Naptime traducir turco
47 traducción paralela
Silence. Naptime.
Uyku saati!
Come on, babies, naptime.
Haydi çocuklar kestirme vakti geldi.
It's naptime.
Uyku zamanı!
Honey. Baby, it's naptime.
Tatlım, Baby, uyku zamanı.
It's naptime.
Onların uyku zamanı.
I'm telling you something, that first smoke after naptime...
Birşey söylüyorum, uyuduktan sonraki ilk sigara...
Boy, naptime was a lot more fun after that.
O günden sonra uyku vakitleri daha eğlenceli geçmeye başlamıştı.
Naptime's over.
Uyuklamaya son.
At 11 : 30 we have naptime, followed by finger-painting.
Serbest resim çalışmasından sonra 11 : 30 dinlenme vaktidir.
One day during naptime Sara wasn't really asleep.
Bir gün, uyku saatinde Sara aslında uyumamıştı.
He ruined naptime and quiet time.
Hem uyku saatini, hem dinleme saatini mahvetti.
Her classmate shot at her with a toy gun at naptime.
Bir arkadaşı okulda yapmış.
He cut your daughter's hair during naptime today. This is Su Chao-pin.
Bu Su Chao-pin.
- No, it's still naptime.
- Hayır, hâlâ uyku zamanı.
I said, it's still naptime.
Hâlâ uyku zamanı dedim.
He hasn't gotten an A since naptime in kindergarten.
Yuvadaki uyku saatinden beri hiçbir dersten "A" almamıştı.
Naptime isn't over yet.
Uyku vakti henüz bitmedi.
Is there anything further I can assist you with during my naptime?
Öğle uykum arasında size yardım edebileceğim başka bir konu var mı?
Oh, come on. It's naptime.
- Yapma, şimdi uyku saati.
Naptime for bunny rabbits.
Tavşanlar için uyku vakti.
Remember, we used to rock the kazoo at naptime.
Hatırlıyor musun uyku zamanında ortalığı dağıttığımız dansı.
And now, if the court will allow me, it's naptime.
Ve şimdi, mahkeme izin verirse, şekerleme yapma zamanı.
Naptime's over.
Kestirme zamanı doldu.
Then it's naptime.
Sonra şekerleme vakti geliyor.
You didn't need to come home during naptime.
Uyku vaktinde eve gelmene gerek yok.
Hey, Lennox, is it naptime?
Hey, Lennox, beşik vaktin mi gelmiş?
Naptime's almost over.
Uyku süresi dolmak üzere.
Because I sat next to Stanley for years, and this is naptime.
Çünkü yıllardır Stanley'nin yanında oturdum ve şu an kestirme zamanı.
- Open-eye naptime.
- Açık gözle kestirme.
Nobody wanted to have naptime with you, nobody wanted to do coloring with you or nothing. Because of your little seizures and didn't nobody want to catch that shit!
Krizlerin yüzünden kimse seninle şekerleme yapmak istemedi, kimse seninle boyama ya da herhangi bir şey yapmak istedi, ne de o zırvalığı kapmak.
- Remember naptime?
- Kestirmeyi unutmayın?
He means physically. Mentally, it's naptime, bea.
Aklen, uyku zamanı, Bea.
A 1 : 00 naptime.
Saat 1'de uyku demek?
Gotta kind of play naptime by ear, really feel it out, wait for a yap-free window.
Uyku saatini hissedebiliyor resmen. Sonra gelip bağıracak cam arıyor.
It's her naptime, and I wish I could stay and visit longer.
Onun uyku saati geldi, keşke sizinle daha uzun kalıp sohbet edebilseydim.
Naptime is not a superpower.
Kestirme yapmak özel bir güç değildir.
Naptime.
Uyku vakti.
Naptime is on there twice?
Kestirme saatini iki kere yazmışsın?
Will they do this before or after their naptime?
Bunu öğle uykusundan önce mi yaparlar sonra mı?
Okay, miss moneybags, what do you say I tell you a naptime story about a young man who needs a loan?
Pekâlâ, Bayan Para Çuvalı sana borç isteyen genç bir adamla ilgili bir masal anlatmamı ister misin?
Okay, children, naptime.
Tamam çocuklar, uyku vakti.
It's naptime.
Uyku zamanı.
- It's naptime.
- Şekerleme zamanı.
Naptime.
Şekerleme zamanı.
You're ruining my naptime.
Şekerlememi mahvediyorsun.
Hey, getting naptime?
Şekerleme mi yapacaksın?
It's naptime here in apartment 4D.
4D dairesinde uyku zamanı.