Neutral traducir turco
1,527 traducción paralela
She comes from a family with money politically neutral and has no naked pictures.
Varlıklı bir aileden geliyor politik olarak yansız ve hiç çıplak resmi yok.
Captain? Diverting to the Kolarus system takes us awfully close to the Romulan Neutral Zone.
Kaptan, Kolarun Sistemi'ne yönelmek, bizi Romulan Tarafsız Bölgesi'ne aşırı derecede yaklaştıracak.
It won't even make it out of the Neutral Zone.
Tarafsız Bölge'nin dışına bile çıkamayacak.
The Neutral Zone.
Tarafsız Bölge'ye.
And take this to a more neutral territory,
teklifini pas geçip, mevzuyu daha tarafsız bölgeye taşıman? tavsiye ederim,
It is well introduced in Switzerland and in the neutral countries.
İsviçre'ye ve tarafsız ülkelere iyi sızdı.
The Holy Father must remain neutral in order to act for peace.
Papa barışı sağlamak için tarafsız kalmalı.
And there will not act to remain neutral.
Ve tarafsız kalmak için herhangi bir şey yapmayacak.
Mr. Ripstein thanks you for bringing him... to this neutral location.
Bay Ripstein onu getirdiğiniz için teşekkür ediyor.
He brought honor to our house of pain... but I will call a neutral fight.
Çünkü o sıkıcı hapishanemize hareket getirdi. Adil bir maç izlemek istiyorum.
Chambers over to the neutral corner... and referee Mathew Kerrigan is counting it out!
Chambers köşesine gidiyor hakem Kerrigan saymaya başladı.
Also, I'm from a neutral country...
Ben tarafsız ülke vatandaşıyım.
- That's neutral.
- O boş vites.
Okay it looks like it's neutral.
Oldukça doğal görünüyor.
Her only condition is that we leave the weapons outside and consider this neutral territory.
Tek şartı silahları dışarıda bırakmamız ve bu tarafsız bölgeyi dikkate almamız.
Well, I don't have a neutral point of view, but your father's got a point.
Annen konusunda her ne kadar tarafsız olamasam da baban haklı bence.
The car's in neutral, and the emergency break is off
Arabanın vitesi boştaydı ve el freni de inikti.
Thank goodness we have neutral ground.
Şükürler olsun, sonunda eşit olduğumuz bir tartışma konusu bulduk.
My advice will be totally neutral.
Tavsiyem tamamen tarafsız olacaktır.
I'm trying to play this very neutral. No.
Çok tarafsız olmaya çalışıyorum.
Okay, make sure it's in neutral.
Tekrar deneyelim.
- Got it in neutral.
Tamam. Vitesi boşa almışsın.
Neutral. Start it up.
Arabayı çalıştır.
Personally, Deb, I think it's about time that a neutral party be brought in to set him straight on just how great he's got it.
Gerçekten Debra, bence tarafsız birine gitmeniz iyi olmuş. Ağzının payını verseydin, çoktan hak etti.
We're small and neutral.
Bizse küçük ve tarafsızız.
Switzerland is small and neutral.
İsviçre, küçük ve tarafsızdır.
I say neutral or supportive.
Bence ya tarafsız kalalım ya da destekleyelim.
To be neutral is to be indifferent.
Tarafsız olmak kayıtsız kalmaktır.
As long as I designate Sietch Tabr neutral territory... no violence may be committed by any party to this conflict.
Tabr siyeçini tarafsız bölge ilan ettikten sonra... hiçbir taraf bu uyuşmazlığa bir müdahele edemeyecek.
Neutral territory.
Tarafsız bölgeye.
You cannot remain neutral any longer, Stilgar.
Daha fazla tarafsız kalamazsın, Stilgar.
He made for neutral Chile where he had coal waiting for him.
Kömür ikmali yapabileceği tarafsız Şili'ye doğru gidiyordu.
Neutral countries : Holland, Denmark, Sweden, were not spared.
Tarafsız ülkeler olan Hollanda, Danimarka ve İsveç'te savaştan nasiplerini aldılar.
So Britain forced neutral ships to submit to the blockade.
İngiltere bu yüzden tarafsız gemileri de ablukaya uymaya zorladı.
Now that the war against neutral ships and food supply has begun, prices rise every week.
Tarafsız gemiler engellenmeye başlandığından beri yiyecek fiyatları her hafta artıyor.
All the neutral steamers we met, American or others, greeted us with three hoots or with their sirens.
Tarafsız, Amerikalı ve diğer gemiler bizi sirenlerini 3 kere çalarak selamladılar.
Wilson kept the United States prepared but neutral for two more years.
Wilson ülkeyi savaşa hazır olarak 2 yıl daha tarafsız tuttu.
It was something that made many Germans wonder just how neutral America really was.
Bu durum birçok Almanı, Amerika'nın tarafsızlığı konusunda kaygılandırıyordu.
Being neutral I get news from all sides.
Tarafsız olduğumuz için her taraftan haberler alıyoruz.
If Britain stayed neutral, the war would still threaten the country's vast empire, its global trade and security.
İngiltere tarafsız kalsaydı, savaş, güneş batmayan imparatorluğun global ticaretini ve güvenliğini tehdit altına sokmuş olacaktı.
After Belgium was overrun, she helped Allied soldiers escape into neutral Holland.
Belçika'nin isgalinden sonra müttefik askerlerinin tarafsiz Hollanda'ya kaçmalarina yardim etti.
Films like this one were made to show in neutral countries, particularly America.
Bunun gibi filmler, tarafsiz ülkelerde özellikle de Amerika'da gösterilmek için çekildi.
Nanoplasm is a completely neutral energy.
Nanoplazma tamamen nötr bir enerjidir.
Neutral energy, or behavioral imprinting?
Nötr bir enerji mi yoksa davranışsal kopyalama mı?
You were neutral observers during the war, too.
Siz savaşta da doğal gözlemcilerdiniz.
We're reporters. We have to remain neutral.
Biz muhabiriz, yani tarafsız olmalıyız.
Be neutral.
Doğal ol.
The Macombo is considered a neutral zone.
Macombo tarafsız bölge sayılırdı.
- You put it in neutral again, huh?
Yine boşa mı aldın?
It is important that we remain absolutely neutral.
Taraf olmamalıyız.
Come on, put it in neutral.
Haydi.