English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / inglés → turco / [ M ] / My little

My little traducir turco

26,532 traducción paralela
It's my daughter, my little girl.
Bu benim kızım, küçük kızım.
My little girl came back to me.
Küçük kızım bana geri döndü.
And you got a crush on my little brother.
- Kardeşime karşı boş değilsin.
After that, you weren't my little brother anymore.
Ondan sonra artık küçük kardeşim değildin.
I'll come back for you when the time's right, my little sweet pea.
Doğru zaman geldiğinde senin için döneceğim, benim küçük bezelyem.
You're my little brother, amigo.
Benim küçük kardeşimsin, dostum.
I'll just check my little... my little thing.
Şeyimi kontrol edeceğim.
How's my little man?
Küçük adam nasıImış bakalım?
I like my giant iPad and my little iPad almost as much as my regular-sized iPad.
Devasa iPad'imi ve küçük iPad'imi en az normal boyuttaki iPad'im kadar çok seviyorum.
My little collaborator.
Güzel işbirlikçim.
So, look, uh, my little dude, he's gonna need a big brother, too.
Benim ufaklığın bir ağabeye ihtiyacı olacak.
Hey... so, since my little getaway got washed out, I was thinking about going up to my folks place in the Hamptons for a day or two...
Kaçamağım suya düştüğü için birkaç günlüğüne Hamptons'daki eve gitmek istiyorum. Sen de gelmek ister misin?
Look, man, you're my little brother, okay?
Bana bak dostum, sen benim küçük kardeşimsin tamam mı?
It's a loop, a trap I can't get out of because I can't stand by and... And let my little daughter die. I can't.
Bu bir döngü kurtulamadığım bir tuzak, çünkü öylece durup küçük kızımın ölümüne izin veremem.
So sad you'll have to go, my little king.
Çok üzgünüm ama gitmeniz gerek, küçük kralım.
Thank God for your mother, Ray,'cause at that time in my life, I had very little to offer, I must admit.
Tanrı annenden razı olsun Ray çünkü hayatımın o döneminde itiraf etmeliyim, çok az şey sunabiliyordum.
Now I could sit here and shoot the shit all day, but as can see, my father's a little uptight.
Bütün gün burada oturup seni vurabilirim ama gördüğün gibi babam biraz gergin.
My dad's a Hollywood legend, and I'm just a little prick from Calabasas.
Babam Hollywood'da efsane ama ben Calabasaslı bir zibidiyim.
When I was little, my mother, she took my brother Ray and me to this swim class at the Y.
Küçüklüğümde annem Ray ve beni Y'de bir yüzme kursuna yazdırmıştı.
I can't believe I shared my pain and bared my vulnerable soul, and Mr. Chin Ho Kelly can't even tease us with a little tidbit.
Acımı paylaştığıma ve hassas ruhumu önünüze serdiğime inanamıyorum. Bay Chin Ho Kelly ise ağzımıza bir parmak bal çalıyor.
Uh, I'm gonna be sure and tell my nephew that next time he cries because his little brother crushed his tower.
Bir dahaki sefer yeğenlerim ağladığında, onlara anlatacak bir hikayem olduğundan artık eminim.
It's just a little hard to get work done at my house right now.
Şu anda evde çalışmam biraz zor olduğundan geldim.
You know, it's a little offensive that you think singing a pop song is gonna solve my problems.
Bir pop şarkısı söylemenin sorunlarımı çözeceğini düşünmeden biraz incindim doğrusu.
It felt a little close to my Chicken Pot Pirate.
Tavuklu Kiş-ilik karakterime benziyordu biraz.
I rode up her driveway, and I could see when she opened the door through the little slits in my helmet what her answer was gonna be.
Garaj yoluna girdim ve miğferimdeki küçük deliklerden daha kapıyı açtığında cevabının ne olacağını görebilmiştim.
I guess what this proves is, there's a little bit of prejudice in everyone - - you, me, the neighbor across the street judging me for my cameras.
Herkeste biraz ön yargı olduğunu kanıtlıyor sanırım bu. Sizde, bende. Kameralarım için beni yargılayan karşı komşularımızda.
Makes me think of bringing my own horse in for a little love.
Kendi atımı da küçük bir aşk için getirmemi düşündürtüyor bana.
Mr. Stokes, welcome to my humble little town.
Bay Stokes, mütevazı küçük kasabama hoş geldiniz.
I'm gonna check in my hotel, relax a little bit before the games begin.
