Natty traducir turco
47 traducción paralela
Oh, that's awful nice of you to say that, Natty.
Bunu söylemen ne hoş Natty.
Natty, Miss McGillvary is my guest.
Natty. Miss McGillvary benim konuğum.
- Good night, Natty!
- İyi geceler. Natty!
No more, Natty!
Yeter. Natty!
Please, stop it, Natty.
Lütfen. Kes şunu. Natty.
Natty, shut up!
Natty. Kes sesini!
Please, Natty, go home.
Lütfen Natty. Eve git.
Natty.
Natty.
Except Natty.
Natty dışında.
Natty we maybe kill.
Natty'i belki öldürürüz.
Hi, man!
- Oh, Natty! Burada ne işi var?
But he's a natty dresser.
Ama iyi giyiniyor.
Plus he's quite the natty dresser.
Artı oldukça da şık giyiniyor.
Looked rather natty, truth be told, you know?
Gerçeği söylemek gerekirse, bayağı şık görünüyordu.
What was natty?
Şık olan neydi?
I wanna hear about the natty thing.
Şık olanı duymak istiyorum.
It's natty.
Çok hoş.
He came out, this natty figure walked to the center of the stage raised his hand said, "Comrades!" The next speaker was Charlie.
Bir sonraki konuşmacı Charlie'ydi.
You're a natty dresser.
Senin gösterişli bir kıyafetin var.
God, Nettie, come on now.
Tanrım Natty, hadi.
Very natty.
Oldukça ince bir işçilik.
It's a bit natty, though, isn't it?
- Biliyorum. Zarif değil mi?
- Natty?
- Zarif mi?
Like, oh, my gosh, I was online today looking at natty ho's, and your picture popped up, and you were, Iike, topless, and I thought,
Tanrım, dedim, bugün internette dolanıyordum, ve ekrana senin fotoğrafın geldi, ve sen üstüszdün, ve düşündüm,
" Who the hell would put a natty picture of themselves like that online,
" Kim internete vücudu güzel değilken, göğüsleri bile,
I'm off to a very promising job interview which explains my natty attire.
Umut vaat eden bir iş görüşmem var. O yüzden şık giyindim. Bana şans dileyin.
As you can see from his rather natty badge, this is your new classmate, Will.
Şık yaka kartından anlayacağınız üzere bu, yeni sınıf arkadaşınız Will.
Natty scooter.
Süslü motosiklet.
That's enough for the short bus... and two cases of Natty light for the ride home.
Bu hem otobüse yeter, hem de eve dönerken içmek için iki kasa biraya.
Him sing about it in "Natty Dread".
Bob Natty Dread'de söyler.
I can't refuse it And Bob invited us to do the Natty Dread tour.
Bob bizi Natty Dread turnesine soktu.
" Natty mash it in-a Zimbabwe.
"Zimbabwe'yi eziyorlar."
Natty, open up!
Natty, aç şunu!
Well, when I wasn't chugging natty lights in the basement of Chi Gam.
Chi Gam bodrumundaki süslü ışıkları tekmelemediğim zamanlarda, evet.
I want to throw a natty light at a cop car!
Polis arabalarına bira şişesi atmak geliyor içimden!
Oh, it's really hard to take you seriously when you smell like Natty Ice.
Süslü bir dondurmaya benzediğin zaman seni ciddi almak zor oluyor.
Natty Longshoe's Comical Castle.
Natty Uzunpabuç'un Komik Kalesi.
Right, let's all spend the night at Natty Longshoe's Comical Castle.
Pekâlâ, geceyi Natty Uzunpabuç'un Komik Kalesi'nde geçirelim.
Well, unless there's a keg of natty ice somewhere and Monica's passed out in the corner, I don't think this is anything like b-school days.
Tamam, Bir Natty Ice fıçısı olup da Monica bir köşede sızmadığı sürece işletme okulundaki gibi bir parti olduğunu sanmıyorum.
You'd look quite natty.
Sen çok zarif görünürdün.
Because not a lady in the world can resist a natty old BMX bike.
Çünkü dünyadaki hicbir hatun öyle güzel bir BMX bisikletliye hayir diyemez.
Bud, Bud light, Coors, Coors light, Miller, Miller light, Natty light, Michelob light, Sierra Nevada, PBR, Rolling Rock, Stevens Point,
Bud, Bud Light, Coors, Coors Light Miller, Miller Light Natty Light, Michelob Light, Sierra Nevada, PBR Rolling Rock, Stevens Point Yuengling, Lord Chesterfield, Genesee Cream, Schaefer New Albion, Heineken ve Guinness.
Tiny one at that, couldn't even fit a case of fucking natty light in it.
O kadar küçüktü ki içine bir kasa natty light * bile sığmıyordu.
He looked quite natty.
Çok şıktı.
Natty dresser.
Çok hoştu.