Neal traducir turco
3,586 traducción paralela
Neal?
Neal?
If Neal suspects anything, it's gonna make everything we have to do that much harder.
Neal birşeyden şüphelenirse, bu yapmak zorunda olduğumuz şeyleri daha zor hale getirir.
Emma and Neal?
Emma ve Neal?
Actually, he's engaged to someone he met in New York.
Aslında Neal New York'da tanışdığı biriyle nişanlı.
There was no time to change, so Neal gave me his scarf to hide the stains.
Değiştirmek için zamanımda yok derken, Neal bana atkısını vererek lekeyi gizledi.
I'm not a fool, Neal.
Ben aptal değilim, Neal.
If you wanna be with her, Neal, you could have told me, instead of making up crap to force me away.
Onunla olmak istiyorsan, Neal, bana söylemelisin, Yolunuzdan çekilirim.
Here's the thing, Neal.
olay şu ki, Neal.
Neal.
Neal.
Are you and Neal here for the magic?
Sen ve Neal Sihir için mi burdasınız?
Neal has nothing to do with any of this, okay?
Neal'in bunlarla hiç bir ilgisi yok, tamam?
I'm turning back to wood, Neal.
Oduna dönüyorum, Neal. ( bir gün bi baltaya sap olursun takma bu kadar xD )
I don't have much time. Neal's in the shower.
Fazla vaktim yok Neal Duşta.
Neal told me all about them.
Neal bana haklarındaki her şeyi anlattı.
What do you wanna hear, Neal?
Ne dememi istiyorsun Neal?
- It kills me that I let August talk me into letting you go.
- Neal... - August'un beni peşini bırakmaya ikna etmiş olması beni deli ediyor.
As far as Emma and Neal are concerned, I'm just running on the beach.
Emma ve Neal'a göre ben sadece plaja koşmaya geldim.
Who, Emma and Neal?
Kim? Emma ve Neal mi?
I have to keep magic out of this world, Neal.
Sihri bu dünyadan uzak tutmalıyım Neal.
Neal, you're a good man.
Neal, sen iyi bir adamsın.
Neal, please don't make me.
Neal, lütfen beni buna zorlama.
I'm sorry, Neal.
Üzgünüm Neal.
- Neal!
- Neal!
Where's Neal?
Neal nerede?
Yeah, Neal's doing the same for me.
Evet, Neal da aynı şeyi bana yapıyor.
If the world found out about this place, do you know what that would mean for Henry or Neal?
Eğer dünya burasının olduğunu keşfetse, bunun Henry ya da Neal'a ne anlam ifade ederdi biliyor musun?
For the last time, I don't have feelings for Neal.
Son kez diyorum, Neal'a karşı bir şey hissetmiyorum.
- you, me, and Neal.
- Sen, Ben, ve Neal.
Neal and I are not getting back together.
Neal ve ben tekrar bir araya gelmeyeceğiz.
I am onto Tamara for other reasons, not because she's with Neal, okay?
Bir sürü nedenden dolayı Tamara'nın peşindeyim, ama neal'la birlikte diye değil tamam mı?
Listen to me, Neal.
Beni dinle, Neal.
Neal was hurt so badly, he fell through.
Neal kötü yaralanmıştı ve portalın içine düştü.
We woke a giant, Neal.
Bir devi uyandırdık Neal.
Neal thinks he's in the lead here... but I'm with him.
Neal benden önde olduğunu düşünüyor ama aynı yerdeyiz.
This is where Neal is now.
Neal şu anda burada.
Yeah, and anything Neal related is exactly the opposite.
Tabii, Neal'la alakalı olan her şey de bunun tam tersi.
Honey, you know Neal doesn't want you looking into the key.
Tatlım, Neal'ın anahtarı araştırmanı istemediğini biliyorsun.
Neal doesn't lie to me.
Neal bana yalan söylemez.
All right, but if Neal has some scheme or heist planned, I'm not a part of it.
Peki, ama Neal'ın çevirdiği bir dümen varsa ben parçası değilim zaten.
Hi, Neal.
Selam Neal.
Neal Craig- - Talent Management.
Neal Craig, yetenek yöneticisi.
That way, when Neal plays it back, it will open the safe.
Böylece Neal o tarafı çaldığında kasa açılacak.
Neal just went down a minute ago.
- Neal aşağı daha yeni indi.
Back then, all Ellen knew about Neal was that his time was running out.
O zamanlar Ellen'ın Neal'la ilgili tek bildiği vadesinin dolmak üzere olduğuydu.
Neal.
- Neal.
Neal, you can browse when we're done.
Neal, işimiz bittiğinde bakarsın.
And place it in either the male or the female bin.
-... onu erkek ya da dişi kutusuna koymaktı. - Neal.
Neal. Now, at first they're just guessing.
İlk başlarda sadece tahmin ediyorlardı.
If Neal's right... and I trust his hunch... We're dealing with a world-class forger.
Eğer Neal haklıysa, ki ben onun önsezisine güveniyorum birinci sınıf bir sahtekârlıkla karşı karşıyayız demektir.
You and Neal are an impressive team, but you're too impulsive.
Sen ve Neal etkileyici bir takımsınız ama çok fevrisiniz.
Neal Caffrey.
Neal Caffrey.