Mutually assured destruction traducir turco
62 traducción paralela
So the nature of the Bond between us is in fact the threat of mutually assured destruction?
Öyleyse aramızdaki bağ, karşılıklı bir yıkım tehdidine dayalı.
M.A.D. Mutually Assured Destruction.
GKY : Garantili Karşılıklı Yıkım.
Peter, have you ever heard of Mutually Assured Destruction?
Peter, Karşılıklı Temin Edilmiş Yıkım diye bir şey duydun mu?
Try thinking of it as mutually assured destruction.
Bunu karşılıklı bir yok etme sigortası olarak düşün.
Mutually assured destruction. All I know is that party was live as hell.
Tek bildiğim iyi bir partiydi.
Get your own A-bomb, and it prevents him... from launching first. Mutually assured destruction.
Kendi kozunu bul ve onun ilk atışı yapmasına mâni ol.
Mutually assured destruction.
Karşılıklı yok edebiliriz birbirimizi.
- Mutually assured destruction.
- Karşılıklı yok etme modu.
That's mutually assured destruction, Jimmy.
Bu karşılıklı bir sigorta imha yöntemi, Jimmy.
Governments relied on the theory of mutually assured destruction to deter an all-out nuclear war, but this strategy will inevitably fail.
Hükümetler durduralamaz bir nükleer savaş ihtimaline karşı, karşılıklı yok olmanın caydırıcılığına güveniyor. Fakat bu strateji kaçınılmaz bir şekilde başarısızlığa uğrayacaktır.
Mutually Assured Destruction.
Karşılıklı Kesin Yıkım.
A simple little children's song, but it was this song that inspired my concept of Mutually Assured Destruction.
Basit bir çocuk şarkısı. Ama bu şarkı karşılıklı kesin yıkım fikrime ilham verdi.
This is the one that assures mutually assured destruction.
Karşılıklı kesin yıkımı kesinleştiren tek şey bu.
So will I. Mutually assured destruction.
Ben de. Birlikte mahvoluruz.
And so the Mutually Assured Destruction policy of the Cold War was just that.
Ve bu yüzden soğuk savaşın ortak yıkım politikası sadece.
The philosophy behind it was M.A.D., which stood for "mutually assured destruction." Today's arms race could be called
Dünyada çözücü olarak su kullanılır, sıvı haldeki su, yani ilk adım olarak başka gezegenlerde arayacağımız şey, sıvı haldeki su varlığıdır.
Mutually assured destruction.
Karşılıklı anlaşılmış iptal.
Mutually assured destruction.
Karşılıklı Mahvolma Politikası.
Mutually assured destruction.
Karşılıklı yok etme.
Mutually assured destruction.
Karşılıklı ikna yıkımı.
It's the perfect scenario for mutually assured destruction.
Karşılıklı garantili imha için mükemmel bir senaryo.
Mutually assured destruction.
Karşılıklı güvene dayalı bir şey.
- Mutually assured destruction.
- Çift taraflı bir yıkım.
You know what mutually assured destruction is, right?
Ne var biliyor musun? Karşılıklı güvence yok oldu, değil mi?
But the horrific promise of mutually assured destruction did preserve a fragile peace between the superpowers.
Fakat karşılıklı yıkımın korkunç taahhüdü süper güçler arasında hassas bir barış sağladı.
It's a state we call mutually assured destruction.
Karşılıklı kesin imha dediğimiz bir durum.
Mutually assured destruction?
Karşılıklı kesin imha mı?
Mutually assured destruction!
Karşılıklı kesin imha!
It was mutually assured destruction.
Bu bir "karşılıklı yok sayma" ydı.
Mutually assured destruction.
"Karşılıklı Yıkım"
Keep it up, and we're headed toward mutually assured destruction, so from now on, instead of fighting each other, we gang up on Reston.
Böyle yapmaya devam ederseniz iki tarafta karşılıklı olarak zarar görecek. şu andan itibaren, birbirinizle kavga etmek yerine, Reston'a karşı birlik olmalıyız.
Mutually assured destruction.
Karşılıklı güven yıkımı.
Mutually assured destruction... keeps the world spinning.
Karşılıklı kesin imha, dünyanı döndüren de bu.
mutually assured destruction?
Karşılıklı olarak birbirimizi bitirecek miyiz?
Mutually assured destruction.
İki taraf için de ortak tehlike.
Mutually assured destruction.
Karşılıklı yıkım.
You do realize that mutually assured destruction still contains the word "destruction," right?
Karşılıklı yıkımın içinde "yıkım" sözcüğünün geçtiğinin farkındasın, değil mi?
Obviously, we're in a position of mutually assured destruction.
İkimizin de eşit şekilde zarar göreceği bir durumdayız.
They nullify the threat through mutually assured destruction.
Birbirlerinin etkisini ortadan kaldıran şeyler gibi.
What would be the point other than mutually assured destruction?
Birbirlerini yok edecekleri kesinken bu konuşmanın amacı ne?
Mutually assured destruction.
Tarafların karşılıklı yok olması.
So we both share the stalemate of mutually assured destruction while our enemy, Omar Fatah, still roams free.
Sonuç olarak, düşmanımız Omar Fatah serbestçe dolaşırken biz gerçekleşmesi kesin olan karşılıklı imhamızın açmazını paylaşıyoruz.
Mutually assured destruction. One party's less likely to confess if they know it could hurt them, too. Yeah.
Karşılıklı yıkım.
Mutually-assured destruction.
Karşılıklı yok ediş güvencesi.
If I'm his wife, he can't be forced to testify against me, and he married a drug dealer, so it's kind of mutually-assured destruction.
Karısıyım, aleyhimde tanıklık yapmaya zorlanamaz. O da bir torbacıyla evlendi. İkimizin de mahvımız garanti.
It's mutually-assured destruction! '
Bu karşılıklı anlaşmalı bir yıkım.
So what happened to our mutually-assured destruction thing?
Peki ya ortak sigortamıza ne oldu?
Mutually-assured destruction.
Çift taraflı zarar.
Well, then I'm sure you're also aware that the deterrent aspect of mutually-assured destruction is predicated on the assumption that both parties are rational.
Evet. Öyleyse eminim ki bunun tabi öngörülen tahminlere göre çift taraflı yıkım olacağının farkındasındır.
Mutually-assured destruction's a powerful motivator.
Karşılıklı yıkım güçlü bir motivasyon aracı.
Mutually-assured destruction.
Karşılıklı yıkım.