My father used to say traducir turco
186 traducción paralela
My father used to say that money was made to be spent... just as men spend their strength and brains in earning it... and as willingly.
Babam hep "Para harcamak içindir" derdi. Tıpkı o parayı kazanmak için erkeğin gücünü ve aklını kullandığı gibi. En az o kadar istekli ama her zaman bir amaç uğruna...
My father used to say :
Hep dağ keçisini örnek almamızı söylerdi.
MY FATHER USED TO SAY,
Babam derdi ki :
But as my father used to say, " A reporter has to do a lot of sweating...
Babamın dediği gibi, " Bir muhabir, terlemeyi hak etmek için...
My father used to say,
Babam hep,
If I may, on the subject of women, my father used to say,
Eğer lafa girmemde bir sakınca yoksa babam kadınlar için derdi ki :
I'm a peaceable man, but my father used to say, " you raise your voice, it doesn't do any good.
Ben barışçı bir adamım. Ama babam derdi ki ; Sesini yükseltirsen işler iyiye gitmez.
My father used to say that.
Babam da böyle söylerdi!
My father used to say it all the time.
Babam da öyle söylerdi.
- My father used to say it is not good to dig up the past.
- Babam geçmişle uğraşmamalı, derdi.
You know what my father used to say... to my mother?
Babam ne derdi biliyor musun? Anneme.
My father used to say, " Morgan,
Babam eskiden derdi, " Morgan...
My father used to say, " Oliver...
Babam hep derdi ki, " Oliver...
Something my father used to say when we had a death in the family.
Babamın ailede ölüm olduğunda söylediği bir şey vardı.
My father used to say, " Jake, you got two loves in your life -
Babam hep derdi ki, " Jake, hayatında her zaman iki tane aşk vardır -
My father used to say : "There are four things that tell the world who a man is."
Babam hep şöyle derdi : "Dünyaya bir adamın kim olduğunu ifade eden dört şey vardır."
Oliver, my father used to say that a man could never outdo a woman when it came to love or revenge.
Oliver, babam derdi ki bir adam bir kadını severken ya da ondan öç alırken, asla onun üstesinden gelemez.
My father used to say that.
Babam da hep böyle derdi.
My father used to say "We're all happy, if we only knew it."
Babam eskiden hep "Eğer bunu bilseydik, hepimiz mutlu olurduk." derdi.
My father used to say that, uh you can't make a rooster stop crowing after sunrise.
Babam şöyle derdi güneş yükseldiğinde, horozu susturamazsın.
My father used to say... that in each alder branch lies a flute.
Babam derdi ki... Her kızılağaç dalında bir flüt yatar.
You know, my father used to say...
Babam söylerdi...
You know, my father used to say :
Babam hep ne derdi, biliyor musun?
Well my father used to say that the langoliers were little creatures that lived in closets and sewers and other dark places.
Şey... babam derdi ki... umacılar, dolaplarda, kanalizasyonda ve... diğer karanlık yerlerde yaşayan küçük yaratıklardır.
Yeah, my father used to say the same thing to me.
Evet, benim babam da bana aynı şeyi söylerdi.
Well, like my father used to say when I came to him with my problems- -
Şey, babama problemim olduğunu söylediğimde bana dediği gibi- -
My father used to say, when a woman doesn't want to make love to you, they usually tell you the story of their life, so why don't you?
Babam : "Bir kadın seninle sevişmek istemiyorsa genelde sana hayat hikâyesini anlatır." derdi, peki bana anlatır mısın?
"Shapely," my father used to say.
"Biçimli", derdi babam.
You know, my father used to say they seduce you with their suffering.
Babam çektikleri acılarla kendilerini sevdirdiklerini söylerdi.
My father used to say : "Big businesses make big men."
Şimdi beni iyi dinle babam hep şöyle derdi "büyük işler büyük insanlar içindir".
My father used to say that the road to hell is paved with good intentions.
Babam derdi ki, "Cehenneme giden yol iyi niyet taşlarıyla döşelidir."
That's what my father used to say.
Babam hep böyle derdi.
My father used to say that.
Babam hep böyle derdi.
My father used to say :
Babam şöyle derdi :
- Just like my father used to say.
- Eskiden babamın söylediği gibi.
My father used to say this was a time... When everybody he knew was either in jail or going to jail. Or worse.
Babam bu dönemde tanıdığı insanların ya hapiste ya da... hapse gitmek üzere olduklarını söylerdi.
My father, rest his soul, used to say a neighborhood is like an organism, a living thing, always changing, always needing something.
Babam, huzur içinde yatsın eskiden derdi ki, mahalle bir organizma gibidir. Canlı bir şey, sürekli değişir, sürekli bir şeylere ihtiyacı olur.
Your father was an expert on climates. My mother used to say that...
Baban hava durumunda uzmanmış.
Listen, as a child I used to complain to my father about not having toys and he would say this is the greatest toy ever created.
Çocukken oyuncağım olmadığı için babama hep şikayet ederdim. Babam bana şunu derdi. Yaratılmış en büyük oyuncak budur.
Well, my father always used to say that people...
Şey, babam her zaman derdi ki insanlar...
As my father, the philosopher, used to say,
Filozof babam derdi ki :
My father... Yes, when I used to ask him for six quid for the pictures, he'd say "There's pictures on the wall!"
Ne zaman filme gitmek için 6 sterlin istesem "Duvardaki resimleri seyret!" derdi.
My father's father used to say :
Babamın babası şöyle derdi :
As my father, God bless his soul, used to say in good health lies true happiness and wealth.
Babam, Allah rahmet eylesin, derdi ki ; asıl mutluluk ve varlık iyi bir sağlıkta yatar.
"Blows that don't break your back,... strengthen it." It will mean a new offensive. My father used to say :
- Babam hep derdi ki, insanın belini kırmayan darbeler...
As my dear father used to say, "When the stern call of duty comes" - -
Sevgili babamın dediği gibi, "Görev çağrısı geldiğinde..."
YES, I'M SURE THE POTENTIAL'S THERE, BUT AS MY FATHER ALWAYS USED TO SAY,
Bir potansiyel olduğu kesin... ama babam her zaman şöyle derdi :
My father used to always say...
Babam her zaman şöyle derdi...
To complete my education, my father always used to say :
Babam beni eğitirken hep şunu tekrarlardı :
My father used to say to me,
Babam bana şöyle derdi ;
My father always used to say that if business was going badly, it was because of wolves.
Babam her kötü şeyin kurtlar yüzünden olduğunu söylerdi. Vergi kurtları.