Otelime yerleşecek ve oyun başlamadan biraz dinleneceğim.
Truth is, we both know I'm a little self-destructive, and... lately I've been on this roll where I love my job, I'm even doing well with the ponies, and I can sabotage myself when I have all that I want.
İşin doğrusu, ikimiz de biraz kendime zarar vermeyi sevdiğimi biliyoruz ve son zamanlarda şansım yaver gidiyor, işimi seviyorum hatta at yarışından bile iyi kazanıyorum ve tüm istediklerime sahipken kendimi sabote edebiliyorum.
I was so happy to wake up in my bunker and not some alien mother ship, but also, same time, a little bummed it didn't happen.
Uzay gemisi yerine bodrumumda uyandığım için çok mutluyum ama aynı zamanda biraz da hayal kırıklığına uğradım.
You have seen my reign. That traitorous thoughts you have cooking that your little head?
O küçük kafanın içinde büyüyen ihanet tohumları neler?
Well, I'm guessing that Aaron doesn't have a clue that I exist and might be a little surprised to hear that just days ago, you were kissing me in my shower.
Bana öyle geliyor ki Aaron'ın varlığımdan bile haberi yok ve birkaç gün önce duşta senin beni öptüğünü duysa biraz şaşırır.
A little PDA, and I'll be on my way.
Herkes senin beni sevdiğini görsün sonra sen yoluna ben yoluma.
Okay, so, just a little public display for my co-workers, and you'll never have to see me again.
Biraz da iş arkadaşlarıma gösteriş yaptıktan sonra beni bir daha asla görmene gerek kalmayacak.
My first kid was so huge, this one just slipped out a little early.
İlk çocuğum çok büyüktü buncağız da biraz erken doğuverdi.
I passed out on his porch one night, woke up, there was a little mint next to my head.
Bir gece onun bahçesinde sızmıştım, uyandığımda kafamın arkasında biraz nane kalmıştı.
You know... Maybe it's none of my business, but weren't you a little hard on Colt?
Biliyor musun... belki bu beni ilgilendirmez ama, Colt'a biraz fazla yüklenmedin mi?
My sister Clara, she used to make strawberry pie for me when I was little.
Kardeşim Clara, küçükken bana çilekli pasta yapardı.
Sometimes I just lie in my bed at night and cry'cause I want that little man with the dirty fingers and the missing tooth, you know?
Bazen geceleri yatağımda uzanıyorum ve ağlıyorum çünkü o parmakları kirli dişleri dökülmüş küçük adamı geri istiyorum, anlıyor musun?
Move my 4 : 00 to 3 : 00, Bonnie Wheeler's office, can you hold for a little bit?
- Bonnie Wheeler'ın ofisi, bekler misiniz?
When I was little girl, I used to watch out the back of my trailer every night and look at the cars turn their lights off.
Ben küçük bir kızken her gece karavanımın arkasından dışarıyı izlerdim ve arabaların ışıklarını kapatmalarına bakardım.
My fingers are a little tingly.
Parmaklarım da biraz sızlama var.
But it was a little weird to hear Batman say, "Don't ring the doorbell or my poodles will go crazy."
Fakat Batman'in şöyle dediğini duymak tuhaf oldu "Zile basmayın yoksa kanişlerim çılgına döner."
I might've embellished my profile a little.
Biyografimi biraz süsleyerek anlatmış olabilirim.
I also called the bank, did a little digging on my own.
Bankayı da aradım, kendim biraz sorup soruşturdum.
Now that Danny's gone, and I'm starting to sober up, get my shit together a little bit, I think you're scared.
Şimdi Danny yok, ben de yavaş yavaş düzelmeye biraz toparlanmaya başladım ya, bence siz korkmaya başladınız.
Can you take over my portion just a little bit?
Ben de para biriktirmiştim.
- Because they're little narcissists and they're gonna make it about them, then I'm gonna have to manage their feelings about it instead of my own when I'm the one who needs support, so...
Çünkü hepsi narsist ve konuyu kendilerine çevirecekler. Sonra onların hisleriyle uğraşmak zorunda kalacağım. Desteğe ihtiyacı olup kendime odaklanmam gerekirken.
How dare you swindle my innocent little sister?
Benim saf kardeşimi ne cüretle dolandırırsın?
And I kept my eyes closed and... the closer that the sound of that little truck got, the more...
Gözlerimi kapalı tuttum. Kamyonetin sesi yaklaştıkça daha çok...

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]