istiyorsanız söyleyecekleriniz ile... vücudunuzun ve gözlerinizin bambaşka şeyler anlatması gerekiyor.
We got enough mouths to feed.
Doyuracak yeterince boğazımız var.
You two need to O.K. Corral it on your own. I've been blamed for putting words in people's mouths enough for one day.
Siz ikiniz, işleri kendi kendinize yoluna koymak zorundasınız çünkü ben, bugünlük insanların ağzına yeterince laf verdiğim için suçlandım.
And shut your kids mouths up!
Çoluk çocuğunuzun da çenesini kapatın.
I got 12 mouths to feed.
Beslemem gereken 12 boğaz var.
I don't want any of you shits opening your mouths.
Siz küçük pisliklerden herhangi birinizin ağzını açmasını istemiyorum.
A lot of extra mouths to feed.
Ekstradan bir sürü kişi.
Now I have mouths to feed.
- Şimdi doyurmam gereken kişiler var.
mouths words 47
mouths word 40
mouth 340
mouthwash 19
mouthing 76
mouth full 74
mouthed 31
mouthing words 35
mouths word 40
mouth 340
mouthwash 19
mouthing 76
mouth full 74
mouthed 31
mouthing words 35