English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / inglés → turco / [ M ] / My gut

My gut traducir turco

1,019 traducción paralela
I rely on common sense and my gut feeling.
Sağduyuma güveniyorum. Ve duygularıma.
I knew it in my gut that it was that kid.
Biliyordum! Butun bunlardan o cocuk sorumluydu.
Oh my, how my gut is paining'me!
Of, bağırsaklarım patlayacak gibi.
My gut is killing me.
Bu bağırsaklar beni mahvetti.
Sure, so I get a knife in my gut.
Tabii, demek bağırsaklarımı deşecekler.
In my gut, I knew he was lying.
İçten içe, onun yalan söylediğini biliyordum.
Jack, I got a bad feeling in my gut about this mission.
Jack, içime bu görev için kötü şeyler doğuyor.
You crept into my gut.
Bağırsaklarıma indin
Nah, I thought I'd sit here and let it gnaw at my gut for a while.
Hayır, burada otururken içimi kemirsin dursun istedim.
Something that was ringing a lot of gongs from one end of my gut to the other.
İçimde bir sürü alarm zili çaldıran bir şey.
My gut tells me this, and Red agrees.
İçimden bir ses diyor, Red de hemfikir.
It's like a nail in my gut!
Karnımdaki, bir tırnak gibi sanki.
I have this rumbling in my gut... and these terrible chest pains.
Bağırsaklarımda bu gurultular... ve korkunç bir göğüs ağrım var.
My gut feeling tells me Swan is the best suspect we have so get his butt in here!
İçimden bir ses, Swan'ın şüphelimiz olduğunu söylüyor getirin onu buraya!
Deep down in my gut. Scared.
Beni içlerine almazlar diye hep korkarım.
And my gut!
Ve karnıma.
I don't know, Data. My gut tells me we ought to be listening to what this guy's trying to tell us.
İçimden bir ses, bize anlattıklarını dinlememiz gerektiğini söylüyor.
All along I felt in my gut there was somethin'wrong with him.
Onda ters bir şeyler olduğunu hissetmiştim.
I don't pretend to be a critic but Lord knows I have a gut and my gut tells me it's simply marvelous.
Eleştirmenlik taslamak istemem ama Tanrı şahidimdir ki içimden gelen ses, bana bunun tek kelimeyle harika olduğunu söylüyor.
- MY GUT TELLS ME...
- İçimdeki ses diyor ki...
My gut's telling me : Bleed Gramps dry. Mr. and Mrs. Simpson.
bağırsaklarım artık alarm veriyor bay ve bayan Simpson hoşgeldiniz merhaba.
My gut tells me we were getting too close to someone.
Sanki birisine çok yakınlaşıyor gibi hissediyorum.
This may look like a suicide, but my gut tells me... there's something else going on here.
İntihara benziyor ama duygularım bana sanki..... başka birşeyin döndüğünü söylüyor.
I felt it in my gut.
İçime doğuyordu.
And my gut is telling me that, uh... this isn't gonna work out.
İçgüdülerim bunun işe yaramayacağını söylüyor.
As I watched the kids pull out of the driveway, I got an all-too-familiar pain in my gut.
Çocukları garajdan çıkarken izlerken içimde tanıdık bir acı hissettim.
You got your test and I got my gut.
Sen kendi testini yaptın. Benim fikrim başka.
Earth Central's putting together a list of terrorist groups that might be expanding their range of operations, but my gut says that ain't it.
İdarî Merkez, etki alanlarını genişleten terörist grupların bir listesini çıkarıyor ama içgüdülerim başka şey söylüyor.
My gut tells me we should go after Chakotay... but my better judgment, tells me we should honor his request.
İçimden gelen bir ses, Chakotay'ın arkasından gitmeliyiz diyor... ama mantığımda, onun bu isteğine uymamız gerektiğini, söylüyor.
Just for the record, Morph, I always knew in my gut you'd be coming back.
Bil diye söylüyorum Morph,... geri geleceğini hep biliyordum.
My gut says I'm glad you're trailing.
Önsezim bunları, sizin daha fazla istediğinizi söylüyor.
But, my gut tells me you might be right.
Ama hislerim haklı olduğunu söylüyor.
- I always go with my gut.
- Her zaman hislerimi dinlerim.
My gut tells me we don't have any friends among the Kazon.
İçimden bir ses, Kazon'un arasında başka bir dostumuzun olmadığını söylüyor.
Your gut can talk to my judge.
Hissedebiliyorum. O his Yargıcı inandırmaz.
My gout has receded.
Gut hastalığım düzeldi
" My grandpa has gout in his foot which makes him cranky. But he is better now.
Dedemin ayağında gut vardı ve bu onu sinirlendiriyordu şimdi daha iyi.
It's all gone, my whole gut.
Hepsi bağırsaklarımdan gitti.
My guess it's was fishing gut from the gun-room but I was not present at its recovery.
Benim tahminim, silah odasından alınan olta ipiydi, fakat bulununcaya kadar açıklamamaktı.
Oh, my gout! My gout!
Ah, gut hastasıyım ben!
If I can't gut this house and make it my own I will go insane and I will take you with me!
Bu evi yıkıp baştan yapmazsam delireceğim ve seni de peşimden sürükleyeceğim!
You think a couple whacks to my good-old-boy gut will get me down?
Mideye birkaç yumruk, benim gibi bir eski toprağa bir şey yapar mı sandınız?
I never pictured God with a fat gut in a corset singing "My Way" at Caesar's Palace!
Walla ben tanrıyı hiç koca göbeğini korseyle içeri çeken bi şişko olarak düşünmemiştim Caesar's Palace'ta'My Way'i söylerken!
NATURALLY I HAVE MY... OWN GUT FEELINGS ON THIS CASE. THAT'S WHAT I'M PAID FOR,
Aslında bu davada benim kendi doğal hislerim var Ki bu yüzden bana ödeme yapılıyor.
I just got kicked in the gut by the woman who promised to have my children.
- Bende henüz çocuklarımın annesi olmaya söz veren bir kadın tarafından terkedildim.
I have to tell you that the gout have left my left leg and is travelled to my right.
Söylemek zorundayım ki gut hastalığı sol bacağımdan sağ bacağıma geçmiş.
This is my five foot, ten inches of guile, gut and gristle versus your two and a half feet of goo-goos, ga-gas and giggles.
Burası arena, 180 santimetre boyunda boya ve pislik içinde ben ; yetmiş santimetre boyunda gugu, gaga ve gülücüklerle dolu sana karşı.
When my friend Len Nickidimo had gout I was in his hospital room for three days.
Arkadaşım Len Nickidimo gut olduğunda hastanede üç gün yanında kaldım.
Yeah, Norvasc and Tenormin for my blood pressure allopurinol, colchicine, sometimes Indocin for the gout.
Evet. Tansiyonum için Norvasc ve Tenormin gut için allopurinol, colchicine, arada sırada Indocin.
This is just my initial gut feeling but I'm thinking it'd be really great.
Bu benim içgüdüsel duygularım ama çok güzel olurdu diye düşünüyorum.
No offense, I love a nice, juicy gut lecture but your intern bought me an extra half-hour for my dictations.
Alınma sakın, konuşmaları severim ama... ... stajyerin diktelerim için bana yarım saat kazandırdı.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]