English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / inglés → turco / [ N ] / Namib

Namib traducir turco

47 traducción paralela
So some die and some live in the heart of the unearthly Red Namib Desert in southwest Africa on the tropic of Capricorn.
Böylece Oğlak Dönencesi üzerinde, Güneybatı Afrika'da bulunan ve bu dünyaya ait değilmiş gibi görünen Kızıl Namibya Çölü'nde kimileri ölür, kimileri hayatta kalır.
And on the fringes of the Red Namib lives the real miracle of the desert, the oryx.
Ve Kızıl Namib'in kıyılarında gerçek bir çöl mucizesi yaşar, Afrika antilopu.
The austere beauty of the Namib remains undisturbed because man finds the region so intimidating, he hardly ever intrudes.
Namib'in haşin güzelliği halen kimse tarafından bozulmamıştır çünkü insanlar bu bölgeyi öyle korkutucu bulurlar ki, buraya hemen hemen hiç gelmezler.
But to the oryx and the little creatures of the Namib this waterless, hostile desert is paradise.
Fakat Afrika antilopu ve Namib'in minik yaratıkları için bu susuz, çetin çöl cennettir.
The White Namib, a region of rugged moonscapes and endless vistas.
Beyaz Namibya Çölü, ay yüzeyi gibi engebeli arazilerin ve sonu olmayan manzaraların diyarı.
Trees are very scarce in the White Namib so the little weaverbirds have learned to share and cooperate.
Beyaz Namib'de ağaçlar çok seyrek bulunur bu yüzden dokumacı kuşlar paylaşmayı ve işbirliğini öğrenmişlerdir.
The vast White Namib is only a narrow band on the map of the immense African continent but it's gradually encroaching deeper and deeper inland creating a region of scrubby growth and very little grass :
Engin Beyaz Namib, devasa Afrika kıtasının haritası üzerinde dar bir şerit gibidir fakat gittikçe daha derinlere, iç kısımlara doğru, bodur bitki örtüsünden ve az miktarda ottan ibaret bir bölge yaratarak genişlemektedir :
The Pre-Namib, where the dainty springbok roam.
Zarif, keseli antilopların gezindiği Pre-Namib.
This used to be lush grassland, but for the past 1 0,000 years the Pre-Namib has been slowly drying out, and the animals and plants that live here have to adapt to a climate where the rainfall gets less and less as the years pass.
Burası bir zamanlar verimli bir otlaktı, ancak Pre-Namib 10bin yıldır yavaşça, öylece kuraklaşmakta, ve burada yaşayan hayvan ve bitkiler yağış miktarının yıllar geçtikçe gitgide azaldığı bir iklime uyum sağlamak zorunda kalmaktadır.
An incredible variety of animals have accepted the challenge of living in the Pre-Namib where you are never sure whether it'll rain this year or next year.
Yağmurun bu yıl mı yoksa gelecek yıl mı yağacağından hiç emin olamadığınız Pre-Namib'de yaşamanın zorluklarına katlanmayı, inanılmaz değişik türde hayvan kabul etmiştir.
There's a whole treasure house of animal life in the wide and thirsty Pre-Namib.
Geniş ve susuz Pre-Namib, hayvan yaşamı açısından tam bir hazine evidir.
This is a full-time job, because each egg is a whole meal and there are many freeloaders in the Namib.
Bu tam zamanlı bir iş, çünkü her bir yumurta, yemek demek ve Namib'de çok beleşçi var.
These are some of the animals who are at home in the Pre-Namib.
Bunlar evleri olan Pre-Namib'de yaşayan hayvanlardan bazıları.
In the southern part of the Pre-Namib, billions of seeds lie waiting for years in the dust of the desert floor.
Pre-Namib'in güney kısmında, çöl zemininin tozu içinde yıllardır bekleyen milyarlarca tohum bulunur.
For a few weeks, the Pre-Namib tries to recapture the glories of the past when this was a paradise.
Birkaç hafta boyunca, Pre-Namib, geçmişte buraları cennetken sahip olduğu ihtişamı tekrar elde etmeye çalışır.
There is one spot in the Pre-Namib that is a year-round paradise because the Cubango River streams out of the Tropics.
Pre-Namib'de yıl boyunca cennet olan tek bir yer vardır çünkü tropik kuşaktan gelen Kubango nehri buraya akar.
The weavers here don't build condos like those in the White Namib.
Buradaki dokumacı kuşları Beyaz Namib'dekiler gibi apartmanlar inşa etmezler.
