My idea traducir turco
6,018 traducción paralela
Your grandma always thought that game was my idea.
Büyükannen sürekli bunun benim fikrim olduğunu düşünüyordu.
This is my idea of happiness.
Mutluluk tam da böyle bir şey.
Look, it wasn't even my idea.
Bak, benim fikrim bile değildi.
Gareth, those files were my idea. He didn't even...
Gareth, bu dosyalar benim fikrimdi.
If you recall, it was my idea.
Eğer hatırlarsan, bu benim fikrimdi.
Yes, that was my idea.
Evet, bu benim fikrimdi.
This was my idea?
Senin fikrin miydi?
My idea for a slogan is, "When you're here, then you're home."
Benim slogan fikrim, "Burada olduğun an, evinde olduğun zamandır."
This concert wasn't even my idea.
Bu konser benim fikrim bile değildi.
Not my idea of fun, but maybe she'll bring home cake.
Bence eğlenceli olmaz ama gelirken pasta getirir.
That was my idea.
Bu benim fikrimdi.
Okay, that was so not my idea.
- O hiç de benim fikrim değildi.
Yeah, strip clubs aren't really my idea of fun.
Evet, striptiz klüplerinde ben pek eğlenmem.
It wasn't my idea.
Fikir benden çıkmadı.
So that's why you were telling me my idea was so good after our Gianopolous meeting. Yeah.
Demek bu yüzden Gianopolous'la olan toplantıdan sonra fikrimin çok iyi olduğunu söyledin.
My idea.
Benim fikrimdi.
But partying with a bunch of drunken, half-naked women isn't really my idea of a good time.
Yarı çıplak sarhoş kadınlarla parti yapmak hoş zaman geçirme fikirlerim arasında yok.
But it's my idea of a good time.
Benim hoş zaman geçirme fikirlerim arasında ama.
Anyway, about my idea for the fridge in the break room...
Neyse ne diyorduk mola odasındaki bu buzdolabı ile ilgili..
When I had my idea about the fridge, I... I never thought it would lead to this.
Buzdolabı ile ilgili olan fikrimi anlatayım derken, Ben... işin bu noktaya geleceğini hiç düşünmemiştim
At first I could not stand the idea... that they would take the heart from my daughter body.
İlk başta kızımın vücudundan kalbini alacakları fikrine alışamadım.
I had no idea how worthwhile until I laid my eyes on you.
Seni görene kadar ne kadar karlı olacağımı bilmiyordum.
I have no idea how my truck ended up out there.
Kamyonetimin oraya nasıl gittiğini bilmiyorum.
If you weren't busy making fun of my childhood you could see I'm not really high on the idea of family planning right now.
Belki de çocukluğumla eğlenmekle bu kadar meşgul olmasaydın kafanı kaldırıp etrafa bakar ve aile planlamasını düşünecek havada olmadığımı görebilirdin.
Look, I don't know who you are, and I have no idea if you know who I am, but I just delivered my baby in the middle of the woods, and we've been running for our lives ever since.
Bak, ben seni tanımıyorum ve senin beni tanıyıp tanımadığını da bilmiyorum ama bu bebeği ormanın ortasında doğurdum ve o zamandan beri de hayatımız pahasına kaçıyoruz.
It was my company's idea I show up here.
Buraya gelmem şirketimin fikriydi.
So I'm actually getting my PhD right now at Berkeley, and one of the crazy, fascinating things that I've been studying is that sitting in chairs is a totally antiquated idea.
Doktoramı Berkeley'de yapıyorum bu da çılgın, büyüleyici şeylerden bir tanesi. O yüzden sandalyede oturmuş çağdışı fikirleri öğretiyorum.
I have no idea if my letter got to Ben or if he got it to Washington or if any of I! meant a damn thing.
Mektubum Ben'e mi, Washington'a mı gitti yoksa herhangi bir sözü bir şey ifade ediyor mu bilmiyorum.
I had no idea fashion changed so drastically since my era.
Benim dönemimden beri modanın bukadar değişeceğini sanmıyordum.
I have an idea where Abraham's keeping my wife.
Galiba Abraham'ın karımı nerede tutuğunu biliyorum.
- Yeah, and you thought my tiny island idea was dumb.
Evet, bir de benim küçük ada fikrimin aptalca olduğunu düşünmüştün.
Oh, oh, okay, listen, um, I know this may seem like a foreign concept to you, but the idea of my mother being in harm's way- - it does not sit well with me.
Tamam, dinle bu kavrama yabancı olabilirsin ama annemin tehlike içinde olması bana normal gelmiyor.
Oh, my God, what a great idea, Steve!
Tanrım, ne kadar harika bir fikir, Steve!
I THINK MY DATE GETS THE IDEA.
- Hayır, teşekkürler.
I have no idea why my house exploded.
Evim neden havaya uçtu en ufak bir fikrim bile yok.
No, that's my slogan idea.
Hayır, bu benim seçilmesini istediğim slogan.
Do you have any idea how this will shame my family in Scotland?
Bunun İskoçya'daki aileme nasıl bir utanç vereceğini biliyor musun?
Sir, there's an idea in my mind.
- Efendim, aklımda bir fikir var.
Do you have any idea what your spiteful retaliation did to my son?
Kindar karşılığının oğluma ne yaptığını biliyor musun?
Rachel, do you have any idea how many times I have wished that they hadn't gone out that night or that they had taken a different route home or any one of a thousand other things, but the one thing--the one thing that I never wished is that my father hadn't been drinking the night that he got killed by a drunk- -
Rachel, kaç kere onların o gece gitmiş olmamalarını, yada farklı bir yoldan gitmelerini, yada daha başka bin bir türlü şey diledim, ama bir tek şey, tek ummadığım şey babamın sarhoşken kendini öldürdüğü gece sarhoş olduğu- -
Yeah, my therapist thinks - it's a good idea.
Kapanış falan.
Because the idea of you with that man makes my blood boil.
Çünkü seninle onun beraberliği beni çıldırtıyor.
Truly. As much as my rational mind rebelled against the idea, I knew in my heart I was no longer in the 20th century.
Her ne kadar makul zekam bu fikre karşı isyan ettiyse de artık 20. yüzyılda olmadığımı kalbimde biliyordum.
Look, you, um... you put the idea of a movie in my head, so I was gonna go catch a late show.
Aklıma film fikrini soktun o yüzden son seansa yetişeyim diyorum.
- Your last idea... if memory serves, it landed you on my cell block.
- Son buluşun doğru hatırlıyorsam seni hapishane hücreme taşıdı.
He can't know it was my idea.
Benim fikrim olduğunu bilmemeli.
I-I-I thought it was a terrible idea, at first, so utterly complicated, but then I realized the reason I was turning my back on the possibility had to do with other parties.
Be-be-ben başta berbat bir fikir diye düşündüm, tamamen karmakarışık, ama sonra başka partilerde olma olasılığıma sırtımı dönme sebebini hatırladım.
You put the idea in my head.
- Fikri sen verdin.
Oh, my God, it's still such a bad idea.
Bu hâlâ çok kötü bir fikir.
- Oh! - Wait, so you're not even gonna acknowledge my petting zoo idea?
Yani benim evcil hayvan çiftliği fikrimi hiç onaylamadınız bile?
I've lived my life on the idea.
Ben bu fikre göre yaşadım.