Neighborhood traducir turco
9,393 traducción paralela
- She's been taking pictures of the entire neighborhood.
- Düşündüğün gibi değil.
So, he comes in, and he's singing, like... ♪ I hope I get to move into your neighborhood ♪
Sonra geliyor ve şöyle şarkı söylüyor... ♪ I hope I get to move into your neighborhood ♪
Police canvassed the neighborhood and asked if anyone saw the shooter coming or going, but most people were asleep.
Polis bütün mahalleyi dolaşıp tetikçiyi gören olmuş mu diye sordu ama çoğu insan uyuyormuş.
My father's been struggling with dementia for years, and all of a sudden, he thought you two were the neighborhood bullies he grew up with.
Babam senelerdir bunama ile mücadele ediyor, birden sizi eski mahallesinde birlikte büyüdüğü iki zorba çocuk sandı.
It travels to every neighborhood.
Her mahalleye yayılır.
I think I found where Bob and Carol live, and not a safe house, but in a family neighborhood.
Sanırım Bob ve Carol'ın nerede yaşadıklarını buldum güvenli bir ev değil, ama bir aile mahallesi.
Spencer wasn't just in the neighborhood.
Spencer onun komşusu değildi.
He's from our old neighborhood.
Onlar eski mahallemizdeki komşularımızdı.
Still in the neighborhood?
- Hâlâ mahallede mi oturuyorsun?
So then the neighborhood itself might be the connection to him. Getting in and out of a house undetected is tricky.
O halde adamla bağlantıları mahalle olabilir.
We wanted to know if you wanted us to check back in with the neighborhood watch on Roosevelt?
Roosevelt mahallesine geri dönüp tekrar kontrol etmemizi... isteyip istemediğinizi öğrenmek istedik?
Since I was in the neighborhood, I thought I'd offer folks a free, no-obligation inspection.
Hazır bu mahalleye gelmişken evinizi parasız kontrol edeyim dedim.
People from my neighborhood don't get scholarships.
Benim büyüdüğüm mahalledekiler burs almaz.
She runs the antique shop in my old neighborhood.
Eskiden yaşadığım mahallede antikacı.
Just... a girl in the neighborhood.
Sadece komşum.
Neighborhood ain't what it used to be, Jim.
Artık bu şehir eskisi gibi değil Jim.
It's the thing that can't be traced back to Russia. It makes the neighborhood kids afraid to go outside. What is it specifically?
Rusya'yla ilişkilendirilemeyecek, çocukları korkudan evden çıkartmayacak bir şey.
This a nice neighborhood!
Burası nezih bir mahalle.
Oh, hey, uh, I actually came by to tell you about this teachers neighborhood watch I'm starting.
Ah....şey, uh, aslında buraya sana..... öğretmenlerin oturduğu yerde devriye yapmaya başladığımı söylemeye geldim.
There's a legend in this neighborhood about a woman who wailed about her dead children.
Bu kasabada ölen çocuğunun ardından feryat eden bir kadının efsanesi var.
They're toys she picked up from all over the neighborhood.
Etraftan topladığı oyuncaklar...
Just baking some cookies for the neighborhood trick-or-treaters.
Şaka-ya-da-şeker için..... kurabiye pişiriyorum.
I noticed last year that a lot of neighborhood children have been dressing up for Halloween as Chanel.
Geçen yıl fark ettim ki, birçok çocuk... Cadılar Bayramında, Chanel olarak giyiniyor.
Why aren't you out canvassing the neighborhood?
Neden muhiti araştırmıyorsunuz?
They're from the same neighborhood.
Aynı mahallede oturuyorlarmış.
I bought it for nothing 15 years ago when no one wanted to live in this neighborhood.
15 sene önce bedavaya aldım sayılır. O zamanlar bu bölgede kimse yaşamak istemiyordu.
How diverse is the neighborhood?
- Mahallede farklı kültürler çok mu?
This neighborhood has a wonderful mix of different cultures and ethnicities.
Mahallede çok farklı kültürden ve etnik kökenden insan var.
Here's all you need to know- - in the last two years, home values in this neighborhood have increased by twice the city average.
Şu kadarını söyleyeyim ; son iki senede bu civardaki ev değerleri şehir ortalamasına göre iki kat arttı.
In this neighborhood, her car could have been stolen.
Bu muhitte arabası çalınmış da olabilir.
Huh, never seen that kid around the neighborhood.
Şu çocuğu buralarda hiç görmedim.
Now, I believe that he is hiding here amongst you in this neighborhood.
Onun bu mahallede, sizlerin arasında saklandığına inanıyorum.
- One in every neighborhood.
- Her mahallede varlar.
Your next up-and-coming Al-Qaeda, your friendly neighborhood despot.
Sıradaki aday El Kaide. Mahallemizdeki despot komşumuz.
The Sorcerer Supreme lives in a regular neighborhood?
Yüce Büyücü sıradan bir mahallede mi yaşıyor?
Of work, of food and a life outside their neighborhood. Despised, aggrieved, up to their eyes in problems.
İşten, yiyecekten ve mahallelerinin dışındaki hayattan küçümsenmiş, incitilmiş, gözlerine kadar sorunlar içinde
But I was just in the neighborhood and I thought, what the heck, off chance and just kind of maybe see if he was around here.
Buradan geçerken "ne çıkar, bir ihtimal buralarda görmüşsündür" diye düşündüm.
He came from a tough neighborhood.
Kötü bir muhitten geliyordu.
I had unis comb the neighborhood, thought we might get lucky with a security camera, but nothing so far.
Güvenlik kameralarını incelesinler diye ekip gönderdim ama şimdiye kadar bir şey çıkmadı.
No, I see him in the neighborhood all the time, and I have a total crush on him. I've just...
Hayır, onu hep görüyorum ve ondan çok hoşlanıyorum.
Drop you off at the corner of Florence and Inglewood... while a major drug bust is going down, pat you on the back and say, "Thanks for all your help." That should be enough to get the attention of the local Neighborhood Watch,
- Evet. Seni büyük bir uyuşturucu baskının ortasında Florence ve Inglewood'a bırakıp sırtına vurup "Yardımların için sağ ol" diyeceğim. Bu, Mahalle Bekçilerinin dikkatini çekmeye yeter.
Wow, this neighborhood is horrible, isn't it?
Bu mahalle berbat, değil mi?
No witnesses, and no one who knows Susan Watts, which is weird, because why would she be running down that alley in her jams if she didn't live in the neighborhood?
Ne görgü tanığı var ne de Susan Watts'ı tanıyan biri. İşin tuhaf yanı da bu zaten eğer o mahallede yaşamıyorsa... -... neden gecelikle o sokakta koşuyordu?
The same neighborhood where Keith and Marcellus live.
Keith ve Marcellus'un oturduğu mahallede.
You know, that neighborhood has been through enough for us to jump to conclusions.
O mahalle ön yargılarımızdan çok çekti.
Neighborhood activist.
Mahalle aktivisti.
Marcus Walker, neighborhood activist.
Marcus Walker, mahalle aktivisti.
- That describes every kid in the neighborhood.
- O mahalledeki her çocuğa uyar bu.
See, ma'am, I-it's my job to interact with the people in this neighborhood.
İşim gereği mahalleliyle etkileşime giriyorum.
Probably never been to this neighborhood except to get grits from Reggie's or chicken and Greens off of Wade Street.
Reggie'den tahıl ya da Wade sokağından yeşillik ve tavuk almak haricinde bu civarda hiç bulunmamışsındır.
You are inventing a neighborhood boogeyman
Sadece Nick için endişeleniyorum.