They're unaware that their bounteous habitat is a small green world floating in the vast emptiness of the Pre-Namib.
Bu cömert habitatın, Pre-Namib'in devasa hiçliği içinde yüzen küçük, yeşil bir dünya olduğundan habersizler.
The Pre-Namib, again, is dwarfed by its neighbor on Capricorn, the Kalahari.
Pre-Namib, oğlak dönencesindeki komşusu olan Kalahari'nin gölgesinde kalmıştır.
Oryx, who, unlike their cousins in the Namib, revel in the abundant water.
Namib'teki kuzenlerinin aksine suda eğlenen Afrika antilobu.
In the Namib Desert, only wind has shaped the surface sweeping the parched sand into dunes, nearly 1,000 feet high.
Namib Çölü'nde yüzeyi sadece rüzgarlar şekillendirmiştir. Kavrulmuş kumu önlerine katarak 300 metreye varan kum tepeleri oluştururlar.
I'm on the southern edge of the Namib Desert.
Namib Çölü'nün güney ucundayım.
And in the driest times of all, when sandstorms blow across the Namib, it may be covered up completely.
En kuru zamanlarda, Namib'de kum fırtınaları eserken tam olarak üzeri örtülebilir.
In Africa's Namib Desert, another insect-hunter swims after prey, but without a drop of water in sight.
Afrika " nın Namibya çölünde bir başka böcek avcısı av peşinde yüzüyor. Ancak burada tek damla bile su yok.
The Namib Desert.
Namibya Çölü.
This is the Namib desert in Namibia, in south-western Africa.
Bu Güney Afrika Namibya'daki Namib Çölü.
These are the dunes in the Namib desert.
Bunlar Namib çölünün kum tepecikleri.
And the reason we're here in the Namib desert is that this is a great analogue for the surface of Mars.
Ve burda Namib Çölü'nde olmamızın sebebi, Mars'ın yüzeyiyle olan muazzam benzerliği.
Well, this is Namibia's Skeleton Coast, where the cold waters of the South Atlantic meet the Namib Desert.
Burası Namibya'nın İskelet Sahili. Burada, Güney Atlantik'e giden soğuk su Namib çölüyle birleşir ve burası yeryüzünde en yaşanılmaz yerlerden biridir.
This sea of shifting sand is the Namib Desert, the oldest desert in the world. And as the wind blows the sand off the top of the dunes, this landscape is constantly changing.
Bu değişken kum denizi Namib Çölü'dür yeryüzündeki en yaşlı çöl ve rüzgar kum tepelerinden kumları süpürdükçe, bu yeryüzü parçası sürekli değişiyor.
Namib Desert
Namib Çölü
The Namib.
Namib.
If it's hard enough for a tiny wasp to survive here in the Namib, how is it possible for a giant?
Namib'de minik bir arının yaşaması... böyle zorken, bir dev ne yapar?
To imagine what it would've been like, you've got to think of something like the Namib Desert in south-western Africa where you've got dunes that are maybe 100 metres or so, several hundred feet high.
Nasıl bir yer olduğunu hayal etmek için Güneybatı Afrika'daki Namib Çölü'nü düşünebilirsiniz. Orada her yüz metrede bir kum tepesi bulunur ve boyları onlarca metredir.
The Namib desert. It's been here for over fifty million years.
Namibya Çölü elli milyon yıldan daha fazla zamandır burada.
East of the Namib lies the realm of the scorched plains.
Namibya'nın doğusunda kavrulmuş düzlükler uzanır.
The Namib desert, one of the most exposed places on Earth.
Namib Çölü, Dünya'daki en korunaksız yerlerden biridir.
One habitat is even more exposed than the Namib.
Tek bir yaşam alanı Namib Çölü'nden bile daha korunaksızdır.
It's the Namib Desert.
Namib Çölü.
"Namib" in the local dialect means "big nothing".
Yerel lehçedeki "Namib", "büyük hiçbir şey" anlamına gelir.
We've just crossed the Namib Desert in three beach buggies.
Az önce geçtik. Namib Çölü Üç plaj arabasında.
The Namib in south-west Africa.
Güneybatı Afrika'daki Namib Çölü.
Dawn in the dunes of the Namib, and something magical is happening.
Namib'in kum tepelerinde şafak vakti ve büyülü bir şeyler oluyor.
Some of the Namib's dunes are 1,000 feet high, the tallest in the world.
Namib'in bazı kum tepeleri 300 metre yükseklikleriyle dünyanın en uzun kum tepeleri.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]